14- kod adı: jaemin

779 61 58
                                    

İyi okumalar~~

----------------------------------------

"Bittim ben." deyip nefes nefese çimenlerin üstüne attım kendimi. Jisung'da gelip kendini üstüme attı. Onu ittikçe bana iyice yapıştı.

"Vıcık vıcık terledim, bir de gelip yapışma." dedim ama yine de bana sarılıp yatmasına izin verdim. Göğüsümdeki kafasını kaldırıp yanağımı öptü.

"Leş gibi kokmuşsun zaten." deyip kendini yanıma attı. Dediğine güldüm.

Renjun, Chenle, Jisung ve ben basketbol sahasında buluşmuştuk. Her ne kadar yazın ortasında tam öğlen vakti buluşup basketbol oynamak mantıklı olmasa da hepimiz çok sıkılmıştık. Sonuçta okul bitmişti ve ödül olarak ailelerimiz bizi birinin yanına çalışmaya vermemişlerdi. Bol bol boş vaktimiz vardı. Sürekli dizi izlemek de bir yere kadardı, resmen annem beni zorla dizilerimden ayırıp dışarı çıkmaya ikna etmişti. Evi bana yakın olan herkesi arayıp buraya çağırmıştım ve tabi onlar da benim gibi bomboş oldukları için anında damlamışlardı. Şimdi ise kaç saattir oynadığımız basketboldan sonra pilimiz bitmiş bir şekilde yatıyorduk. Renjun hariç. Renjun ve ben bir takımdık, Chenle ve Jisung'a karşı kaybetmiştik. Bu yüzden onlara buzlu americano ısmarlamak zorunda kalmıştık. Renjun ise beni suçlayıp cebimdeki tüm paramı alıp americano almaya gitmişti. Peşinden gidememiştim bile, yalnızca kendimi gölgesi en büyük olan ağacın altına atmıştım.

Chenle terlemiş bir halde yanımıza gelirken "Yaşlılar." diye mırıldandı. Oysa o da bizim gibi nefes nefese kalmıştı. Yanıma yattı ve Jisung beni bırakıp Chenle'ya doğru kaydı.

"Bir daha," deyip yutkundum. "Bu sıcakta sizi basketbol oynamaya çağırırsam gelmek yerine bana ne kadar salak olduğumu söyleyin."

Doğruldum ve suyumdan bir yudum aldım. Jisung da Chenle'nun yattığı kolundan kalktı ve elimdeki şişeyi aldı.

"Genellikle salak davranışların olduğu için alıştık, yalnızca ayak uyduruyoruz sana." dedi.

Suyu içerken kafasına vurdum. Haklı olması canımı sıkmıştı. Biz yorgunlukla otururken Renjun söylene söylene yanımıza geliyordu.

"Buharlaşmak üzereyim." deyip yanımıza çöktü. Americanoya uzanıp aldım ve diğer elimi Renjun'a uzattım.

"Ne?" dedi anlamayan gözlerle.

"Yanımda fazla para vardı. Para üstümü ver." dedim elimi uzatmaya devam ederek.

Gıcık gıcık gülümseyip elindekinden bir yudum aldı. "Hizmet bedeli o canım." dedi. Gözlerimi devirip elimi indirdim. Hala onunla tartışacak enerjim yoktu.

"Yangyang'ı neden çağırmadık?" Chenle pipeti ısırırken sordu. Elimi Renjun'un omzuna attım.

"Bu salak istemedi." dedim. Renjun elimi itti.

"Sus lan." dedi bana ve ardından Chenle'ya döndü. "Gelmesin. Bir süre görmeyeyim onu."

Jisung gözlerini devirdi. "Çocuk seni rahatsız edecek hiçbir şey yapmıyor." dedi. "Neredeyse konuşmuyor bile yanında."

"Sorun da bu zaten." dedi Renjun. "Konuşmuyor ama beni izliyor sürekli. Aşık gibi vıcık vıcık bakıyor bana."

"Hiç kimse sevmedi mi seni ya?" dedi Chenle. Güldüm ve Renjun'a döndüm.

"Çocuk resmen korkuyor. Senden hoşlandığını söylediğinde niye kaçtın çocuktan?" dedim.

Başını öne eğdi. "Ne diyeceğimi bilemedim." diye mırıldandı. Tekrardan bana baktı. "Hem Yangyang senin eski sevgilin. Benden hoşlanması seni hiç rahatsız etmiyor mu?"

hearts don't break around here // markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin