bölüm 54 "İtiraf ve Veda"

727 60 308
                                    

     Hepinize yeniden merhaba. Hazır tatile girmişken erkenden bölümü yazmak istedim. Artık elli dördüncü bölümdeyiz ve bazı şeyler ortaya çıkmaya başladı. Bu bölümle olanları biraz daha kavrayacaginizi umuyorum. Sizi daha fazla tutmadan bölümle başbaşa bırakıyorum. Keyifli okumalar.

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. ...

Bölüm :54 "İtiraf ve Veda"

  "Burada her şey gri. Sanki renk körü bir ressamın elinden çıkmış gibi. "

Cansu

Taksiciye bir miktar para uzatıp araçtan indim. Kuzey'in konum attığı yer sokağa girdiğimden beri yabancı bir tanıdıklık getirmişti. Şimdi ise karşımdaki kocaman ev bana o geceyi hatırlatıyordu. Burası Selina Yalçın'ın eviydi. Haftalar önce o zamanlar bana yabancı gibi gelen dört kişiyle girdiğimiz ev.

"Burası senin evin mi?" Bana doğru aceleyle yürüyen Kuzey'e sormuştum bu soruyu. Fakat o bunu duymazdan gelip -ya da belki hiç duymayıp- aceleyle konuştu.

"İçeride anlatacağım. Gel benimle"

Aynı hızla kapıdan tekrar geçtiğinde ben de peşinden gittim. Bu kadar tuhaf davranması beni rahatsız etmişti. Acaba gerçekten bir şey bulmuş muydu?

Açık olan kapıdan girip salona ilerledi. Peşinden girip kapıyı kapattığımda duraksadım. O gece hırsız gibi girdiğimiz eve şimdi normal giriyordum. Başımı o gece kırılan vazoyu olduğu yere çevirdim. Ne o vazo ne de onu kıran yabancıdan bir iz vardı. Sanki o vazo hiç oraya ait değilmiş gibi, biz bu eve hiç girmemiş gibiydi. O gece burada yaşanan şeylere şahit olmamış gibiydi ev.

"Otur lütfen" Kuzey'in sesini duyunca hızlıca toparlanıp karşısındaki koltuğa oturdum.

"Çok garip bir şey oldu" diye söze başladı. Kaşlarım istemsizce çatılırken merakla ona döndüm. Bu evde olmamız ve Kuzey'in bu hali içten içe korkmama neden olsa da sakin gözükmeye çalıştım.

"Polisler otopsi raporunu çıkarmışlar" dedi. Parmaklarını birbirine kenetleyip gergince konuştu. " Bu sana çok garip gelecek biliyorum. Ama ablamın ölüm tarihi bir yıl olarak hesaplanmış"

"Nasıl yani?"

"Ablam bir yıl önce ölmüş" dedi. Yüzüme baktı. Bu imkansızdı. O ceseti kendi ellerimizle taşımıştık. O cesetin biz gömmüştük. Aradan en fazla iki ay geçmişti.

"Delirdiğimi düşünüyorsun değil mi?"

Cevap vermedim. Karışık olan beynim şimdi çorbaya dönmüş , kısık ateşte pişmeye devam ediyordu. İki ay önce kanlar içinde bulduğumuz ve gömdüğümüz bir insan nasıl otopside bir yıl önce ölmüş olarak gözüküyordu?

"Polisler bir şey söyledi mi?" diye sordum. Olanları kendim anlamadan ona anlatmak tehlikeliydi.

"Aramayı bıraktılar"

"Neden?"

"Ölüm sebebinin cinayet olmadığını tespit etmişler." Uzun saçlarını karıştırıp sıkıntılı bir nefes verdi. "Saçmalık"

Ne diyeceğimi veya ne yapmam gerektiğini bilmeden yüzüne baktım. Polisin cinayet olmadığını söylemesi ve cesetin bir yıllık olduğunu tespit etmeleri çok tuhaftı. Çok tuhaf ve korkutucu...

BİR KABUSUN ORTASINDA  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin