İyi okumalar~~
__________________________Okulun koridorunda şarkı söyleye söyleye milletin gittiği tarafın tersi yönüne yürüyordum. Öğle arasıydı ve Jeno eminim yine ölü gibi sıraya kapaklanmış uyuyordu. Onu uyandırmaya hep ben geliyordum çünkü sınıflarımız çok yakındı. Herkes öğle yemeği için sınıftan çıkarken ben onun sınıfına gidip zebellah gibi tepesine dikilerek onu dürtüklüyordum. Şanslıysam çabuk uyanıyordu.
Sınıfına girdiğimde herkes çıkmıştı, tahmin ettiğim gibi Jeno yine uyukluyordu. Onu böyle görünce rahatsız olması için bağırmaya başladım.
''WHERE DO BROKEN HEARTS GOOO!''
One Direction sunbaenimin şarkısını gurur duyarak söyledim. Jeno beni duyunca sızlanmaya başlamıştı. İyice yanına yaklaştım ve üzerine yattığı ceketi kendime doğru yavaşça çekmeye başladım.
''Bebeğim, hadi kalk yemek yemeye gidelim. Açıktan midem büzüştü.'' Tepki vermeden yatmaya devam etti. Çok açtım ve açlık beni agresif biri yapıyordu, beni kışkırtmasa iyi olurdu. Biraz daha dürttüm ama yine tepkisiz kaldıkça sabrım tükeniyordu. Aniden üzerine yattığı ceketi kendime çektim ve kafası sıraya çarptı. Hala uyanmaması iyice sinirimi bozmuştu.
Kaşlarımı çatıp '' Uyansana lan.'' diye sarstım. En sonunda bir tepki verip başını kaldırdı ve uykulu uykulu bana baktı. Ona bakarken iyice kaşlarım çatıldı. Gözlerinin içi hafifçe kanlanmıştı ve yalnızca uykudan kaynaklanmayan bir şişlik vardı. Ağlamıştı.
Bu halini görünce önündeki sıraya oturdum ve iyice Jeno'ya döndüm. Elimi uzatıp dağılmış saçlarını düzelttim ve sonra yanağını okşadım. O sırada hala bana masum bakışlarla bakıyordu.
''Ne oldu?'' dedim temkinli bir sesle. Gözlerini kaçırıp yüzünü ovaladı.
''Bir şey yok, oyun oynadım yine uyumadan. Uyumadığım için gözlerim böyle.'' İnanmamış gözlerle ona bakmayı sürdürdüm. Gözlerini tekrar gözlerime çevirdi.
Sabah okula bizden sonra gelmişti ve geldiğinden beri uyuyordu. Öğlene kadar uyumuştu ve bugün onu uyanık gördüğüm ilk andı.''Ben bunları yemem biliyorsun, değil mi?'' dedim bıkkın bir sesle. ''Saklanma benden,anlat lütfen.'' Gözleri dolar gibi olunca meselenin ciddi olduğunu anladım. Kolay ağlayan biri değildi, o ağladıysa endişelenirdim. Jeno'nun dirayetine hayrandım, bu yüzden onun ağladığını görmek beni de zayıf hissettiriyordu.
Dolmuş gözlerini kırpıştırıp ''Abim.'' dedi sadece. O an anladım neden bu halde olduğunu.
''Kavga mı ettiniz yine? Bu sefer ne oldu?'' Merakla yüzüne baktım. Başını öne eğip bir şey demediğinde uzanıp elini tuttum. ''Seni dinlerim.''
Burnunu çekip başını yeniden kaldırdı ama gözlerime bakmadı.
''Dün akşam eve geldi, birlikte yemek yedik uzun süre sonra. Biliyorsun, bu çok nadir oluyor ve bu yüzden annemler çok mutlu oldu.'' dedi. Sessizce '' Bende çok mutlu olmuştum.'' dedi.
Elini sıkıp anlatması için onu destekledim. ''Aslında her şey çok iyi gidiyordu. Ne olduğunu bile anlamadan babamla tartışmaya başladılar, düzgün bir sebep bile olmadan. Bu sefer hiç karışmadım gerçekten. Yalnızca izledim. Babam ona bağırmaya başlayınca odasına kaçtı. Babam ona çok kötü şeyler söyledi, Hyuck. Çok üzgün hissettim onu öyle görünce ama hemen yanına gitmek istemedim. Sinirinin yatışmasını bekledim.''
Yutkundu ve elimi sıktı.
''Sonra odasına gittim, sadece ona yardımcı olmak istemiştim yemin ederim. Konuyu çok alakasız yerlere çekti. Bana ne kadar değersiz olduğumu, ne kadar salak gözüktüğümü anlattı. Ben babamın favori oğluymuşum bu yüzden onu anlamazmışım. Kim oluyormuşum da onu teselli edebileceğimi düşünmüşüm. Konuşmak için tercih edeceği en son kişi bile değilmişim.''
![](https://img.wattpad.com/cover/276903503-288-k773692.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hearts don't break around here // markhyuck
Fanfiction"Bunu bitirmek istiyorum artık." dedim ağlayarak. Mark dehşetle bana baktı. "Başka birini sevmek, seni unutmak istiyorum." ________________________________ Lee Donghyuck platoniklikten vazgeçip birileriyle takılıyordu. Mark Lee ise bundan memnun de...