İyi okumalar~~______________________________
"Buraya gelirken otobüsten yuvarlanarak indim, moralim çok bozuk." dedi Xiaojun ceketini çıkarıp yanımdaki bar sandalyesine otururak. Sungchan gülerek "Nasıl yani?" diye sordu. Biramı yudumlayarak Xiaojun'a döndüm.
"Bak ben efendi efendi otobüste ayakta geliyordum, sonra şoför bir fren yaptı yaşlı bir teyzenin üstüne uçtum." dedi oflayarak. Chenle ağzındaki birayı püskürtür gibi olduğunda bende ağzımdakini yutmaya çalıştım. "Bununla kalsa iyi, teyzeden özür diledim ama teyze nasıl kinlendi bana var ya. Kucağına bilerek oturdum sanki. Sanırım o beddua etti bana." deyip yüzünü sıvazladı.
"E nasıl yuvarlandın otobüsten?" dedim gülmeye hazır bir halde. Ofladı.
"Sonra ben birileri inince kapının karşısında oturacak yer buldum, seviniyorum bir de salak gibi. Durağa yaklaşırken ayakta bekleyeyim de hemen inerim diye düşünüp kalktım. Elinin ayarını siktiğiminin şoförü bir frene bastı; ben yine kendi ayağıma takılıp uçtum, kapı ve basamak arasına sıkıştım. Kapı açılınca da cumburlop yere düştüm." Hepimiz gülmeye başlarken Xiaojun elleriyle yüzünü kapattı.
"Bir kişi de iyi miyim diye sormadı. Tek başıma ayağa kalktım, ağlayacaktım oracıkta." dediğinde karnımı tutarak gülmeye devam ettim. Xiaojun ellerini yüzünden çekip kafama bir tane geçirdi.
"Kancık Hyuck, gülmesene." Kafamı tutarak gülmeye devam ettim. Xiaojun diğerlerine dönüp kızdı. "Oğlum gülmeyin ya, valla yapayalnızdım." Başımı Sungchan'ın omzuna yaslayarak gülmemi durdurdum.
Biramdan bir yudum daha alırken etrafta gözlerimi gezdirdim. O çok istediğimiz Taylor Swift gecesi tekrar yapılıyordu ve şansımıza Hendery'nin arkadaşının barında yapılacaktı. Bu defa Sungchan ile sözleştiğimiz gibi gelebilmiştik, çocukları da çağırmıştık. Henüz tam olarak başlamayan geceye hızlı bir açılış yapıp erkenden içmeye başlamıştık. Hepimiz bar sandalyelerinde oturarak baya bir yer kaplıyorduk çünkü beklediğimizden daha kalabalıktık. Herkes manitasını koluna takıp gelmişti; Mark hariç. Mina ile ayrıldığı zamandan beri yanında kimseyi görmemiştim.
Yangyang içeri girdiği gibi yine Renjun'un yanında yerini almıştı ve çabaları gerçekten sonuç veriyordu. Renjun'un arada bir kızaran yanaklarına denk geliyordum. Yangyang da bu durumun farkındaydı ve işini asla şansa bırakmadan çocuğa kur yapıyordu.Yanağıma ıslak bir öpücük konulmasıyla gözlerimi Yangyang ve Renjun'un üzerinden çekip beni öpen Jaemin'e baktım. Yanındaki Hendery'e sırtını yaslamışken salak gibi sırıtıyordu, Hendery'nin yüzünde ise bıkkın bir ifade vardı. Islak yanağımı yüzümü buruşturarak sildim. Sandalyemde tamamen Jaemin'e doğru döndüm.
"Sarhoş oldu," dedi Hendery sızlanarak. "Herkesi öpüp duruyor." Hala sırıtan Jaemin'in yanağına öpücük bırakırken gülümsedi. Böylece Jaemin'im dikkatini kendine çektiğinde onları dürttüm.
"Saat daha 8 ya, ayyaş mısın sen?" diyerek yanağını sıkıştırdım. Mızırdanarak başını arkaya atıp Hendery'nin boynuna soktu. "Birazdan ayılırım, biraz kaçırdım sadece." Hendery gülüp boynuna eğildi. Kulağına yaklaşıp bir şeyler fısıldarken Jaemin sırıtarak elini Hendery'nin siyah saçlarına atıp yüzünü boynuna bastırdı. Yüzümü buruşturup ikisini hafifçe ittim. "Ben sizin vıcık vıcık hallerinizi görmek zorunda mıyım? Gidin başka yerde cilveleşin." dediğimde Hendery gülerek başını kaldırdı ve beni onayladı. "Bencede." deyip Jaemin'i belinden tutarak yanımızdan uzaklaştırdı. Sungchan da elini belime atıp beni ayağa kaldırdı. "Hadi gidip şarkıyı değiştirelim," dedi Dj tarafını işaret ederek. "Oradaki kişi arkadaşım. Beni kırmaz." Gözlerim parlayarak onu onayladım. Belimden elime kayan elini tuttuğumda tesadüfen Mark ile göz göze geldik. Önce gözlerime ardından da birleşmiş ellerimize baktıktan sonra elindeki shot bardağını tek içişte bitirdi. Huzursuz olarak gözlerimi kaçırdığımda bakışlarının ağırlığını hala üzerimde hissediyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/276903503-288-k773692.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hearts don't break around here // markhyuck
Fanfiction"Bunu bitirmek istiyorum artık." dedim ağlayarak. Mark dehşetle bana baktı. "Başka birini sevmek, seni unutmak istiyorum." ________________________________ Lee Donghyuck platoniklikten vazgeçip birileriyle takılıyordu. Mark Lee ise bundan memnun de...