3S. 2.Bölüm

507 42 17
                                    


Takım ilk maçlarını kazandıkları için mutlu olsa da Sunny öyle değildi. Hem Izawa ile birden arasına giren mesafe -nedenini hâlâ anlamış değildi- hem de maçta hiç gol atamamasının verdiği üzüntü vardı. Takımın santraforu oydu ama hiç gol atamamıştı. Belki de bu takımda oynayabilecek kadar iyi değildi. Diğerleri o gün paydos vermişti ama Sunny çalışma kararı almıştı. Hernandez şutunu tuttuğunda artık bu şuta güvenmemesi gerektiğini anlamıştı.

Üstünde çalıştığı şutunda ustalaşmaya yaklaşmıştı Wakabayashi ile yaptığı çalışma sayesinde. "Bu şutu başarmam gerek." 1 saat kadar çalıştıktan sonra onu durduran sesi duydu. "Cidden hiç değişmemişsin."

"Sen de hiç değişmemişsin Misaki." Dedi Sunny. "Daha fazla çalışmaya devam edersen kendini sakatlayacaksın. Unutma sen bizim kaptanımızsın ve sana ihtiyacımız var. Avrupa futboluna ne kadar hâkim olduğunu hepimiz biliyoruz." Dedi. "Ayrıca eskiden aşırı kullandığın bir özelliğini kullanmıyorsun." Dedi Misaki. "Gördüğün teknikleri kısa süreli bir çalışma ile uygulayabiliyorsun Sunny. Hatta çalışmana bile gerek yok görmen yeterli."

Sunny düşündü aklına aniden bir fikir gelmişti. "Tabi ya! Çok sağ ol Misaki." Dedi ve sıkıca sarıldı. "Bir şey değil ufaklık." Dedi. "Artık ufak değilim. 1.59'um." dedi Sunny sinirle. "Omzuma geliyorsun." Dedi Misaki alayla. "Sen dev gibiysen ben ne yapayım." Dedi sinirle. "Öfkeli bir civciv gibisin."

Sunny dudaklarını büzdü. "Üzülüyorum ama(!)." dedi. "Şimdi antrenmanı bırakıyorsun ve 3 yıldır konuşmadığımız için bana olanları anlatıyorsun." Dedi Misaki. "En büyük haber sevgilimin olmasıydı ama..." derken yüzü düşmüştü. "Izawa ile sorunlarınız mı var?" dedi. "Yani çıkmaya başlayalı çok olmuyor ama tek fark ettiğim arkadaşken daha yakın olduğumuzdu. Acaba benden hoşlanmıyordu da beni üzmemek için mi kabul etti diye düşünüyorum."

"Eğer öyleyse emin ol bu geri zekâlı olduğunu gösterir." Dedi Misaki. "Senin gibi güzel kız nadir bulunur." Sunny güldü. Misaki le araları çok iyiydi Tsubasa gibiydi onun için. Misaki içinde Sunny kardeşi gibiydi. "Onun dışında başka neler oldu?" diye düşündü sesli bir şekilde. "Aklıma başka bir şey gelmedi. Büyük bir olay yaşayamadık ne yazık ki." İkisi de 3 yıl görüşmemiş oldukları için koyu bir sohbete dalmışlardı. Bu Sunny'i deşarj etmişti gerçekten de.

Ertesi gün oldukça neşeli görünüyordu. Fransa maçını izlemek için stadyuma gelmişlerdi. "Tsubasa siz önden gidin ben birazdan geliyorum." Dedi. Tsubasa kızı onayladığında hızlıca tuvalete gitmiş ve işlerini halletmişti. Koşarak stadyuma giderken biri ile çarpışmıştı. "Özür dilerim." Dedi. Çocuk umursamadan ilerlemişti. Sunny çatık kaşlarla arkasından baktı. Üstünde Fransa forması vardı ama daha önce hiç görmediğine emindi. "Neyse." Diye mırıldandı ve Tsubasa'ların yanına doğru ilerledi.

En sonunda Tsubasa ve diğerlerini bulduğunda derin bir nefes verdi. Maç tam başlarken yetişmişti. Tabletini çıkarttı ve maç başladığı andan itibaren önemli gördüğü şeyleri not aldı. Aynı zamanda oyuncu istatistikleri çıkartıyordu.

9 numaraları iyi şut çekemiyordu ama Pierre oldukça iyi top sürüyordu. Şut çektiğini daha görmese de iyi olduğuna emindi. Fransa gol yediğinde savunma oyuncuları ve kaleci ile de zayıf yönlerini yazmıştı. Bu sırada maça 9 numara yerine 20 numara girmişti. Bu çarptığım çocuk.

Dikkatini ona verdi, içinden bir ses iyi bir oyuncu olduğunu söylüyordu ki yanılmamıştı. Napoleon oldukça iyiydi. Gülle şutu oldukça ilgisini çekmişti. Fransa-İngiltere maçını beklediği gibi Fransa kazanmıştı. Şimdi sıra onlardaydı. Japonya-Arjantin ile oynayacaktı.

Maç başladığında santra vuruşunu Arjantin yapmıştı ve Diaz topla ilerlemeye başladığında Sunny Diaz'ın Pascal boşta olmasına rağmen pas vermediğini fark etti. Bu tanıdık bir tablo.

Tsubasa'yı geçmişti geçtiği gibi Tsubasa geri dönmüş ve Misaki ile ikili markaja almışlardı. Diaz onları geçmiş ve röveşata ile ilk golü atmıştı. Beklediğim gibi, oldukça iyi.

Maç santra vuruşu ile başladığında top Nitta'daydı pas vermeye kalktığında ise Diaz'a kaptırmıştı. Tabi Sunny topu Diaz'dan alana kadar Diaz öyle sanıyordu. "O top benim. Başka zamana."

Sunny, Hyuga ve Nitta atağa kalkmışlardı. Nitta biraz daha geriden onlara eşlik ediyordu. "Peki madem, uzun zamandır kullanmadığım yetenekleri kullanma zamanı." Dedi. Misaki hariç kimse bu dediğinden bir şey anlamamıştı. Daha önceki maçlarını izleyenler kızın oynayış tarzına az çok adapte idi, özellikle dikkatli izleyenler. Sunny eski maçlarına nazaran daha sert hareketlerle oynuyordu şimdi. Bu daha çok Hyuga'nın oynayış tarzıydı? "Misaki sen Sunny ile ne konuştun dün?" diye sordu Tsubasa. "Sadece bir yeteneği olduğunu hatırlattım. O kadar."

Kaleyi gördüğünde Roberto'nun zamanında neredeyse orta sahadan sertçe attığı şut geldi. "Hyuga biraz sonra topu bana gönder." Dedi ve topu ona bıraktı. Hyuga kıza onayladı ve ilerlemeye devam ettiler. Biraz sonra gelen topa vurdu ve top hızla kaleye ilerledi. Kız tek eli ile dengesini sağlamış ve düşmemişti. Top son sürat ilerlemiş ve kaleyi bulmuştu. "1-1." Dedi mutlulukla. Takımının yanına geri dönerken. "Güzel şuttu." Dedi Hyuga. "Bunu nereden öğrendin?"

"Zamanında Roberto'dan görmüştüm. Aklımda kalmış." Dedi. Santra vuruşu için tekrar yerlerine geçmişlerdi. "Sırada kim var?" diye sordu Misaki. "Bilemiyorum." Sunny sırıttı ve stadyumda göz gezdirdi. "Sanırım Avrupa'dan seçeceğim." Dedi. Santra vuruşu ile maç devam ettiğinde Tsubasa ile Misaki Diaz'a baskı yapıyordu. Diaz az öncekine göre daha farklıydı, pas vermiyordu. Sunny istediğini biliyordu, ondan top çaldığı için ödeşmek istiyordu ama ona istediğini vermeyecekti en azından şimdilik. Tsubasa ile Misaki'yi geçmişti Sunny dudak büzdü. Sanırım birebire girmek zorunda kalacağım. Lütfen şu turnuvayı sakatlanmadan geçireyim. Lütfen.

Sunny ile Diaz girdikleri birebirde ilerleyemiyorlardı ta ki Sunny sakatlanma korkusu ile hata yapana kadar. Dengesini bozmuş ve düşmüştü düşerken de bileğini burkmuştu. Düşerken topu çalmayı denemişti. Kontrol edemese de değmiş ve Diaz'ın kontrolü kaybetmişti. Fakat top yine de Arjantin'de kalmıştı. Pascal topu kontrol etmiş ve Diaz ile güzel bir ikili oyunla gol atmışlardı. Sunny çoktan ayaklanmıştı. Ayağı çok kötü değildi. Hatta bu onun için hiçbir şeydi. Minik bir burkulmaydı ve birkaç dakika içinde geçmişti bile. Sakatlanma korkusu ile hata yaptım. Yapmamam gerekirdi. Ne olursa olsun risk almam gerekiyordu.

Kendi kendisine düşünürken derin bir nefes verdi. Onun hatası yüzünden gol yemişlerdi. Şimdi bu hatayı telafi zamanıydı. "İyi misin?" diye yanına geldi Matsuyama. "Oldukça iyiyim."

Santra vuruşu ile maç devam ederken Sunny'de Tsubasa'da markaj altında idi. Bu yüzden devreye ikizler ile Jito girmişti. Durumu eşitlemek için İkiz Şutunu çekmişlerdi ama havada kendilerini kontrol edemedikleri için direğe çarpmış ve sedye ile götürülmüşlerdi. Durum 2-2 olmuştu. İlk devre böyle bitmişti. "Oldukça iyiydiniz. Böyle devam edin." Dedi Bay Mikami.

Devre arasında önemli bir olay olmamıştı ve maç devam ediyordu. Sunny Diaz ile istemeyerek de olsa birebir oynuyordu. Diaz ilk yarıda oynadığı gibi değildi daha bireyseldi. Onun bu durumundan faydalanarak Aşırtma Şutu ile durumu 3-2 yapmıştı Japonya. Durum böyleyken Diaz Pascal ile aralarında geçen konuşma sonrası akıllanmışa benziyordu. Maçın geri kalan dakikaları savunma yaparak geçmişti. Wakashimazu daha önce kurtaramadığı şutları unutturacak bir kurtarış yapmış ve eşitliği engellemişti. Diaz şut çekecekti ki maçın bittiğini belirten düdük çaldı. Japonya sevinirken Sunny göz ucu ile Arjantin'e baktı. Aşırı dağılmış görünmüyorlardı

Sunny onlara bakarken Diaz ile bakışları kesişti. İyi bir rakiptiniz Diaz ile Pascal. Bir daha görüşeceğimizden eminim. İkisi de birbirleri için aynısını düşünüyordu. Eh ne diyelim bu maç sonunda Sunny'nin Avrupa'daki hayran sayısında artış olmuştu. 

1092 kelime.

Sunny'nin o top benim demesi 🖤 ben

Sonunda bölümü bitirdim. Diğer bölümü ne zaman yazarım bilmiyorum ama bu ay bir bölüm daha atmak istiyorum. Tabi olur mu orası muamma.

Kaptan Tsubasa: Kız KardeşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin