❧ 22 : welcome home

201 36 40
                                    

Dünyanın en iyi hissi özgürlüktü.

Özgür olmak ve esen rüzgarı teninizde hissetmek, artık kurallara uymayacağınızı bilerek istediklerinizi yapmak; mükemmeldi. Özgürlük tek başına hiçbir işe yaramazdı ancak yanınızda birisi varsa ve o kişi sizi evde gibi hissettiriyorsa geride kalan hiçbir şeyin önemi yoktur. Mutlu olmak başkalarının kurallarından ve sizin için kurduğu hayallerden çok daha önemliydi.

Şu garip dünyada yüzyıllar kadar yaşamamıştım, yaşamayacaktım da ve birisi mutluluğun ne kadar değerli bir şey olduğunu öğretmişti bana. Onunla yan yana durmak bile bana sayısız kelebekler bahşederken ona sarılmak ve yanında uyanmak elbette ki bulutların üzerindeymişim gibi hissettiriyordu. Sürekli onun yanında olmak ve onu korumak istiyordum ancak korunmaya muhtaç olan bendim.

Bu acımasız dünyadan ve gerçeklerden öylesine korkuyordum ki gözlerimi kapatmayı, duymamayı seçtim ben de. Çünkü kendimi kandırmak kolaydı ve benim inanmak istemediğim gerçekler başkalarının canını yakabilirdi.

Aslında ikimizin de canını yakan asıl şey geceydi. Gece vakti ikimizin de aklına düşen ama birbirimize bile anlatamadığımız, eğer dillendirirsek üzüleceğimiz korkusu ile yaşamaya çalışmak en zoruydu, ikimiz için de.

Ne yapmıştım ben? Özgürlüğümü kazanmış olsam da ailemi kaybetmiştim. Ona en olurdu bilmiyordum ancak ailemin bende yarattığı boşluğu bir gece vakti hissetmek ve bu acıyla uyanmak, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamak ve hiçbir şeyin geri dönüşünün olmadığını bilmek beni yormaya başlamıştı. Geri dönemezdim. Ne olursa olsun Geri dönme gibi bir şansım yoktu ancak önüme gelen bu fırsatı ve aşkı tepemezdim. Bu yolculuk asla bitmeyecek gibiydi.

Bu yolun sonu yoktu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Kaybettiklerimi kazanamazdım ama elimdekileri de kaybedemezdim, bunu yapamazdım. İkimize de yazık olurdu. Eğer gerçekten beni sevselerdi, eğer gerçekten beni merak etselerdi şu an yanımda olmaları gerekmez miydi? İnsanlar sevdikleri ve merak ettikleri şeyleri elde etmek için uğraşırdı ancak anne babam uğraşmıyordu. Yalnızlığım böylece devam mı edecekti?

Her zamanki gibi içinde bulunduğum boşluk beni rahatsız ediyordu. Bundan nasıl kurtulabilirdim? Beni kim kurtarabilirdi? Donghyuck daha kendini kurtaramamışken bana nasıl yardımcı olabilirdi? Onun için yapabileceğim tek şey yanında olmak ve ona moral vermekti.

Bir sabah uyandığımda kalbimi hissedemedim. Nefes alıyordum ama neden hissedemiyordum? Yaşıyordum ama neden ölü gibiydim? Yanımda kimse yoktu ve gözlerimde inanılmaz bir acı vardı. Sanki saatlerce ağlamıştım ama ağlamadığıma emindim. Yanaklarım her ağladığımdaki gibiydi, iz çıkmıştı ve kupkuruydu. Nerede olduğumu bile unuttum bir an.

Yattığım yerden doğruluğumda bir yatakta olduğumu fark ettim. Benim yatağıma çok benziyordu, aynısıydı belki de. Hastanede değildim ama arabada olmam gerekmez miydi? Üstelik alnımda ve koltuk altımda bez vardı, hasta mı olmuştum? Kafayı mı üşütmüştüm yoksa, burası benim odam değil miydi?

Yerimden doğrulabildiğimde yaptığım ilk iş saate bakmak oldu. Gece 11'e geliyordu ve benim uykum yoktu. Odamda mıydım? Bunların hepsi bir rüya mıydı? Yoksa her şey benim hayalim miydi? Kaçmak ve özgür olmak, bazı şeyler kaybetme korkum rüya mıydı? Donghyuck neredeydi? Yalnızdım.

"Donghyuck!" Titreyen sesimle bağırmaya çalıştım ancak içimdeki his öyle bir şeydi ki her şeyin hayal olmasından korktum. Her şey rüya mıydı?

Avuçlarımı sızlamaya başlayan gözlerime bastırdığımda umudumu yitirmeyerek tekrar bağırdım. "Donghyuck!"

Ağlıyordum. Ağlamaya başladım ve içimdeki o boşluk beni çepeçevre sardı. Yataktan kalkmaya çalışsam da başaramadım, bir şey bana engel oldu. Sayamadığım kez hıçkırırken gözyaşlarım pantolonuma düştü ve kapı açıldı.

Başımı kaldırırken geleni görmemle ağlamam şiddetlendi ve tek yapabildiğim kollarımı Donghyuck'un boynuna sarmak oldu. Gözlerimi sıkıca kapatıp başımı omzuna yaslarken ona o kadar sıkı sarılmıştım ki tüm bedenim titriyordu. Kaybetme korkusu içimde kocaman bir yer edindi ve o boşluğun yerini kaybetme korkusu aldı. Büyümek işte buydu.

Erken büyümek zorunda kalışım beni her seferinde korkuyla karşı karşıya getiriyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum. Gerçekleşebilecek olan her senaryoya karşı sessizce duruyor ve başıma gelecekleri bekliyordum. Hiçbir şey yapamıyordum ve elimden tutan kişi ise beni şu anda çok korkutmuştu. Korkularım yok olduklarını sandığım anda ortaya çıkıyordu.

''Bu kadar erken uyanacağını düşünmemiştim.'' diye konuştu geri çekilirken. Korkudan titreyen ellerimi alnına getirip saçlarını geriye iterken tek yapabildiğim başımı iki yana sallamak ve yutkunmak oldu. Kalbimin bu kadar hızlı atması bana zarar veriyordu. Kendimi durduramıyordum. 

''Gittin sandım.'' Ağlamaklı çıkan sesimle mırıldanırken gözlerim tekrar doldu ve başımı eğdim kendimi gizlemek adına. Duygularımı gizleyemezdim. ''Olan her şey rüyaymış gibi geldi bana. Uyandığımda sen yoktun ve kendimi odamda sandım. Belki biraz daha bağırırsam annem gelecek ve bana kızacak sandım. Hatta camdan dışarı bile bakmayı düşündüm sen orada mısın diye.''

Diyeceğim şeyleri biraz daha toparlamaya çalışırken sesim titriyordu. Tüm bunların olması düşüncesi bile beni çok korkutmuştu. Donghyuck ellerini yüzüme getirip başımı kaldırmamı sağlarken gözleri dolmuştu ancak gülümsemeye çalışıyordu. Her ne olursa olsun şu an onunlaydım, rüya değildi. Beni merak edip peşime düşen bir ailem yoktu ama o vardı. Ailem olmak isteyen biri vardı ve beni çok seviyordu. Onsuz olma düşüncesi bile beni dehşete düşürüyordu.

''Seni bırakmayacağım.'' Donghyuck uzanıp kollarını bana sardı ve başımı omzuna bastırdı, gözlerimi kapatıp derin bir nefes alırken konuşmaya devam ediyordu. ''Bu hayatta seni bırakabilecek son kişi bile değilim. Benim senden başka kimsem yok.'' 

Sıraladığı kelimelerin ağırlığı ancak içime bıraktığı hafiflik titrek bir şekilde iç çekmeme sebep oldu. Donghyuck kollarını bana daha sıkı sararken ellerini saçlarıma daldırdı ve konuştu tekrar.

''Evine hoş geldin Lena.''


geçiş bölümü. ehe.

SONUNDA TATİLİ BİTİRİP GELEBİLDİM HSAJKHSJKLFSHAKL eskisi gibi seri bölüm atmak istiyorum ama bir yandan da ders çalışmaya başlayacak olmak... ✊✊✊✊👤

lütfen yorumlayıp beni mutlu etmeyi unutmayın, kendinize iyi bakın ve sizleri seviyoruuumm muahh 💚💞💝👯🌠✨🌈

PASSENGERSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin