Bölüm:10 "Adım adım tehlike"

1.5K 156 95
                                    

(Bölümü olabildiğince uzun tutmaya çalıştım. Keyifli okumalar. .....

Bölüm:10 "Adım adım tehlike"

"Sözlerine güvenebilir miydim?"

Arya

"O süpürgeli cadıyla Barış'ı tek bırakmamız ne kadar doğru?" dedi Arda. "Sabaha kadar üstünde bir milyon tane deney yapabilir. Gencecik çocuk"

Son cümlesini iç çeker gibi söylemişti. İçimde bu denli korku olmasaydı belki gülebilirdim. Arda cidden Cansu'ya hazmedemiyordu. Cansu'nun da aynı şeyleri hissettiğine eminim.

"Gidelim" dedi Savaş sürücü koltuğundan arkaya dönerek. Yüzünde keskin bir ifade vardı. Az önce içeride oldukça iddialıydı. Ama şimdi sessizliğe bürünmüştü.

"Bir sorun mu var?" dedim neredeyse fısıltı gibi çıkan sesimle. Sesimin bu denli aciz çıkması sinir bozucu olsa da henüz iki gündür tanıdığım bu insanın nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordum.

Belki de bana "sanane" derdi. Yada "seni ilgilendirmeyen şeylere maydanoz olma" diyebilirdi. Belki de öfkelenir ve beni arabasından atıp bu gece yarısı hiç bilmediğim bu yerde tek başıma bırakıp giderdi.

"Sence yok mu?" Beklemediğim bu soru karşısında birkaç saniye sessiz kaldım. Sanırım düşüncelerim fazla uçuktu. Bu yüzden bu kadar insanca bir tepki şaşırmama neden oldu.

"Sorunlar her zaman vardır" dedim Berk'i anımsarken. "Ama hepsi çözülmeyecek diye bir kural yok"

Belki benim Berk ile olan durumuma iyi bir çözüm yoktu. Ama onun bu bilinmez derdinin aynı şekilde sonuçlanacağının anlamına gelmiyordu.

"Haklısın" dedi ve daha fazla bir şey söylemeden aracı çalıştırdı. Araç karanlık yolda ilerlerken başımı cama çevirdim. Bu dünyada her insanın bir sorunu vardı. Dertsiz insan var mıydı ki sanki?

Berk aklıma gelince kalbimin titrediğini hissettim. Onu bu kadar uzun zaman sevmek bazen kalbime bile ağır geliyordu.

Bazen tüm cesaretimi toplayıp karşısına geçmek ve ona "seni ilk okulda gördüğümden beri seviyorum . Sen beni sevmesen de bunu bilmeni istiyorum" demek istiyordum. Ama her seferinde bu düşüncemden vazgeçmek zorunda kalıyordum. Çünkü hikayenin sonu Berk'in bana sarılıp beni sevdiğini söylemesiyle değil bana gülerek rezil etmesiyle bitecekti. Bunu bile bile itiraf etmek aptalcaydı. Hoş aşk zaten aptallık değil miydi?

Cansu

"Annemi istiyorum" dedim ağlamaktan kısılan sesimle. "Anneeee"

Yanıma yaklaştı. Yüzünde korkudan bayılmama neden olacak bir gülümseme vardı.

"Sen artık benimsin" yüzünde şeytani bir gülümseme oluştu. On üç yaşında olabilirim ama iyi niyetli olmadığını hissetmiştim.

"Ben evcil hayvan değilim" dedim başımı dik tutmaya çalışarak.

"Evet öylesin. Bu yüzden seni satın aldım" bana biraz daha yaklaştı. Sırtım soğuk duvara değene kadar geriledim ve o korkunç sesi duydum. "Her güzelliğin bir bedeli var"

"Cansu kalk artık gitmemiz gerek"

Gözlerimi aralayıp çoktan giyinmiş olan Barış'a baktım. Dün gece giydiği kıyafetlerini sırt çantasına sıkıştırıyordu. Gözlerimi ovuşturup saate baktım. Sabahın yedisi mi? Ciddi olamzdı.

BİR KABUSUN ORTASINDA  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin