14. Bölüm

272 32 17
                                    

Merhabalar herkese nasılsınız?

Çok çılgın bir bölümle geldim

Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınız

Sizi seviyorum ve iyi okumalar diliyorum




---





"Yemeği yeme. Onlar yamyam."  

Oliver ın söylediği şeyle adeta  beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Elimdeki kaşıkla beraber öylece şok olmuş bir şekilde dururken ne yapacağımı bilemiyordum.

O yüzden de dikkat çekmemek için kaşığı yavaşça geri indirmiş ve bulanmaya başlayan midemle önümdeki yemeğe bakmıştım. Kahretsin... 

Hafifçe yutkunup kaşlarımı çatarak yanımdaki Oliver a bakmış ve en kısık sesimle konuşmuştum. "Bunu bana yeni mi söylüyorsun?" 

Ne diyeceğini bilememiş bir şekilde gözlerini kaçırdığında derin bir iç çekmiş ve tekrar önümdeki yemeğe baktığım sırada duyduğum sesle gerilmiştim. 

"Bir sorun mu var?" Sarah masanın başından bana ve Oliver a bakarken konuştuğunda birkaç saniye beklemiş, ardındansa aklıma gelen ilk yalanı söylemiştim. "Yiyebileceğimi sanmıyorum. Kırmızı ete alerjim var." 

"Oh, öyle mi?" Sarah kaşlarını kaldırarak bana bakmaya devam ettiğinde tek yaptığım şey başımı sallayarak onaylamak olmuştu.

O ise hemen başında bekleyen adama doğru dönmüş ve, "Taehyung için başka bir şeyler getirin." demişti. Adam onu onaylayıp hızlıca yanıma gelerek önümdeki tabağı aldığında son kez tabağa bakmıştım.

Sikeyim midem hâlâ bulanıyordu. 

"Et yiyememek kötü bir şey olsa gerek." Sarah tekrar bana ithafen konuştuğunda bakışlarımı ona çevirip hafifçe gülümsemiştim. "Benim açımdan değil. Zaten etle hiçbir zaman çok aram olmadı."

Yalan. Ete bayılırdım. 

"Anladım." Ciddi bir tonda konuşup ardından birkaç saniyeliğine gözleri Oliver ı bulmuştu.

Yanımdaki bedenin gerildiğini o kadar net hissetmiştim ki dönüp ona bakmamak için kendimi zor tutmuştum. 

"Epey yakışıklıymışsın." O anda hiç tanımadığım çaprazımda oturan bir kız bana bakıp sırıtarak konuşmuştu.

"Baksana, gitmeden önce biraz eğlenmeye ne dersin?" 

Kızın açık sözlülüğüyle gözlerim şaşkınca açıldığında ne diyeceğimi bilemediğim için susmuştum. Kısa siyah saçlı, esmer ve koyu renk gözleri olan bir kızdı. Güzeldi. 

"Misafirimize karşı saygılı ol Barbara." Tam o anda Sarah net bir dille konuşarak kıza baktığında kız omuz silkmişti.

"Sadece fırsat değerlendiriyorum. Zaten gidecek. Birbirimizi bir daha görmeyeceğiz bile." Ardındansa bana dönüp sırıtmaya devam etmişti. 

"Hım, ne dersin?" kaşlarını kaldırarak sorduğunda yine aklıma gelen ilk yalanı söylemiştim. Aslında yalan sayılmazdı. 

"Şey... Ben geyim." Söylediğim şeyle birden masada sessizlik oluştuğunda içimden umarım homofobik değillerdir diye geçiriyordum.

Barbara denilen kızın da suratı anında düştüğünde dudak büzmüş ve önüne dönmüştü. Suratımın utançtan kızardığını hissederken birden Barbara tekrar başını kaldırmış ve Oliver a bakmıştı. 

20 DAYS / TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin