İyi okumalar~~
________________________Gergince pipetimi dişlerimle ezerek önümdeki Mina'ya bakıyordum. O ise tatlısından bir çatal almış çiğniyordu. Dolu ağzıyla bana gülümsedi, zoraki bir şekilde karşılık verdim. Garip bir ortamdı. Ağzındaki bitince derin bir nefes aldı.
"Seninle Mark hakkında konuşmak istiyordum aslında."
Aklıma bin tane şey akın etti. Hepsi de benim Mark'a aşık olduğumu fark ettiğini söylemesi ile bitiyordu. Avuç içlerim terlemeye başlamıştı. Ne söyleyeceği hakkında hiçbir fikrim yokmuş gibi davrandım.
"Öyle mi? Önemli bir durum mu var?" dedim sahte bir merakla. Mina gülümsedi, ancak nasıl bir gülümseme olduğunu çözemedim.
"Fark etmedim mi sandın cidden?" dedi kaşlarını kaldırarak.
Safı oynamaya devam ettim. "Neyi?" diye sordum.
Yeniden gülümsedi. "Sen ve Mark'ı."
Stresten midem bulanmaya başlamıştı. Ellemi masanın altına indirdim ki gerginlikten beyazlayan ellerimi görmesin. Mark'a hislerim olduğunu mu anlamıştı? Peki anladıysa bunu Mark'a söylemiş miydi? Mark ona ne demişti?Bunların hepsi aklımdan geçerken birkaç saniye Mina'nın suratına kitlenmiş bir şekilde kaldım. Ne demem gerektiğini bilmiyordum, safı oynamama gerek yoktu. Tam anlamıyla saf ve salak gözüküyordum şuan.
Bende kaşlarımı kaldırdım. " Ne olmuş ben ve Mark'a? "
Mina masaya doğru eğildiğinde refleks olarak bende sırtımı sandalyeye dayadım. Bakışlarımı ondan ayırmadan bakmaya devam ettim. Yüz ifadesinden ne bildiğini anlamaya çalışıyordum ancak Mina bana pek yardımcı olmuyordu.
"Aranızın bozuk olduğunu biliyorum. Fark etmeyeceğimi mi düşündün?" Derin bir nefes verip devam etti. "Mark'ın birkaç gündür morali çok bozuk. Ne olduğunu sorduğumda söylemiyor bana, ama ben anlayabiliyorum. Sizi hiç böyle görmemiştim."
Cevap bekleyerek bana baktı. Bense gözlerimi masaya dikip bir şey söylemedim.
"Aranızda ne oldu bilmiyorum ama bildiğim şey ne olduysa Mark çok üzülüyor."
Bakışlarımı masadan kaldırmadım.
"Olay ne ise karışmak istemiyorum, yalnızca sana birkaç şey söylemek için buluşmak istedim." dediğinde ona doğru baktım. Yüzünde hoş bir tebessüm vardı.
"Sana çok değer veriyor, gerçekten. Konu sen olduğunda çok farklı biri oluyor. Sana karşı çok korumacı ve sahiplenici. Eminim seni incitmek istememiştir."
Histerik bir şekilde güldüm. "Tabi, eminim istememiştir." dedim.
Mina'nın bakışları yumuşadı. "Sizinki gibi bir arkadaşlığım olmasını çok isterdim. Herkeste olmayan bir şey bu, kıymetini bilin lütfen."
Başımı önüme eğip bir süre ellerime baktım. Söyledikleri kalbime dokunmuyormuş gibi davrandım. Asıl olan şeyi bilse yine gelip benimle bu kadar iyi konuşur muydu merak ettim.
"Neden gelip benimle konuşuyorsun?" dedim ona bakarak. "Mark ile neden konuşmuyorsun?"
"Konuşmadığımı kim söyledi?" İç çekti."O benim erkek arkadaşım, ilk olarak onunla konuştum."
Söylediğiyle boğazım düğümlendi. Tabi, onun erkek arkadaşıydı. Benden daha yakındı Mark'a, ilk onunla konuşmuştu. Normaldi tabi ama benim hıçkıra hıçkıra ağlamak istememe neden oluyordu.
Ben yeniden bir şey demeyince Mina tekrar konuştu.
"Şuan çok kırılgan. Onunla konuştuğumda neredeyse ağlıyordu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hearts don't break around here // markhyuck
Fanfiction"Bunu bitirmek istiyorum artık." dedim ağlayarak. Mark dehşetle bana baktı. "Başka birini sevmek, seni unutmak istiyorum." ________________________________ Lee Donghyuck platoniklikten vazgeçip birileriyle takılıyordu. Mark Lee ise bundan memnun de...