"Sen bana başka gözle bakıyormuşsun"
Söylediklerimden dolayı yüz hatları gerilmeye başladı. Elleri iki yandanda yumruk halini almıştı. Çenesi sinirle kasılmasıyla birlikte göğüs kafesi hızla kalkıp iniyordu. Titrek göz bebeklerinde yeşilleri alev alan bir orman görmüş kadar oldum. Ne yapıcağını kestiremiyorum. Adımlarını yeri inletecek kadar sertçe atıp yanıma vardı...
"N-ne" derin nefes alıp elleriyle yüzünü kapatı. Boğuk çıkan sesiyle aynı zamanda bocalamıştı. Olduğu yerde hareketsiz duramıyordu ayağıyla zeminde ritim tutturmuştu. Genelde bunu sinirlendiği zaman yapardı ya da canı sıkın olunca. Ellerini yüzünden çekip gözlerimin içine baktı uzun uzun. Gözleriyle yüzümde keşife çıkmıştı adeta aradığı bir şeyi bulmak için. Anlamsız bakışlarımla karşımdaki adama baktım...
"Sen bana başka gözle bakıyormuşsun öyle dedi...bunun neresini anlamıyorsun!"
Fazla bu garip ortamda duramayacağım fark edince arkamı dönüp gideceğim zaman kolumdan tutulup çekilmemle birlikte nefesim kesilmişti. Ani yakınlaşmamızla bedenimi sekteye uğratı. Nefesi yüzümü okşayıp geçerken kafamı yana çevirdim. Az önceki yaşadığımız yakınlaşmada bedenimiz yakınken şimdi yüzlerimizin arasında mesafe diye bi şey yoktu. Ne bu temas bağımlısı hareketleri. Kendimi de anlamıyorum uzaklaşmak istiyorum ama yapamıyorum.
"S-sen ne dedin peki" sorusuyla kolumu elinden usulca çekip gülümsedim. Cevabımı çok iyi biliyordu zaten. Böyle saçma bir şeyin duyulmasından bile benden çok korkuyordur hal ve hareketlerine bakınca. Tebessüm yüz hatlarımda kalıcı bir duruma gelirken konuştum...
"Ne diye bilirim ki...aramızda sadece abi kardeş ilişkisi var." Diyip arkamı dönüp ilerledim. İlerlerken arkamdan duyduğum adım seslerle ardımdan geldiğini anladım. Sokakta sadece Giray abinin nefes alışları duyuluyor. Zannımca bu konuya çok sinirlendi. Gözlerimi abartıyla devirerek olduğum yerde durdum. Çok yavaş yürüyordu...
"Beni seninle tehdit etti eğer beni senin yanında görürse...barda çekindiğim fotoğrafı aileme gösterecekti. Arabada sana anlatmıştım hatırlarsan yarı yamalak eğer babam gelmeseydi anlatırdım."
O gün yaşadıklarım aklıma gelince bedenim ısısı yükselmişti soğuk havaya inat. Rüzgar yüzümü okşayıp geçerken arabada yakınlaşmamız gözüm önüne geldi. Aslında bir şey yaşamamıştık o an bana sinirliydi bense olacaklardan korkuyordum. Peki bu yaşadıklarımın neresi ısımı yükseltecek kadar güzel andı. Bilmiyorum neden birden yaşadıklarımı düşündüğümü dahi bilmiyorum.
Yanıma varınca omzumdan ona baktım. Bi kaç santim benden uzun olan boyundan dolayı kafamı kaldırma gereği duydum. Yüzünü göremiyordum ters yöne dönüktü. Yüzüne bakmaya çalıştığımda başka yöne döndü. Sanki benden bir şey saklıyordu.
"B-bu konuyula ilgili konuşmu- konuşmuştum ama ilk söylediğin konuyu senden duydum" sesi pürüzlü çıkarken aynı zamanda konuşurken bocalıyordu.
"Ne bekliyorsun ki...her şeyi doğru anlatmasını mı" ters köşe yapıp önüne geçince dolan gözlerini gördüm. Yüzünden düşen bin parçaydı. Songül abla yüzünden kendini suçlu hissediyor galiba. Yeşilleri sulanırken titrek göz bekleriyle baktı...
"B-ben özür dilerim" diyip öne atılıp hızlı hızlı adımlarla ilerledi. Ah keşke söylemeseydim şimdi kendini suçlu hissediyor. Aniden başıma giren ağrıyla elimle şakaklarımı ovalayıp giden Giray abiye baktım. Kendimi haklı çıkartıcam diye Giray abiyi üzmüştüm. Ardından koşarak ona yetişmeye çalıştım. Karanlık olan yolda sadece onun ışığını görebiliyordum. Üzüntüden omuzları düşmüştü ellinde ki fenerin ışığı sönmesiyle kendimi boşlukta hissetim. Bu sokak lambaları neden yanmıyor hayır yani belki başıma bir şey gelicek. O an karanlıktan mı yardım isticem saçma sapan düşüncelerimden dolayı abartıyla göz devirdim. Bu haldeyken bile boş yapabiliyorum ne güzel dimi. Yanına vardığım zaman her adımda benim önüme geçiyordu. Anlaşılan ne yüzüme bakmak istiyor ne de konuşmak. Ama bir konuya açıklık getirmek gerekirse Songül abla suçluydu Giray abi şu an kendini boş yere üzüyordu. Sıkıntıyla sesli nefes verdim...
"Giray abi senlik bir şey yok...Songül abla her zaman ki gibi sen üzülme" içtenlikle gülümseyip Giray abinin elinden tutum. Bana doğru dönmesini sağladım. Aheste aheste akan göz yaşları yanağında usulca akıyordu. Kasılan çenesinden akan göz yaşını silip titrek göz bebeklerine ulaştım. Karanlığa inat yeşil gözleri görünüyordu.Yüreğimin sızlamasıyla elimde olan eline daha çok kenetlendim. Oysa erkeksi eliyle ince belimi kavrayıp kendine çekti. Boynuma kafasını gömüp iç çekercesine ağlamaya devam etti. Kenetlenen ellerimiz ayırıp daha çok bana sokuldu. Belimdeki elleri sıklaşırken boynumda hissettiğim dudaklarıyla duruma uğradım. Adeta değdiği yerler yanıyorken dudakları arlandı ve boyun girintime bir buse kondurdu göz yaşlarıyla birlikte. Saçları yüzümü okşarken titrek bir nefes verdim...
"Giray abi ağlama" dediklerimden sonra dudaklarından bir hıçkırık koptu. Onunla birlikte dünyada hüzünlenip yağmur çiseliyordu. Göz yaşları boynumdan süzülüp içime akıyordu. Yukardan gök gürüldemediyse korkudan Giray abiye daha çok sokuldum. Onu böyle görmek istemiyordum. Görüş alanım bulanıklaşırken. Yağmurun şiddetli yağışı yeri göğü inleten bir sesti. Ben ıslanmazken Giray abi bana siper olmuş yağmur damlalarından beni koruyordu. Aslında ıslansamda bir şey olmazdı. Doğa güzelliğin kime ne zarar verdiği daha görülmemiş. Lakin aynısını insanlar için söyleyemem kollarım arasında olan koca adam adeta çökmüştü. Gözlerimden süzülen yaşlarla ona eşilik ediyordum. Canım acıyor onu böyle görünce. Yüreğime saplanan sızıyla ondan kendimi geri çekmeye çalıştım. Ama izin vermiyordu belimdeki kolları sıklaşırken acıyan canımla ona izin verdim...
"G-Giray abi neden ağlıyorsun?...lütfen artık ağlama"
Birisi yanımda ağlayınca ister istemesi duygusalaşıyordum. İşte bu kusurumu sevmiyorum. Usluca kollarını ince belimden ayırıp kendini benden uzaklaştırdı. Elini ensesine atıp sıkıntıyla saçlarını çekiştirdi. Üstümdeki o anın büyüsü gitmiş geriye şaşkınlık kalmıştı...
"B-ben özür dilerim bi yan...kendimi kötü hissettim"
elinde feneri yakınca ortama az ışık sahipliği yaptı. Elindeki Fener aniden sönünce eliyle vurup çalıştırmaya çalıştı. Hayır elindeki bir Fener tüplü bir televizyon değil ya. Ortamda ki hüzünlü hava adeta yağmura karışıp kaybolmuştu. Burda geçirdiğimiz her dakika gibi karanlığa ev sahipliği yapmaya devam ettik. Yağmurun usulca durmasıyla ilerledik sanki az önce bir şey yaşanmamış gibi. Onu ikinci kez böyle görüyüm. Ağlamak ona yakışmıyordu. Daha çok dudaklarına taht kurmuş gülümseme ya da sinirlenince çatılan kaşları. Galiba en çok bu yüz mimiklerini beğeniyorum. Ya da sürekli bana öyle baktığı için arda bir beni sekteye uğratıyor. Bu gün ki gibi...
Yan yana yürürken ellerimiz hafif temasa uğruyordu. Giray abide sanki bu durumda rahatsız olmuş elini çekip benden bir adım önden ilerledi. Ne diye bilirdim ki. Az önce sarılmak için can atan kişi gitmiş başka kişi gelmişti. Yorgunlukla etrafa göz gezdirirken ilerki sokakların ışığı yandığını fark ettim. Sonunda hızlı adımlarla ilerleyip karanlık ve pis sokaktan çıktım. Tabi arkamda bıraktığım kişi yürümekten acizdi. Yol yürü yürü bitmiyordu. Halbuki bu kadar fazla yürümemiştim ya da o anki üzüntüyle fark ettmedim. Önümüze bir erkek gurubu çıkınca adımlarımı yavaşlatım. Bakışlarımı ayak kabıma indirip yanımdan geçen erkek gurubuna bakmamaya çalıştım. Onların bakışlarını üstümde hissede biliyordum. Rahatsızlıklar yerimde kıpırdanırken. Saçlarımın yüzümü kapatmasına izin verdim. Titrek göz bebeklerimle yandan onlara bakıyordum. Arkadan belimden tutulup çekilmemle korkudan çığlık atıcaktım ki. Kulağıma sessizce fısıldadı 'benim' demesiyle kaslı bedenine yaslandım. Rahatlama hissiyle derin nefes aldım...
Bedenime saran kolları aynı zamanda güvende olduğum hissettiren varlık. O her zaman beni koruyordu bir amaç ya da sebep armadan. Yanımızda ki gurup uzaklaşmasıyla belimde ki elini çekmedi. Kolu adeta belime kenetlenmişti...
Arkadaşlar yeni bölüm çok temaslı bir şey oldu 😝👉👈 ama yine ilerlemesi güzel. Sizleri seviyorum..
Lütfe beğeni 👍🐣
bu bölümü melissaa_5689 ve YaseminSozen55 ithafen yazdım. Canım okuyucularım güzel okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALEMDE Kİ POLİS!+18
Novela Juvenil"B-BENİM TANIDIĞIM ADAM SEN DEĞİLSİNN!" Hıçkırıklarımın arasında şiddetli bağırmamla bana yakın olan bedeni ellerimle uzaklaştırmaya çalıştım...ne kadar uzak durursam o kadar iyidi benim için. "Y-yapma...yapma böyle davranma..." "Nasıl davran mayay...