bölüm geç geldiği için kusura bakmayınn, birkaç güne okulum başladığından ve başlar başlamaz sınav yapacaklarından çalışmakla uğraşmaktayım(ಥ_ʖಥ)
beklediğiniz için teşekkür ediyorumm, iyi okumalar pıtırcıklarım🙃
Eren Jaeger, pek kararlı biri sayılmazdı. Zevkleri, umutları, hayalleri, amaçları değişkenlik gösterebilirdi. Çünkü bu kavramlara fazla anlam yüklemeyi reddediyordu. Daha doğrusu yüklediği anlamların zamanla değişeceğine inanıyordu. Örnekleri de vardı.
Anlam yüklediği kavramları ise hayatından kolay kolay çıkarması pek de mümkün olmuyordu. İşte arkadaşlık gerçek bir kavramdı gözünde ve Eren arkadaşlarını, sevdiği çevresini kolay kolay değiştiremezdi. Bir noktada şu ana gelmesine yardımcı olan, şu anki Eren'in oluşmasında katkısı olan herkese karşı saygılı bir bağı vardı. Kopartamayacağı bir bağdı bu.
Ancak hoşlanmak ve seks kavramları, arkadaşlıktan çok farklıydı gözünde. Sıradandı, her insanın içinde taşıdığı beğenilme arzusunu harekete geçirerek olası bir kendini tatmin etme yoluydu.
Seks, büyütülecek bir şey değildi. Birinin kaşına gözüne iltifat etmek, ona atıfta bulunmak, cinsel dürtüleri ile birini arzulamak çokça kez başına gelmişti. Ama içinde bulunduğu şu ana değin tüm bu güçlü ve kopartamayacağı bağlar ile oldukça sıradan bulduğu hoşlantı kavramını hiç harmanlayamamıştı.
İşte şimdi kollarını sardığı bu beden; kendine has saygı duyulası karakteriyle, yüzünün ve bedeninin güzelliğiyle, Eren'e karşı gösterdiği bir başka ilgiyle gencin gözünde çok farklı bir değer kazanmıştı.
Sanki tüm bu hisleri nasıl çözeceğini çoktan bulmuştu. Sanki, kollarını sardığı beden onu tüm varlığıyla kabullenmişti. Her şey çok kolay gözüktü gözüne ve sonra; kendinden az biraz kısa adamdan hafifçe ayrıldı, kibarca çenesini kaldırdı ve zahmetsiz bir çaba ile dudaklarını adamınkilerle birleştirdi.
Başlarda karşılık alamadı, öpücük on saniye kadar sürdü ve bu on saniye ona çok hatasız geldi. Ancak sonra başını geri çektiğinde kafasındaki rahatlık uçuverdi. Daha az evvele kadar hiç şüphesiz stressizdi. Yalnızca yoğun basan duyguları ile hareket etmişti. Pişman değildi ama sevdiği adamın suratını görünce kafasındaki bu huzur kaybolmuştu.
Kollarındaki adamı gerçekten sevdiğine yeminler edebilirdi, ama az önceye kadar onu düşünmeden hareket etmişti. Nitekim Levi'ın yüzü sertti, ifadesizdi. Uzun saçlı genç, şimdi kendini suçlayacaktı, bencilliğine kızacaktı. Ama sonradan adamın gözlerinin hızlı hızlı kırpıldığına, dudaklarının hafifçe kıpırdadığına, kaşlarının indiğine, ifadesinin yumuşadığına ve irislerinin parıldadığına şahit oldu. Kafası karışmıştı, bu kadar hızlı duygu geçişlerini okumaya hazır değildi. Ve hiç beklemediği anda Levi'ın dudaklarını aralık dudaklarının tam üzerinde hissetti.
Soğuk dudaklardı bunlar, ancak fiziksel yapısına rağmen manevi olarak kendine o denli sıcak gelmişti ki yumuşacık başlayan öpücükleri, merhametli haliyle ikili nefessiz kalan değin devam etti. Ayrıldıklarında sıkıca sarıldılar yeniden, aralarındaki bu suskunluk, dingin bir itirafı andırıyordu.
Paylaştıkları öpücük çok özeldi ve bunu gerçekten hissettirmişti. Sıcacık kucaklaşmaları Levi'ın Eren'in boynuna dürüst bir öpücük kondurması ile sonlanmıştı. Uzaklaştıklarında ikisinin de yüzünde şirin bir gülümseme belirmişti. Ve Eren, bu gülümsemeyi taçlandırmak adına mavi gözlü adamın dudağının sağındaki ufacık gamzeye yaklaştığında bir öpücük daha başlamıştı bile...
"Saçlarını örmemi ister misin?"
"Ahahah, bunu nasıl reddedebilirim ki?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
En sevdiğim çiftsiniz biliyorsunuz değil miᕕ( ཀ ʖ̯ ཀ)ᕗ ben size diyorum bak bunlar gibisi gelmez bir daha