Merhablar herkesee nasılsınız?
Bölümler biraz geç geliyor çünkü üniversite öğrencisiyim :( ama elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum.
Ayrıca siz ne kadar yorum yaparsanız benim motivasyonum o kadar artıyor. Olaylara olan tepkinizi bilmek istiyorum o yüzden lütfen elinizden geldiğince yorum yapınız.
sizi seviyorum ve iyi okumalar diliyorum <3
---
İşte şimdi gerçekten sıçmıştım. Cidden neden tüm bunlar benim başıma gelmek zorundaydı ki?
Eponin bana endişeyle bakarken hemen ona doğru hızlı bir şekilde ilerleyip kolunu tutmuş ve içeri tamamen çekerek kapıyı kilitlemiştim.
"Taehyung ne zaman ısırıldın? Neden bize bir şey söylemedin? Tanrım... Enfeksiyon tamamen yayılmadan önce hemen kolunu kesmemiz gerek. Ben Jeon u çağıracağı-"
O kadar hızlı ve ardı ardına konuşuyordu ki elimi ağzına kapatmama sebep olmuştu.
O gözlerini kocaman açmış bir şekilde anlamayarak bana bakarken diğer elimin işaret parmağını kendi burnumun üstüne götürerek ona susmasını işaret etmiştim.
"Bak göründüğü gibi değil. Eponin, bunu kimseye söyleyemezsin, tamam mı? Lütfen."
Sakin kalmaya çalışarak konuştuğumda kaşlarını çatmış ve ağzındaki elimi tutup indirmişti.
"Ne saçmalıyorsun sen Kim? Ölebilirsin. Enfeksiyon yavaş yayılıyor olsa gerek ki hayattasın hâlâ."
Hızlı hızlı konuşmaya devam edip tarkasını dönerek Jungkook a söylemeye gideceği sırada kolunu tutup ona engel olmuştum.
"Eponin söyleyemezsin diyorum. Anlamıyor musun?" Nefes nefese konuşuyordum. "Bak kimseye bir şey demeden aç kapıyı gideyim. Ne siz zarar görürsünüz ne de ben."
"Taehyung ne dediğini anlamıyorum. Neden böyle bir şey yapalım ki? Neden yardımcı olmamızı istemiyorsun?"
Cidden anlamadığını belirten gözleriyle bana baktığı sırada gelen sesle ikimiz de irkilmiştik.
"Siz ikiniz ne sikim yapıyorsunuz orada?" Jungkook un baskın ve sinirli ses tonu onun da uyanık olduğunu hatırlamama yardımcı olmuştu. Sikeyim.
"Jungkook-" Eponin de hemen Jungkook a sesleneceği sırada tekrar atılarak ağzını bu sefer sıkıca kapatmış ve dibine girmiştim.
"Eponin yalvarırım. Kimseye bir şey söyleme. Bak ben..."
Ona söylemek ve söylememek arasında gidip gelirken başka çarem olmadığı için söylemek zorunda kalmıştım. "Ben yeni ısırılmadım. Bu ısırık uzun zamandır var."
Fısıldayarak konuştuğumda dehşetle gözlerimin içine bakmıştı ve tekrar ağzındaki elimi indirip hafifçe yutkunmuştu.
"Nasıl yani, şimdi sen diyorsun ki-" Aniden susup lavabonun üstüne bakmıştı.
Nereye baktığını merak edip başımı arkaya çevirmiştim. Lavabonun üstündeki fondötenime bakıyordu.
"Hayır..." Birden mırıldandığında ise başımı tekrar hızlıca ona çevirmiştim. Kafasını hafifçe iki yana inanamıyormuş gibi sallıyordu.
Jungkook ise bize seslenip kapıyı çalmaya devam ediyordu. Sesi epey gerildiğini belli edercesine yükselmişti ve kapıyı kırdı kıracaktı.
Her şey üst üste geliyordu. Ne yapacağımı, Eponin i nasıl diğerlerine söylememe konusunda ikna edebileceğimi bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20 DAYS / TAEKOOK
Fantasy"Pekala öyleyse iyi haber, bağışıklık taşıyan biri var. Kanında bu lanet virüse karşı antivirüs taşıyan biri." Binbaşı Kim konuşurken hepimiz pür dikkat onu dinliyorduk. "Kötü haber ise onu bulmak için siz görevlendirildiniz." Tüm dünya bir virüs...