Selaaaaam
Nasılsınız? Ben iyiyim.
iyi okumalar diliyorum.
ve lütfen çokça yorum yapın.
sizi seviyorum <3
---
"Onu tek başına aramaya gidemezsin. Karanlık çöktü. Başlangıç noktasına toplanın. Oradan hep birlikte hareket edeceğiz."
Hoseok un en son, "Onu aramaya çıkıyorum." Sözünden sonra Jungkook net bir şekilde karşılık vermişti.
"Zaman yok Jeon! Şu an nasıl bir durumda olduğunu bile bilmiyoruz!" Telsizden Hoseok un sinirli sesi duyulduğunda Jungkook da aynı şekilde kaşlarını çatıp sert bir tonda konuşmuştu. "Burada emirleri ben veririm Hoseok. Ne diyorsam onu yap."
"Sikmişim emirlerini! Başlangıç noktasına en az bir saate varırız. Sadece zaman kaybı! Yoongi nin gittiği yöne gidiyorum ben!"
"Hoseok!...Hoseok?!" Jungkook sinirle bağırdığında Hoseok dan ses gelmemişti. Bunun üzerine onun Yoongi yi aramaya çıktığını anlamış ve hızlıca binanın çıkışına giden Jungkook un peşine takılmıştım.
Çok sinirli görünüyordu. Öyle ki beni bile unutmuş gibi beklemden merdivenleri iniyordu. Bu yüzden biraz korkup aynı hızda arkasından inerken, "Jungkook, bekle." Demiştim.
Fakat beni duymamış gibi hızlıca inmeye devam ederken korkuyla, "Jungkook?!" Diye seslenmemle bana doğru aniden dönmüş ve dibine girmeme sebep olmuştu. "Ne var?!" Sinirle bağırdığında ilk defa bu halini görmemle bir şey diyemeyip öylece yüzüne bakmıştım.
Sinirden dişlerini sıkarken sinirinin bana değil de emirlerini dinlemeyen Hoseok a olduğunu biliyordum. Fakat yine de sinirini benden çıkarması korkmama sebep oluyordu.
"Dilini mi yuttun?! Konuşsana!" Susmam onu daha da sinirlendirmiş gibi tekrar bağırdığında içimdeki ağlama istediğini bastırmaya çalışarak ağzımı açmıştım. "Beni arkanda bırakma, korkuyorum."
"Cidden..." sinirle gözlerini kapatıp birkaç saniye sonra geri açmıştı. "Bunun için mi durdurdun beni? Yoongi ortada yok. Ve şimdi Hoseok da tek başına onu aramaya çıktı. Mızmızlanacağına sen de hızlı ol." Bu sefer bağırmamıştı fakat ses tonu yine de sertti.
"Sen çok hızlısın, yetişemiyorum." Diye çıkıştığımda tam cevap verecekken telsizden gelen Mark ın sesiyle telsizi tekrar eline almıştı. "Jungkook, ben başlangıç noktasına doğru yola çıktım. Hızlı adımlarla tahmini kırk dakikaya orada olurum."
"Ben de şimdi çıktım." Eponin de konuştuğunda Jungkook onlara karşılık olarak, "Dikkatli olun. Vardığımızda direkt olarak Yoongi yi aramaya başlayacağız." Demiş ve ben daha ne olduğunu anlayamadan birden elimi tutup hızlıca merdivenlerden inmeye devam etmişti.
Bu hareketi arkasında kalmayayım ve korkmayayım diye yaptığını anladığımda ise içim bir garip olmuştu. Ne yani? Söylediklerimi dikkate mi almıştı?
Binadan çıktığımızda Jungkook durmuş ve etrafına bakınmıştı. Etrafın temiz olduğunu gördüğünde ise elimi bırakıp belindeki silahı çıkararak elime vermişti. "Kullanmayı bilmiyorsan da yapacak bir şey yok. Kendini tehlikede hissettiğin an tetiğe bas gitsin." Söylediği şeylerle başımı hızlıca olumlu anlamda sallamıştım.
Bunun üzerine bu sefer elim yerine kendi elini bileğime sarmış ve hızlı adımlarla yürürken boştaki elini belindeki diğer tabancasının üstüne ne olur ne olmaz diye hazır bir şekilde koymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20 DAYS / TAEKOOK
Fantasia"Pekala öyleyse iyi haber, bağışıklık taşıyan biri var. Kanında bu lanet virüse karşı antivirüs taşıyan biri." Binbaşı Kim konuşurken hepimiz pür dikkat onu dinliyorduk. "Kötü haber ise onu bulmak için siz görevlendirildiniz." Tüm dünya bir virüs...