8

136 17 34
                                    







"Son olarak da Jaehyun." Dedi ve Mark'ı yerle bir edecek, vicdan azabından süründürecek o cümleyi söyledi.

"Kendisi sevgilim olur."

Mark göz göze geldiği Jaehyun'a minik bir tebessüm verdi.

...

"Öyle mi?" Dedi ardından da gözlerini Jaehyun'dan çekip Taeyong'u süzdü uzunca. Sanki kendisinde olmayıp da onda olan bir şeyler arıyor gibiydi. Jaehyun ise kendisinden çekilen gözlerdeki kırılmayı, parlak yıldızların sönmesini izlerken içinde tarif edemediği bir sızı peydahlanmıştı. Yanlış yaptığının o da farkındaydı.

"Jaehyun ile oda arkadaşıyız biz. Sevgilisi olduğunu bilmiyordum ama." Dedi ve Taeyong'u süzmesi bitmiş gibi Jaehyun'a döndü.

"Seninle iki dakika dışarıda konuşabilir miyiz?" Ses tonu her şeyden uzaktı. Normalden kalın, normalden soğuk ve oldukça uzak. Jaehyun üzerindeki gözlerin baskısını hissedebiliyordu ve dışarı çıkmanın sonuçları olacağını hissedebiliyordu.

"Yağmur yağıyor ama-" diye cümlesine başlayan Taeyong'u dinlemek istemeyen Mark -o an sesini bile duymak istemiyordu- Jaehyun'u kolundan tuttuğu gibi kalabalık ortamdan çıkarttı bir hışımla. Dış kapının sertçe kapanması ortamın aniden sessizleşmesine sebep olduğunda, olduğu yerde donup kalmış Taeyong'a döndü bütün gözler.

Merakla hepsi kapıya ilerledi.

Mark kolundan tuttuğu bedeni kapıdan çıkarttıktan sonra ıslak çimenlere doğru sertçe bırakmıştı. Dengesini kaybeden Jaehyun, yere, çamurların içine düşmüş ancak hemen toparlanmıştı. Mark sinirlerini kontrol edemediğini hissettiğinde Jaehyun'a sağlam bir yumruk geçirmiş ve ayaklandığı gibi tekrar çamura düşen bedenin üzerine çıkmış, neresine denk gelirse yumruklarını sallamaya başlamıştı. Yağan yağmur oldukça hızlıydı ve şimdiden sırılsıklam olmuşlardı. Jaehyun donup kalmış, yüzüne inen yumrukları engellemeye çalışmaktan başka bir şey yapamaz olmuştu. Mark çığlıklar ve gözünden akan yaşlarla Jaehyun'a lanetler ediyor, gittikçe artan bir güçle vuruyordu bakmaya kıyamadığı yüze. Evdeki kalabalık dışarı çıktığında kimse böyle bir manzara beklemiyordu.

Şoktan çıkıp kavga eden iki bedeni ayırmak için ilerleyen Lucas ve Jungwoo, Mark'ı kollarından tutup hızla ayırmışlardı Jaehyun'dan. Mark kendisini bırakmaları için tepiniyor, hala Jaehyun'a bağırıyordu. Bırakın beni, öldüreceğim onu ve birkaç ağır küfür içeren cümleleri Mark'tan beklenmeyen bir sertlikte ve ses tonunda mahallede yankılanıyordu.

"Orospu çocuğu!" Diyerek attığı çığlıkla birlikte tüm enerjisi çekilmiş gibi dizleri üzerine çökmüş, gözyaşlarının yağmura karışmasına, diğerleri tarafından belli olmasına içinden şükretmeye başlamıştı. Kollarından tutan bedenler olmasa yere düşeceğini hissedebiliyordu, tüm enerjisi bitmişti. Gözlerini kaldırıp az önce yumruklarını savurduğu bedene baktığında herkesin oraya toplandığını, Taeyong'un endişeli bir şekilde Jaehyun'u ayağa kaldırmaya çalıştığını gördüğünde ise bu son nokta olmuştu. Yanından asla ayrılmayacağını, ömür boyu ona yapışık gibi yaşayacağı ile ilgili dalga geçen Jaemin'i, öz kuzeni olan Jisung'u Jaehyun'a endişeli gözlerle bakarken gördüğünde ve kendisini asla önemsemediklerini fark ettiğinde hıçkırıklarını serbest bırakmıştı.

Herkesin kimin haklı olduğunu öğrenmeden onun başına toplanmasını daha fazla kaldıramamıştı.

Jaehyun'un iyi olup olmadığıyla ilgili sorular havada ses karmaşası yaratırken Mark onun yanında olan iki bedene dönmüştü. Lucas ve Jungwoo ile yakın değillerdi ancak ikilinin güvenilip güvenilmeyeceği şu an pek umrunda değildi.
Fısıltı gibi çıkan ve kısılmış sesiyle ikiliye seslendi hıçkırıkları arasından.

"Yalvarırım beni buradan götürün, lütfen."
Hıçkırıklarının biraz ilerideki bedenlere ulaşıp ulaşmamasını umursamıyordu artık. Fazla kırgın ve fazla dağılmış hissediyordu.

Jungwoo Mark'ın ayağa kalkamayacak kadar bitmiş olduğunu fark ettiğinde Lucas'a onu kucağına almasına dair bir işaret vermiş ve eve girip üçünün de eşyalarını toplamış arabaya bırakmıştı. Lucas da kucakladığı bedeni arka koltuğa yerleştirmiş, kendisi de yolcu koltuğuna geçmişti.

Jungwoo arabayı sürerken nereye gitmesi gerektiğini bilmiyordu. Mark'ın Jaehyun ile oda arkadaşı olduğunu duymuştu konuşurken. Lucas ile paylaştığı eve gitmenin daha doğru olduğunu düşünerek otobana çıktığında, arka koltukta yatan Mark iç çekişleri arasından zar zor konuşabilmişti.

"Teşekkür ederim." Ardından da yorgunluk ve baş ağrısıyla birlikte uykuya dalmıştı.


...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
No Talk Between Us | JaeMarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin