Kal

23 3 0
                                    

"Syka, hemen tapınağa haber gönder, tüm rahip ve rahibeler toplansın. O çocuklar hakkında konuşmalıyız."

Rahibe Syka, zaman kaybetmeden gitti.

"Papa Daimon, sizin için bir büyücü hazırlayacağım. Diğer çocuk gözetim altında tutulmalı."

"Teşekkürler majesteleri, ama ikisini de kazanmak zor olacak."

Daimon düşündü, her iki çocukta da diğer tanrıların varlığını hissetmişti. Bu iki çocuk da tanrıların güçlerini almışlardı. Dük Christopher'un oğlunda Gawain yıldızının gücü eksikti, eğer o gücü bulup alırlarsa çocuk kendi ayağı ile onlara gelecekti. Daimon bu fırsatı kaçıramazdı, çocukları kazanmak istiyordu onlarla savaşmak değil.

"Lütfen elinizden geleni yapın papa, onlar çok önemliler. Gücümüze güç katacaklardır."

Daimon, imparatorun amacını fark etti ve bundan hiç hoşlanmadı. O çocuklar insanlar tarafından kullanılamazdı, yıldızlardan en güçlü ve acımasızını kızdıramazlardı.

"Majesteleri, onları kazanacağımdan emin olabilirsiniz."

O sırada zaten boşalmış olan balo salonuna bir büyücü girdi ve Daimon ile ayrıldı.

***

"Tüm gece böyle mi duracaksın?" dük, saatlerdir Alistair'ın yanında oturan Asmodeus'a sordu.

"Biraz olsun acısını dindirebiliyorum, daha iyi olana kadar burada olacağım."

"Alistair, senden haberdardı. Sen biliyor muydun?" düşesin kibar ama endişeli bir sesle sorduğu soru Asmodeus'u şaşırtmıştı.

"O beni biliyor muydu?" düşes ve dük onaylar bir şekilde kafasını salladı.

Aslında dük ve düşes ondan korkuyorlardı, baloda yaptığı ve söylediği şeyler onları oldukça korkutmuştu. Alistair'a yakın olsun istemiyorlardı ama şu an oğullarına yardımcı olabilen tek kişi oydu.

Asmodeus, biraz hayal kırıklığı yaşamış bir şekilde Alistair'a döndü.

"Neden hiç yanıma gelmedi?" Asmodeus kendi kendine fısıldamıştı ama düşes duymuştu, ondan korktuğu için hemem söze atılmıştı.

"Biz onu on yedi yıl boyunca hiç dışarı çıkarmadık, son birkaç aydır dışarı çıkıyordu." Asmodeus kızmıştı.

"On yedi yıl boyunca onu bu odaya hapsettiniz, ve bunu hiçbir şeymiş gibi söylüyorsunuz."

"Evet haklısın, bunu yaptığımız için biz de pişmanız ama o zaman onu korumak için başka bir çözüm bulamamıştık, senden de bizim yeni haberimiz oldu."

Dük düşündü, eğer bu çocuğun varlığını bilseydi onu yanına almak için her şeyi yapardı. Çünkü dük çocuğun gözlerindeki yalnızlığı görüyordu, Alistair da yıllarca yalnızdı. Bu yüzden Sarette onlar için bir nimetti, Alistair'a küçük bir kardeş ve sırdaş olmuştu.

"Burası başlı başına bir tehlike, şu rahip bozuntuları çoktan peşimize düşmüştür. Onu daha güvenli bir yere götüreceğim." Asmodeus, Alistair'ı götüreceğini söyleyince herkes panik oldu ama belli etmediler. Düşes nazikçe konuştu.

"Aslında ters bir şey olmasına karşı Alistair'ın güvende olması için bir yer ayarlamıştık. Kuzey imparatorluğu ve batı krallığı arasında bir orman var, oraya güvenlikli küçük bir malikane yaptırmıştık. Eğer çok büyük bir sorun varsa oraya götüreceğiz." Asmodeus iç çekti ve gözlerini Alistair'dan çekip odadaki insanlara baktı.

"Bana karşı bu kadar tedbirli olmanıza gerek yok, o kralı öldürdüm çünkü biyolojik ailemi öldürüp çocukluğum boyunca bana şiddet uyguladı. Ben sadece bana ve Alistair'a zararı dokunan insanlara karşı iyi değilim." düşes üzüldü, sonuçta bir çocuktu ve yaşadığı hayat onu bu hale getirmişti.

Düşes elini, Asmodeus'un elinin üzerine koydu ve gülümsedi.

"Sorun yok, Alistair ve biz burada olacağız. İstediğin zaman gel olur mu?"

Asmodeus şaşırdı, çünkü böyle bir duyguyu ilk defa hissediyordu. Neydi bu? Bu kadından aldığı his neydi? Şefkat mi? Yoksa acıma mı? Bu his ne olursa olsun, Asmodeus'a farklı hissettirmişti. Bir anlığına yaşadığı tüm şeyleri unutturmuştu.

Asmodeus, kafasını eğip Alistair'a baktı. Hala kesik nefesler alıyor, terliyor ve titriyordu ama neyse ki kan durmuştu, artık akmıyordu. Uşak ve oğlu soğuk bezlerle Alistair'a yardımcı olmaya çalışıyordu, onların Alistair'a olan bu ilgisi Asmodeus'u sevdindirmişti. En azından ikisinden birisi onu seven insanlara sahipti.

"İsterseniz uyuyabilirsiniz, durumu stabil hale geliyor. Ben gece boyunca onu izleyeceğim." dük endişelendi ve eşine baktı, Asmodeus ikisi arasındaki gerginliği hissetti ve gözlerini yumarak konuştu.

"Bana güvenmemenizi anlıyorum, ama onu acı içerisinde bırakamam." dük ve düşes, Bruce'a baktı ve kafa salladı. Bruce Asmodeus'a döndü ve ayağa kalktı.

"Alistair'ın odasının yakınında bir misafir odası var, sizin için orayı hazırlatayım. Alistair şimdi iyi sadece ateşi var, bunu bana bırakın. Siz de dinlemelisiniz." Asmodeus anlamayan gözlerle uşağa baktı.

"Saatlerdir oğlumun acısını hafifletmek için çalışıyorsun, yorulmuş olmalısın. Biraz dinlen istediğin zaman gidersin." dük Asmodeus'a güven veren gözlerle baktı.

"Evet, ayrıca odanın yakınında olacağı için endişelenirsen gelip onu kontrol edebilirsin." düşes de Asmodeus'a gülümsedi.

Asmodeus anlamıyordu, neden ona iyi davranıyorlar? Sonuçta o bir katil ve kötü biri, neden ona güveniyormuş gibi bakıyorlar?

"Ben gitsem daha iyi ol-" o sırada Asmodeus elinde zayıf bir tutuş hissetti. Döndü ve Alistair'ın ona parlak gri zorlukla açtığı gözleri ile baktığını gördü.

"Kendini zorlama kardeşim, uyu."

"Kal" Alistair'ın sesi fısıltıdan daha kısık çıkmıştı ama Asmodeus anlamıştı.

Asmodeus, kardeşinin isteğini gözardı edemezdi ama dük ve düşesin ona güvenmediğini biliyordu.

"Gitmem gerekiyor, yapmam gereken şeyler var." Alistair, Asmodeus'un elini daha sıkı tuttu. Asmodeus pes etti.

"Tamam, hadi uyu." Alistair, gözlerini tekrar kapatıp uyudu. Asmodeus gece boyunca ona yardım etmesi için küçük bir büyü yaptı.

"Odanızı hazırlıyorum."

***

"Yani, ne yapmamız gerekiyor Başrahip?"

"İmparator onları kullanarak güç kazanmaya çalılacak, ama bildiğiniz üzere bu Allard yıldızını çok kızdırır."

"Evet, şimdiden onun öfkesini hissediyorum." bir Allard yıldızı rahibesi konuştu.

"Bu yüzden, çocuklara sakın kötü bir niyet ile yaklaşmayın. Özellikle Asmodeus'a, Allard yıldızına kalmadan, kendisi sizi öldürür."

"Peki ya diğeri?"

"O daha sakin görünüyor, ama emin olamayız. Sizlere bildiğim bilgileri ileteceğim, en yakın zamanda ikisini de kendi tarafımıza çekmeliyiz"

Rahiplerin arasından bir rahip bu durumdan hiç memnun değildi, Allard yıldızının çocukları olması onu tiskindirmişti. Rahip düşündü.

"İkisini de öldürmeliyim."

Son ÇareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin