"Senin adın ne ufaklık?" Küçük kollarımı büyük, kemikli elleriyle boynundan ayırıp konuştu. "Anka. Senin adın ne?" Bütün yüceliğini gözlerimin önüne sunup parıldayan gözleriyle ruhumu görmek istercesine kahverengilerime derin derin baktı ve sonra cevap verdi. "Mavera." Ne kadar da güzeldi adı, kendi gibi.
"Adın çok güzel, gözlerin de çok güzel." Kocaman gülümsedi ve özenle çizilmiş bir resim gibi duran dudaklarını araladı. "Anka," kollarını tekrar bana sardı ama aramızda beni görebileceği kadar mesafe bıraktı. "Asıl sen çok fazla güzelsin ufaklık." Onun gibi her detayı mükemmel olan birinden bunları duymak küçük kalbimin hızla çarpmasına neden oldu ve kıkırdadım.
Kimileri duygularının onlara yaptığı baskıdan, kimileri çevresindeki insanlardan, kimileri yalnız olmaktan sıkılır. Herkesin sıkılma nedeni farklı olabilir ve bu ruh haline göre değişkenlik de gösterir.
Benim sıkılma nedenim ise bir nevi yalnızlıktı. Evdeki herkes Mavera'nın kanımdan aldığı gücü kontrol etmesi için ona odaklanmış durumdaydı. Yaklaşık iki haftadır sürekli eğitim yapıyorlardı, ben de onlara katılmak istiyordum ama eğitim sırasında bana zarar gelir diye beni Mavera'nın yanına yaklaştırmıyorlardı. Bu süreçte Öktem'in bana gösterdiği, evin içindeki küçük kütüphaneden kitaplar okuduğum gibi Mavera'nın bana aldığı kitapları da büyük bir hızla bitirdim, hepsi tahmin ettiğim gibi çok güzeldi. Arada sırada bahçeye çıkıp onlardan uzak bir yerde Sütlü Kahve ve Siyah İnci'yle de oyalandım, artık kurt adam tılsımı olmasa da onlarla çok rahat anlaşabiliyordum.
Ani bir kararla boş boş yattığım yataktan kalktım. Üstüme siyah, bol bir kazak ve altıma da siyah tayt giyip odamdan çıktım. Evin arka kısmında kalan bahçeye, onların yanına gitmeden önce Sütlü Kahve ve Siyah İnci'ye vermek için bir kabı süt koyup içine ekmek attım. Bahçeye çıktım ve kendi kendine koşuşturan dostlarıma iyice yaklaşıp elimdeki kabı yere bıraktım, oyun oynamayı bırakıp hemen ekmekleri yemeye başladılar. Yere eğilip sırayla başlarını okşadım ve yanlarından ayrıldım.
Arka bahçeye geldiğimde onları çimlere oturmuş, bitkin halde buldum. Böylesi iyiydi çünkü Mavera'yı ya da diğerlerini kurt formunda görmeye hazır değildim. Hepsi kafalarını aynı anda bana çevirince beni kovmalarına fırsat vermeden, hızla Mavera ve Öktem'in arasındaki boşluğa oturdum. "Anka neden geldin?" Noyan abimin saçma sorusuna cevap vermek yerine omuz silktim. O esnada göz ucuyla Mavera'nın gözlerini devirdiğini gördüm, bu hareketine biraz alınsam da umursamazca konuştum. "Mavera gözlerin çıkar yerinden, yapma öyle şeyler." Cümleme karşı boş bakan gözleriyle yüzüme bakmaya devam etti. Konuşmayacağını anlayınca zorlamayıp Öktem'e döndüm. Diğerleri kendi aralarında konuşuyorlardı, Öktem de onları, konu tahminimce önemli olmasa da büyük bir dikkatle dinliyordu.
Öktem'in koluna hafifçe dokunduğumda bana döndü, ona doğru eğildim ve kulağına yaklaştım. "Mavera neden benimle konuşmuyor?" Fısıldayarak sordum sorumu, o da aynı benim gibi kulağıma fısıldayarak cevap verdi. "Çok yoruldu, o yüzdendir." Bu cevap beni tatmin etmese de sadece başımı salladım. Öktem ise gülümseyip kolunu omzuma attı. Durumu sorgulamadan diğerlerinin sohbetine katıldım.
Yaklaşık yarım saat süren boş ama eğlenceli sohbetimiz bir uluma sesiyle kesildi. Çok yakınımızdan gelen ses beni korkuturken Mavera ayağa kalkıp hemen önüme geçti, sessiz bir emirle hepimiz ayağa kalktık. Elim istemsizce Mavera'nın kaslı koluna gitti ve parmaklarım kolunu sıkıca sardı, o sırada kısa bir anlığına bakışlarım Öktem'e kaydı. Mavera'nın kolunu saran elime bakıyordu gözlerinde ne olduğunu bilmediğim bir şey belirdiğinde gözlerini parmaklarımdan çekti. Mavera omzunun üzerinden keskin gözlerle bana baktı. "Korkma." Tekrardan duyduğum uluma sesiyle olduğum yerde sıçradım. "Biz buradayken sakın korkma, kimse sana bir şey yapamaz." Sözlerini söylerken göz rengi sarıya dönmüştü. Başımı salladım ve onu onayladım ama yine de korkuyordum, o önümde hiç kımıldamadan dururken geniş omzunun üzerinden ileriye baktım. Dokuz tane kurt vardı, bu korkumu körüklese de sakin olmaya çalışıp abilerime baktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA'NIN DOĞUŞU
Hombres Lobo"Anka, senin annen kurtların soyundan geliyordu. Yani o bir kurt kadındı, baban ise insan. Annen bildiğin kişi senin düşmanın, ona sakın güvenme. Bir savaşın ortasındayız Anka ve yaşamın bu savaşa bağlı. Çünkü sen bir insan-melezsin." Rüyamda söyled...