🌺𝓞̈𝓷𝓬𝓮𝓴𝓲 𝓫𝓸̈𝓵𝓾̈𝓶𝓾̈ 𝓸𝓴𝓾𝓭𝓾𝓰̆𝓾𝓷𝓾𝔃𝓪 𝓮𝓶𝓲𝓷 𝓸𝓵𝓾𝓷🌺
✨𝓞𝓴𝓾𝔂𝓾𝓹 𝔂𝓸𝓻𝓾𝓶 𝔂𝓪𝓹𝓶𝓪𝔂𝓲 𝓾𝓷𝓾𝓽𝓶𝓪𝔂𝓲𝓷✨~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
*Choi Yeonjun'un anlatımı*
Gözlerim kendiliğinden kapanıyordu. Sanırım gerçekten ölüyorum. Sevindim. Belki bu boktan hayatım son bulur. Kendimi tamamen bırakmak üzereyken güçlü bir ses duydum. Ses uğultulu geliyordu. Beni almaya gelen melek olabilir bence. Sonunda cehenneme gidiyorum.
Öldüysem hiç bişi hissetmemem gerekir değil mi? Ya da koku almamam? Bacaklarımda ve sırtımda güçlü kollar hissettim. Ayrıca yoğun bir nane kokusu geliyordu. Cehennem bu kadar güzel kokamaz. Sanırım cennete gittim. Gözlerimi zorlukla açmaya çalıştım fakat başarılı olamadım. Bilincim yavaşça kapanırken son hissettiğim şey alnımda ki sıcacık dudaklar oldu.
*Choi Soobin'in anlatımı*
Okul çıkışı eve gitmek istemedim. Sadece sokaklarda dolaşıp yürümek istiyor canım. Yalnız başıma değildim. Aklımda dün kantinde gördüğüm çocuk vardı. Yeonjun... İsimleri bile onunla aynı. Belki sadece benzerliktir sadece ben abartıyorumdur? Kai onu bana ayarlayacakmış. Benim hâlâ çocukluk aşkımı unutamadığımı bilmeden.
Ara sokaklarda bir yaprak gibi savrulurken bağırma ve ağlama sesleri duydum. İlk başta mutlaka biri yardım eder diye düşündüm. Fakat sesler arttıkça vicdanım el vermedi. Seslerin geldiği yöne doğru gittim. Bu oydu! Kantinde gördüğüm çocuk yerde boylu boyunca yatıyordu ve Momo onu tekmeliyordu. Yanlarına gittim. Momo beni görünce gözleri büyüdü.
-Choi Soobin! Senin ne işin var burada?
-Onu bırak Hirai Momo! Yoksa elimde ki görüntülerini tüm okula dağıtırım.
-Hah elinde hangi görüntülerim var?
-Geçen hafta Perşembe günü. Sence de daha reşit olmayan birinin bara girmesi yanlış değil mi?
-Blöf yapıyorsun!
-Okulda tüm adın duyulunca görürüz kimin blöf yapıp yapmadığını!Dişlerinin arasından tısladı ve arkasında ki çetesine dönüp işaret verdi. Yeonjunu orada bırakıp gittiler. Hemen yanına gittim. Ağzı burnu kan olmuştu. Tıpkı onun gibi... Hayır Soobin travmanın ortaya çıkmasının zamanı değil! Yeonjunu kucağıma aldım ve evime doğru götürmeye başladım. Küçük bebek gibiydi. Kollarını boynuma doladı ve kafasını göğsüme yasladı.
Yolda gidene kadar gözlerini bir kez bile açmadı. Canı çok acıyor olmalı. Zavallı Yeonjun. Acaba neden zorbalık görüyordu? İçimde ki bir his bu çocuğu korumam gerektiğini söylüyor. Ona çok benziyor. Hemde fazlasıyla...
Eve gidip zile bastım. Minhyuk hyung hemen kapıyı açtı. Kucağımda ki Yeonjunu görünce şaşırdı.
-Lan bu kim böyle?! Nolmuş bu çocuğa?!
-Bişi yok. Bizim okuldan sokakta dayak yerken gördüm.
-Geçin içeri. Kıyamam nasıl kıymışlar bu minnoşa?Göz devirip Yeonjunu koltuğa bıraktım.
-Gerisi sende hyung. Tıp okuyan sensin ben değil.
-Tamam sen git odamdan ilk yardım çantasını al getir. Pansuman yapmam gerek.Koşup çantayı getirdim. Minhyuk hyungun Tıp fakültesini bitirmesine 1 yıl kalmıştı. İşini biliyordu. Çantayı ona verip beklemeye başladım. Hyungum tentürdiyotlu pamuğu yaraların üstünde gezdirdikçe Yeonjun kaşlarını çatıyordu.
-Hyung canını yakıyorsun!
-Bağırma be dibimde! Kolaysa sen yap!Sonunda pansumanı bitirip ayağa kalktı.
-Ne zaman uyanır?
-Az sonra uyanır büyük bir ihtimalle. Girdiği şokun etkisiyle bayılmış. Sen boşver şimdi bunu. Bu çocuk kim ve neler oldu hepsini bana anlat!
-Tamam ama mutfağa gel. Burada konuşursak Yeonjun uyanabilir.
-Adı Yeonjun mu? Soobin lütfen bana o olduğunu söyle!
-Bilmiyorum hyung.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐇𝐢𝐠𝐡𝐬𝐜𝐡𝐨𝐨𝐥 𝐒𝐰𝐞𝐞𝐭𝐡𝐞𝐚𝐫𝐭𝐬 | 𝐘𝐞𝐨𝐧𝐛𝐢𝐧
FanfictionAy ışığı kadar aydınlık olan Yeonjun, Soobinin karanlığına ışık olacaktı.