•
İkinci kez hastanade olduğumu anımsayarak ağır ağır gözlerimi açtım. Burada olmamın sorumlusu olan kocamın bunlara sebep olması ne kadar da acı? Başucumda uyuyakalan Sema'yı görmemle duvarda asılı olan saate başımı çevirdim.
Yaklaşık 4 saattir buradaydım.
Yatakta oturur pozisyonuna gelirken Sema'nın yerinden sıçramasıyla irkikdim.
"Uyandın mı Yüce Dağ'ım?"
"Hayır Sema, uyuyorum ben hâla. Sen uyumana devam et. Pış, pış, pış, pış. Ee, eee, eee, e..." Zaten gözleri baygın baygın bana bakarken rüya gördüğünü sandığına emindim.
"Hıı... Tamam tamam. Uyandığında uyandır beni." Söyledikleriyle rüya sandığını anladım. Beşikte de sallasaydım iyiydi.
Önce kolumdaki serumu dikkatlice çıkardım. Hafif kanıyordu ama bu sorun teşkil etmezdi. Üzerimdeki pikeyi çektim üzerimden. Sonra tülbentimi düzelttim. Ayaklarımı yataktan sarkıttım. Şimdi biraz beklemeliydim. Beklemeliyim...
Gözlerimin kararmasını istemezdim çünkü...
Beklerken ne yapacağımı düşündüm. Şimdi Ali abiye mesaj atıp Selin ve Zafer'i hangi hastanede gördüğünü sormalı ve konumu öğrenmeliydim.
Çekmecenin üzerinde duran telefonumu görünce yataktan kalkıp telefonumu aldım. Bu sırada Sema'nın uyanıp uyanmadığını kontrol ediyordum. Ali abiye mesaj atıp nerede olduğunu sordum öncelikle. Zafer'in şirketinin önündeolduğunu. Başka
bir adama da konuyu anlatmadan Selin'i takip etmesini istemiş. Selin de saat üç buçuk gibi tekrar hastaneye gelmiş. Ardından Hazar... Neler olduğunu bilmiyordum. Ve bu kadının neden böyle bir şey yaptığını anlamadım. Ama..Bunu zamanla öğreneceğiz...
Teşekkür edip odadan sessizce çıktım. Bu hastane kıyafetleriyle sanki hastaneden kaçıyormuş izlenimi verdiğimin farkındaydım tabi ki. Ama kıyafetlerimi giyecek vaktimin olduğunu sanmıyorum.
Hemen hastanenin en alt katına indim. Danışmadaki kıza yaklaştım. Önce baştan aşağı süzdü beni. Sanki defileye çıkmışım da üstümdeki tasarımları beğenmemiş.
Haspam...
"Buyrun?" Biyrin..
"Bana Selin Bulut'un oda numarasını söyler misin?"
"Üzgünüm, söyleyemem." İzginim siyliyimim.
"Nedenmiş o?"
" Hastalarımızla ilgili bilgi veremiyoruz maalesef hanımefendi. "
"Hastanın yakınıyım belki. "
"Peki, adınız nedir? "
"Adım Ilgaz."
"Bu yeterli bir bilgi değil hanımefendi. Soyadınız nedir?" Sinirlenmeyeyim diyorum ama elde değil. Kocamın(!) soyadını ne kadar söylemek istemesem de söyleceğim maalesef...
"Ben Ilgaz Koçak. Tanıdık geldi mi sana?"
"Siz.."
"Evet canım benim tahmin ettiğin gibi. Hadi, şimdi bana Selin Bulut'un oda numarasını söyle. Yoksa ben kendi yollarımla öğrenmesini bilirim."
"Hemen Ilgaz Hanım." Hiç anlamıyorum. Bir soyad yüzünden tanımadıkları insanlara boyun eğmelerini... Gerçekten anlamıyorum. Önemli olan mal mülk mevki mi yani? Kızın suyuna gitmeliyim şimdi.
"Ya, ben seninle sohbet etmek istiyorum aslında ama işte,acelem var. Zafer'le birlikte gelecektik buraya. Selin'i tebrik etmek için. Hamileymiş de. Ama benim restorantta işler uzayınca o benden önce geldi. Ben de fenalık geçirdim. Ama öyle böyle değil. Bayılmışım tabi. Ne şans ki bu hastaneye yakın restorantım. Buraya getirmişler beni."
Kız, konuşmaya o kadar meyilli ki istediğim bilgileri motora bağlar gibi söylemesi dakikacıklarımı aldı sadece.
"Şimdi anladıım. Selin Hanım, buraya yaklaşık yedi saat önce geldi. Bir on dakika sonra da Zafer Bey,yani eşiniz geldi. Sonra da çıktılar hastaneden. Selin Hanım tekrar geldi. Kısa bir süre sonra Hazar Bey geldi. Öyle işte. "
"Görüşürüz tatlım." İç dürtülerimin beni uyarmasıyla sesin geldiği yöne hafifçe döndüm. Bu oydu.
Selin!
Kulağından telefonu uzaklaştırmasıyla telefonda konuştuğunu anlamam uzun sürmedi.
"Oda numarası 235."
Kafamı sallayarak tam kızdan uzaklaşıyordum ki, kıza döndüm.
"İyi günler."
Hızlıca asansöre binip odanın bulunduğu kata geldim. Odayı hemen buldum. Çünkü dikkatli biriyimdir. Övmek gibi olmasın ama...
Kapıyı çalıp girdim. Aslında Selin'in neden tek başına hastaneden çıktığını anlamadım ama odada Hazar'ı görmeyi beklerken sadece orta yaşlardaki doktoru gördüm. Demek ki Hazar çıkmış.
"Selamün aleyküm." Doktor genişçe gülümsedi.
"Aleyküm selam, buyrun? "
"Ben bir konu hakkında konuşmak için gelmiştim. Müsait misiniz acaba? "
"Aslında az önceki hastamın eşi gelecek." Ne?
"Hazar mı?"
"Nereden tanıdığınızı anlamadım ama evet. Bir konu hakkında konuşacaktık."
"Konuşacağınız konu, eşim Zafer ve Selin'in doğacak çocuğuyla ilgili mi?" Doktor şok! Valla şok.
"Siz.. Biliyorsunuz... Yani... Nereden... Yani... Zafer Bey... Selin Hanım... Hazar Bey..." Anlaşılan şoktan çıkması için olayları birazcık anlatmam lazımdı. Doktorun karşısındaki koltuğa oturdum.
"Evet,ben maalesef Zafer'in eşi Ilgaz'ım. Şaşırdığınız kısmı da gayet iyi anladım. Kocamın beni aldattığını biliyorum. " Ardından devam etttim.
"Ve tabi ki Hazar da biliyor. Yani aldatıldığımızı. Sizinle bebekle ilgili aklındaki şüphelerden konuşacağına eminim."
Kadın bir müddet bekledi. İyice sindirmesi lazım tabi...
Sonra o kutsal kapı çaldı. Doktorla bakışlarımız kesişti. Ona gözlerimi yumup onay verdim.
"Gel!"
Kutsal kapı yavaş yavaş açıldı. Ya da ben ağır çekime aldım. O yüzden kapı yavaş yavaş açıldığını zannettim.Bilemiyorum.
İçeri doğru adımladı. Kısa bir süre bana bakıp doktora çevirdi başını. Doktora da bakmıyordu ki. Doktorun arasındaki duvara bakıyordu. Anlaşılan göz zinasından kaçıyordu.
Hımm, bu devirde böyle adam kalmış mıydı?
Boş konuşma da ortama adapte olayım.
Boş konuşmuyorum, bunlar gerçekler Ilgaz.
Kendi kendime konuşmamı başımı iki yana sallayarak bitirdim. Ve âna odaklandım.
"İsterseniz sonra konuşalım Doktor Hanım, müsait değilseniz." Doktor dudaklarını aralamıştı ki olaya ben müdahale ettim.
"Otur lütfen, bu konu beni ilgilendirdiği kadar seni de ilgilendirir Hazar."
"Sizin konunuz beni neden ilgilendirsin hanımefendi? Hem, adımı nereden biliyorsunuz? "
"Buraya aynı konu nedeniyle gelmişiz. Selin, Zafer ve bebeğiyle ilgili gelmediyseniz bilemem." Dudakları şokla aralanırken ben onun buz mavisi gözlerine takıldım. Hemen gözlerimi etrafta gezdirdim. Tövbe yaarebbiiiimm.
"Sen..."
"Evet Hazar, benim. Ilgaz."
Adamı daha ne kadar şoka uğratabilirim ki? Ama bu durumdan memnun olmadım değil.
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aldatılıyoruz
Teen FictionDaha tamamlanmadı. Maalesef gençler, cringe ifadeler içerebilir: Dikkat! 0535***: Yani anlayacağınız Hazar Bey 0535***: Aldatılıyoruz • Aldatılıyoruz; isimli ve konulu, ilk ve tek texting kitabıdır. Başlangıç Tarihi ~ 2021 Bitiş Tarihi ~ Devam Ediy...