yeni kitap tanıtım ilk bölümü

814 63 23
                                    

Biliyorum hepiniz yeni bölüm bekliyordunuz. Ama bu yeni bölüm değil. Üçüncü kitabimdan bahsetmiştim. Buraya tanıtım bölümünü bırakacağım. Yazım tarzı diğer kitaplarından farklıLütfen fikirlerinizi yazın.

Tanıtım

   Rose Blake önündeki dergiyi karıştırmaktan sıkılarak kapattı. Zaten henüz türkçeyi bile bilmiyordu. Sadece resimlere bakarak yazılanları anlamak zordu.

  "Hala hazırlanmadın mı Rose?" diyen annesi odaya daldı. Kızının kendisi için aldığı dergilerin içinde uzandığını görünce söylenerek içeriye girdi. "Okula gideceksin. Hala hazırlanmadın mı?"

  "Oraya gitmeyeceğim" Eğilip yerdeki kulaklığına uzandı. Kulaklığı telefona takıp son ses açtı.

  "Bu konuyu konuştuk" dedi kadın bıkkın bir nefes vererek.

  "Hayır." dedi Rose annesine dönerek. "Sen konuştun. Ben sadece dinledim"

  "Yapma ama Rose" Annesi henüz yerleştirilmemiş dağınık eşaları yararak yere oturdu. "Buraya gelmek istemediğini biliyorum ama artık burada yaşamak zorundayız"

  "Burayı sevmedim" dedi Rose iki gece önce dışarıda giydiği şort yüzünden ona söylenen yaşlı kadını hatırlayarak.

  "İnsanlar sana tuhaf gelebilir" dedi genç kadın kızına sarılarak. "Ama zamanla alışacaksın. Hem babanın işleri düzelince geri döneceğiz"

  "Buraya alışmak istemiyorum " diyerek ayaklandı Rose. "Sadece Atlanta'ya geri dönmek istiyorum "

  Odasının kapısını çarparak kapatıp dışarıya çıktı. Henüz bir haftadır bu ülkedeydiler. Ama Rose bu ülkeyi de insanlarını da sevmemişti. Herkes ona garip bakışlar atarak kendisinin dışlanmış hissetmesine neden oluyordu. İlk geldikleri gün Nick'le birlikte girdikleri markette iki kızın Nick ve kendisine bakıp sinirlenmesine neden olmuştu. Üstelik kızlardan biri "geberin oruspular" diye bağırmıştı. Rose kendini tutamamış ve kızın saçlarını tutup bulduğu bahçe makasıyla kesmişti.

  "Seninle gelmemi ister misin?" Nick neredeyse koşarak ilerleyen kardeşine yetişmeye çalıştı. Aralarında yanlızca bir yaş vardı. Nick on sekiz , Rose ise on yedi yaşındaydı. Nick'in yaşı ona her zaman özgürlüğü tanımıştı. Ailesi ona zorla hiçbir şey yaptıramıyordu. Ama söz konusu Rose olunca tüm aile üzerine geliyordu.

  "Yalnız kalmak istiyorum" dedi Rose.

  "Ne o? Yaşlı moruklara mı özendin? " Nick gülerek konuştu. Ama aldığı tek cevap Rose'un kapıyı sertçe yüzüne kapatması oldu. Kız kardeşinin gerçekten öfkeli olduğunu anlayabiliyordu.

  "Nereye gitti o?"

  "Bilmem" diyerek omuz silkti Nick. "Ama bana sorarsan bu gece eve gelmeyecek"

  "Sen de hazırlansan iyi olur küçük bey" dedi annesi Nick'e dönerek. "Bugün okula gitmezsen yarın çalışmaya gideceksin "

  "Eminim kimse dilini bilmeyen birini işe almaz" Nick öfkeden sinir küpü olan annesine bırakıp odasına girdi.

                                ^^^

   Rose bilmediği sokaklarda ilerlerken Atlanta'yı ne kadar çok özlediğini fark etti. Henüz bir hafta olmuştu. Ama o onunla her sabah sohbet eden şişko Gregory'yi ve ona hergün aşk mektupları yazan Chris'i özlemeye başlamıştı. Chris ona her gün aşk mektupları yazıyor , fakat onunla asla konuşmaya cesaret edemiyordu. Rose birkaç kez Chris'le konuşmaya çalışmıştı. Ama Chris onun yanında doğru düzgün cümleler kuramıyor ve Rose'a rezil olduğunu düşünerek günlerce ondan saklanıyordu. Tabi bu süre zarfında mektuplarını da eksik etmiyordu. Bir keresinde Gregory, Rose'a Chris'le konuşması gerektiğini söylemişti. Yoksa bu zavallı çocuk Rose'un adını sayıklayarak ölecekti.

BİR KABUSUN ORTASINDA  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin