Vücudumdaki ağrıları yoksaymaya çalışarak gözlerimi açtım ve yavaşça yatakta doğruldum.Yorgunken,eğer kısa da olsa bir uyku çekmişsem kendime gelebilmem zaman alıyordu.Ve belki birkaç dakika boyunca yatakta oturmak elimde olan bir şey değildi.Ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıtırken gözlerimi karanlık odada gezdirmiştim.Uzanıp gece lambasını yaktığımda gözlerim yatağımın yanındaki sandalyeye ilişti.Gitmişti.Soner'den gitmesini isteyen bendim ama içimde değişik bir huzursuzluk oluşmuştu.Nedenini bilmiyordum ve o anda karnıma giren ağrı beni biraz korkutmuştu.Ne zaman kötü bir şey olacağını hissetsem karnıma ufakta olsa bir ağrı vuruyordu.
Hissettiğim saçma duyguları kovarak yavaşça yataktan indim.Yorgunluğu tüm hücrelerimde hissedebiliyordum.Yürümeye pek fazla halim olmasa da kuruyan boğazımın suya ihtiyacı vardı.Saçlarımı tokayla tutturmadan toplarken odadan çıktım ve merdivenlere yürüdüm.Gecenin rahatsız edici bir sessizliği vardı.Çıplak ayaklarım merdivende kuru bir ses bırakırken kendimi güvende hissetmek ister gibi trabzanlara tutundum.İçime çöken bu kötü hise bir anlam verememiştim.
Sonunda merdivenler bittiğinde yönümü sağa çevirerek mutfağa doğru yürüdüm.Gözüm tezgahın üzerindeki sürahiye iliştiğinde tezgaha doğru ilerleyerek sürahiyi elime aldım ve biraz ilerideki su bardağına uzandım.Gecenin sessizliğinde sürahiden bardağa suyun akmasının sesini dinlerken,ses rahatsız edici geldiğinde suyu doldurmayı bıraktım.Yarısına kadar su dolmuş olan bardağı dudaklarıma götürdüm.Bardak,tam dudaklarıma değecekken çalan kapı zili kulaklarımda boğuk bir ses bıraktı.Telaş hücum eden bakışlarım mutfağın kapısına dönerek evin kapısını bulmaya çalıştı.Bu da neydi,gecenin bir vakti kim gelmiş olabilirdi ki?
Zil bir kez daha çaldığında elimdeki bardak yere düşmüştü.Cam parçalarının etrafa yayılışını izlerken gözlerim tekrar kapıyı buldu.Yutkundum.Ayaklarım geri geri gitse de cam parçalarının üzerinden atlayarak yavaşça mutfaktan çıktım.Bir el kapıyı tıklatırken göğüs kafesimden aşağı bir acının yayıldığını hissetmiştim.
Kapıya geçirilen sert darbe yutkunarak olduğum yere çivilenmemi sağlarken şakaklarımda büyük bir yanma hissettim.Ne yapacağımı bilemez bir şekilde kapıya bakarken kapıya bir darbe daha geçirilmişti.Göğsüm korkuyla inip kalkmaya başlarken,kapının açılmış olması gözlerimin büyümesine ve ağzımdan bir çığlık kaçmasına sebep oldu.İki adamın gözlerine ilişmem zor olmamıştı.Arkada onlardan biraz daha kısa boylu biri duruyordu ama yüzünü göremedim.Zaten o iki adamın da yüzünü seçemiyordum.İkisi de bana yöneldiğinde ne yapacağımı bilemez bir şekilde ufak bir çığlık attım ve hızla merdivenlere koştum.Dördüncü basamağa çıkmıştım ki,adamlardan biri belimden kavramıştı.
''Kimsiniz? Bırakın beni!''diye bağırdım.Kurtulmak için çırpınırken,bu çırpınışım onu pek etkilemiyordu.
Hiçbir şey söylemeden kollarını daha da sıkılaştırdı.Karnımın acıdığını hissediyordum.
Kurtulmak için çırpınmaya devam ederken bir yandan da çığlık atıyordum,elimde değildi.Beni,onlardan daha kısa duran kişiye çevirmişti.Çocuk bana ilerlerken kucağında olduğum kişiden kurtulabilmek için çırpınmaya devam edip,''Bırak!''diye bağırdım.
Onlardan kısa olanı,kucağında olduğum kişiye işaret verdiğinde kendimi yerde bulmuştum.Titreyen ellerimi yere koyarak popomun üzerinde,uzaklaşmak için kaymaya çalıştım.Hala hiçbirinin yüzünü göremiyordum.Vücutları vardı ama kafaları yoktu,simsiyahtı.Yüzleri karanlık bir boşluk gibiydi.
Çocuk dizlerinin üzerine çökerek yavaşça kolumdan tuttu ve uzaklaşmamı engelledi.Ondan uzaklaşmaya çalıştım ama nedense kıpırdayamıyordum.Tek yapabildiğim yüzümü ondan uzaklaştırmaya çalışmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşin Gölgesi
ActionDüzenlenmiş bir oyun. Kurulan planlar. Kurtarılması gereken bir aile. Ödenmesi gereken bir bedel. Yolunda gitmeyen şeyler. Yıkılan kurallar. Ve,en önemlisi...Hissedilmemesi gereken duygular.