Think of Dawn

2 ♔ A butterfly, spreading its wings slightly let go

"Majesteleri bildiğiniz gibi son zamanlarda öldürülen köylüler halkı oldukça korkuttu ve korkutmaya da devam ediyor. Bu durumun çözülmesi için hala bir şey yapılamaması halk arasında kalkınmaya sebep olabilir. Uzun süredir peşlerinde olmamıza rağmen henüz onlar hakkında sadece payidar kalacaklarına inanan haydutlar veyahut bir çete olduklarını öğrenebildik. Tam kesin olmamakla birlikte öldürdükleri köylülerin kanlarının kendilerini payidar yapacak olduğunu inanıyor olabileceklerini ve cinayetlerin nedeninin de bu olabileceğini düşünüyoruz. Tıpatıp aynı şekilde işlenen cinayetler nedeniyle diken üstünde olan birkaç krallıkla daha görüşebildim onlar da bizim kadar çaresizler lakin önemli bilgiler de elde edebilmişler. Onlardan öğrenebildiğim kadarıyla bu çetenin kim olduğu bilinmeyen biri veyahut birileri tarafından yönetilen kuklalar olduklarına inanıyorlar. Majesteleri benim önerim birlik olarak bu haydutlardan kurtulmamız gerektiğidir."

"Yani hiçbir şey öğrenemedin lakin bolca teorin var öyle mi?" Doyoung'ın tek kaşını kaldırarak alaycı bir şekilde komutanı bölmesiyle masadaki tüm bakışlar onu bulmuştu. Taeyong susması için onu dürtsede Doyoung umursamadan devam etmişti.

"Veliaht prens peki siz? Henüz bir şey bulabildiniz mi yoksa sadece teori mi üreteceksiniz?

Doyoung kızgındı onca zaman yardım etmeye çalışmış fakat her seferinde ceza almış ve geri çevrilmişti ne Johnny ne de kral bir kere gelip kendisine tek bir söz hakkı vermemişti şimdiyse birlik olmaktan bahsetiyorlardı. Aslında Doyoung abisini severdi, onun için Johnny her şeyden daha değerliydi fakat bu olayda Johnny ilk kez Doyoung'a karşı babalarının sergilediği tutumu sergilemişti; onu bir an önce evlendirip ondan kurtulmak isteyen, odasından bile çıkmasına izin vermeyen babalarının tutumunu.

Johnny hafifçe boğazını temizledikten sonra konuşmaya başlamıştı: "Aslında sözünü kesmeseydin komutan Kim'in de geliceği nokta tam da buydu, bu teorilerimiz doğru olsa da olmasa da bir çözümümüz var."

"Bu kadar uzatmasaydı kesmezdim zaten." Doyoung mırıldanarak konuşsada masadaki herkes ne dediğini duyabilmişti.

"E- evet veliaht prensimizin de dediği gibi bir çözümümüz var."Komutan seslice yutkunmuş, aynı komutanın konuşmaya ilk başladığı zaman kralın yaptığı gibi veya o an da bakışlarını kaçırarak fincanını izlemeye başlayan Johnny gibi.

"Bildiğiniz üzere kral Jung oldukça güçlü bir kral ve güçlenmeye de devam ediyor aynı zamanda şöhretide hepimizin haberdar olduğu bir ayrıntı. Bu nedenle diğer krallıklar ile görüşmelerimizde ondan yardım istemeye karar verdik."

"Neden?" Doyoung bu sefer gerçekten ciddileşerek sormuştu. Aslında araya girip girmemekte kararsızdı, sadece eski çete üyelerini öldürüyorlar onlarla işleri bitince çekip gidicekler ayrıca belli bir sıraya göre gidiyolar sıradaki hedefi bulabilirim diyebilirdi böylece ailesi o acımasızlığıyla bilinen kralın ayaklarına gitmek zorunda kalmazdı.

"Kendisi bu tarz konulara oldukça vakıftır prensim."

Komutanın son cümlesiyle Doyoung biraz tırsmış ve onlara gerekli açıklamayı yapmaya karar vermişti sonuçta böyle gaddar, fazlaca güce ve paraya sahip bir kralın onlardan karşılık olarak ne isteyeceği belli olmazdı kral Jung'ın sahip olduklarına bakılırsa Kim krallığından isteyebileceği herhangi bir şey  veyahut  bir çıkarı yoktu. Yani ya onları geri çevirecekti ya da karşılığında Doyoung'ın hayal bile etmek istemeyeceği kadar büyük bir şey isteyecekti.

"Aslında ben bu konu hakkın-"

"KAPA ÇENENİ DONGYOUNG SANA HERHANGİ BİR ŞEY SORULMADI SADECE FAZLALIK YAPTIĞINI BİLMENE RAĞMEN HER ZAMAN BU MASADA BİR YÜK OLDUĞUNU BELLİ EDİYORSUN. KONU HAKKINDA NE SÖYLEYEBİLİRSİN Kİ? O KÜÇÜK BEYNİNİ NE KADAR KULLANABİLİRSİN SEN?