Yıldızlar beni öyle büyülemişti ki, pelerinin şapkasını kapatmayı unutmuştum. Hemen saçlarımı sakladım ve gece pazarına doğru gitmeye başladım. Saat çoktan gece yarısını geçmişti ama sokaklar çok canlıydı. Tiyatro gösterisi sergileyener, yetenek yarışmaları, çeşit çeşit yemekler ve eşyalar, fal bile bakan var!
Gerçekten çok eğlenceli görünüyor, Alistair'ın tüm hayatı boyunca bundan mahrum bırakılması beni çok sinirlendiriyor. Bu genç çocuğu korumaya çalışıyorlardı belki ama onyedi yıllık hayatını esaret içinde geçirmiş resmen, ama ben öyle yaşamayacağım, özgürlüğüm için her şeyi yapacağım ve bu bedenin asıl sahibini özgürlüğüne kavuşturacağım.
"Buraya gelin ve biraz şiş tavuk alın!"
"Birazdan sihirbazlık gösterisi başlayacak!"
"Gelin ve bu sihirli eşyalara göz atın!"
Tamam hadi bir yerden başlayalım, sihirli eşyaları merak ettim bir göz atmaktan zarar gelmez. Tezgaha doğru yaklaştım ve masanın üzerinde duran ilginç kolyelere, kürelere, el eşyalarına baktım. Orda duran kırmızı bir taş ilgimi çekmişti.
"Merak ettiğin bir şey var gibi duruyor genç adam."
Ah, satıcı fark etmiş.
"Kusura bakmayın, sadece şu kırmızı taşın ne işe yaradığını merak ettim."
"Söylenilene göre o taşı kullanan kişi, birinin gözlerine bakarsa baktığı kişinin aklından ne geçiyorsa okurmuş."
Şaşırarak kafamı kaldırdım ve satıcı yaşlı kadına baktım
"Gerçekten mi?"
"Amanın! ne kadar güzel ve farklı gözlerin var genç adam."
Gözlerim mi? kahretsin! gözlerimi gördü! hemen kafanı eğ Alistair, nasıl unutursun.
"Genç adam gel bir anlaşma yapalım, gözlerine bakmama izin ver ben de sana kırmızı taşı vereyim."
Kırmızı taşı merak ediyorum ama dük ve düşesi zor duruma düşürecek bir şey yapmak istemiyorum. Ughh...
"Peki sana gözlerimi göstereceğim ama bunu kimseye söylemek yok."
"Tabi tabi, yakınıma gel ki kimse görmesin"
Masanın arkasına geçtim ve kafamı yaşlı kadının görebileceği kadar kaldırdım.
"Çok güzel... Çok güzel gözlerin var. Sanki, tüm kutsal yıldızlar gökyüzünden gözlerine düşmüş gibi. Çok güzelsin genç adam, kimsin sen?"
Bunu sana söyleyeceğimi hiç sanmıyorum.
"Anlaşmamızda bu yoktu, şimdi kırmızı taşı alabilir miyim."
Yaşlı kadın kıkırdadı ve kırmızı taşa uzandı. Kırmızı taşı bana verdi ve gözlerime tekrar baktı.
"Merak etme bu bizim aramızda bir sır, sen söylemesen de ben senin kim olduğunu tahmin ediyorum."
Tahmin ediyormuş, ölü bilinen birini nasıl bileceksin acaba...
"Neyse hadi kimse seni burada görmeden git."
"Taş için teşekkürler."
Az önce ne yaşadım ben? Neyse, kırmızı taşın rengi Allard yıldızının rengine çok benziyor. Bir bağlantısı var mı acaba...
***
Alistair o sırada iki kişi tarafından izlenildiğinin farkında değildi, sadece meraklı bir şekilde etrafa bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Çare
FantasiEvrenin her yerini görebilen, beş büyük yıldızın her birinin dünya üzerine ikişer güç bırakmasıyla kötü niyetli insanlar ortaya çıktı. O insanlardan biri tüm güçleri yıllar süren savaştan sonra topladı, bu adam içindeki kin ve öfke ile müttefikleri...