3 - Arkadaşının Pisliği 🍪

201 34 11
                                    

Pov: Felix

Eve girip çantamı attığım anda telefonum çalmaya başladı ayarlanmış gibi. Arayan Hyunjindi,hadi ama dinlenmek istiyorum Biraz beni rahat bırakamaz mısın? Yine de açtım,
"Efendim?"
"Lix, gelmen gerekiyor"
Sesi çok farklı geliyordu
"neden, ne oldu?"
"Sevgilin düşündüğümden sert vurdu, anahtarın var değil mi?"
"var"
"yarının derslerini çantana koy ve gel"
"Hyunjin "
"ne var?"
"herneyse.. geliyorum.."
Telefondan bi gülme sesi duydum ve sonra kapanış sesleri.
Evime bir göz gezdirdim. Evet normalde yanlız kalmayı sevmezdim ama bugün istiyordum, sakin ve sessiz bir nefes almak.. 2 günde olanları biraz düşünmek gibi.. Hyunjini görmem benim için ne kadar doğruydu bilmiyorum. Ondan iyice uzaklaştığımı anlayacak ve sonrasını düşünemiyorum.
Dediği gibi yarının ders kitaplarımı ve birkaç kıyafetimi çantama koydum. Çekmecemdeki Anahtarları cebime attım.
Tam evden çıkacakken kapının önündeki boy aynasından kemdimi gördüm.. Ah aptal Felix, üstünü değiştirmen gerek değil mi? Aklım tamamen Hyunjinde olduğu için atlaya atlaya yapıyordum herşeyi.
Rahat gri eşofmanlarımı giyip çantamı sırtıma taktım.
Anahtarlar, telefonum, kulaklık... Çanta.. Herşey tamam gibi..

Evet şimdi bir sorunumuz var.. Bu saatte Hyunjinin evine kadar yürüyemem ve otobüsler de yarım saat önce bitti. Nasıl gideceğim ki taa oraya? Düşün Felix.. Hyunjinin arabayla beni almasını isteyebilirim.. Ama zaten araba kullanacak halde olsa beni çağırmaz değil mi?
Ben kaldırıma oturmuş çaresiz dilenci gibi düşünürken kurtarıcım gibi Jeongin aradı.
"Hyung tahmin et ne oldu?"
"ne oldu beb-İnniem?"
Evet şu an Hyunjin ona Bebeğim dediğimi duyamazdı ama yine de bunu ağız alışkanlığı yapmayı bırakmalıyım.
"Hafta sonu Sende kalabilirmişim!"
"yani.. Yarından sonra.."
"evet! Sen, sevinmedin mi?"
"çok sevindim tabi ki! Ama, ben şu an Hyunjine gidiyorum ve belki hafta sonu orada olabilirim.."
"Ah hyung! Yapma!"
"dediğim gibi İnnie, Hyunjin benim arkadaşım ve yardım etmem gerekiyor"
"tamam. Şu an yolda mısın?"
"... Olmaya.. Çalışıyorum, neden?"
"eğer değilsen annem de işyerine gidecek çünkü.."
"İNNİEM SEN BİR TANESİN,"
"bana hafta sonu borcun var Hyung. Arkadaşlar birbirine yardım eder."
Gülümsedim, benim kurtarıcı meleğim yine kurtarmıştı beni. Hem de bana kızgın olduğu halde. Evet, sesi bana resmen küfrediyordu.

5-6 dakika kaldırımda sefil sefil oturduktan sonra yanımda bir korna çaldı. Hadi canım.. Annesi beni bir kere görmesine rağmen tanımış mıydı?
Siyah arabanın ön koltuğuna oturup ısındığımı fark ettim. Dışarısı soğuktu..
Annesi Jeongin'in onu nasıl ikna ettiğini anlatırken, gülümseyerek Minik bebeğimle aramdaki bağı tekrar hissettim.
Tabi bu duygusal anı Hyunjin hissetmiş gibi bozdu

*Hyunjin : bu yıl içerisinde gelir misin?

*Felix : Yoldayım.

Ekranı kapattığımda Annesi bana basit sorular sordu. Klasik.. Derslerin nasıl gidiyor, en sevdiğin gibisinden şeyler. Bana iyi davranması gülümsememe yol açsa da aklıma Jeongin'in onun yüzünden ağladığı günler geliyor. Kendine gel Felix. O iyi bir kadın değil..
Tarif ettiğim sokakta durduk. Birkaç kez teşekkür ettim ve Jeongin'e sevgilerimi iletmesini söyleyip kaçar gibi arabadan indim.
Biraz utanç ve biraz da korku.. Ama asıl korku şimdi başlıyordu.

Burası oldukça lüks bir alandı. Şehrin en görkemli yeri.. Herhalde bayan Yang benim gece hayatım olduğunu sanıyor.
Anahtarı birkaç denemede bulup kapıyı açtım. Bu eve kendi evimden daha çok gelir olmuştum ama bugün içimde bir korku vardı.
Nedeni çok açık.
Asansördeki aynadan görünüşümü düzelttim. Bayan Yang'ın beni getirdiğini bilse.. Beni öldürür herhalde.. Bilmiyorum onu tanıyamaz oldum.

Üst kapıyı yanlışlıkla çalıp hemen anahtarla açmaya kalkıştım. Açabildiğimde derin bir nefes verdim. Tamam Felix sakin olsana! İkinci kez çantamı kapının yanına bıraktım.
"ben geldim"
Ses çıkmadı. Yavaşça evde gezinmeye başladım. Oda kokusu gerçekten hoş bir hava veriyordu, kişiliğinin aksine Hyunjinin evi huzur bulmak için idealdi.
Bir kez daha seslendiğimde biraz endişelenmeye başladım, nerede olabilirdi.. Hem de ağrısı varken
"Hyunjin.."
Birden karşımdaki kapı açıldı ve bağırmama sebep oldu.
"rahatça Sıçamayacak mıyım ben Felix?"
"hoş buldum."
Yavaşça attığı adımlar içimde korkunç bir acıyı doğurdu. O sağlam adımlarla yeri göğü inleten Hyunjin şimdi yavaş yavaş yürüyordu can acısından..
Karnındaki bir eli de cabası. Hemen koluna girdim
" Bunu tahmin edememiştim"
"sen hiçbirşeyi tahmin edemiyorsun."
Salona girip oturduk. Yüzüme eleştirircesine baktı
"nasıl bu kadar hızlı geldin?"
"B-bilmem"
Gözlerini devirdi bıkkınlıkla
"söyle, kızmayacağım"
"Jeongin hafta sonunu benimle geçirmek için izin aldığını söylemek için aradı ve bende sana gittiğimi söyledim"
"iyi bok yedin, İnnie'mi buraya kadar getirdin ve içeri almadın mı!"
" annesi getirdi beni.. O getirse zaten girerdi içeri"
"ne? Neye dayanarak söylüyorsun bunu?"
" seni merak ediyor.."
Bana nefretle baktı
"benim ve SENİN yüzünden en büyük korkularını yaşadı."
Sinirle güldü
"anlat. Değdi mi?"
"değmedi"
"Gerizekalı anlat diyorum, ne oldu gittiğinizde"
Yükseldiği için kasılan karnını tuttu kaşlarını çatarak, Hyunjin ilk defa böyle darbe almıştı ve hala ben o kavganın sebebini bilmiyorum.
İç çektim dünü hatırlayarak, fark etti üzüldüğümü, elini omzuma koydu
"Sadece anlat Lix."
" o gün, gittiğimizde onu biryere oturttum. Kontrol ettim iyi mi diye, durumu senden beterdi"
Yaptığı şey harikaymış gibi gururla gülümsedi
"Nedenini sordum. kimseye boşu boşuna sataşmadığını söyledim ve beni tersledi. Bunu kızgınlığına vermiştim. Teşekkür edeceğine ne dedi biliyor musun? Arkadaşının pisliğini temizlemek zorundaydın.."
"yok, benim bu aptalı bir daha dövmem lazım"
"hayır Hyunjin, gerçekten yeter.."
Başını salladım sakince yanağıma makas attı
"korkma öldürmem sevgilini"
" o. Sevgilim. Değil. Ve. Olmayacak."
Baya eğleniyor gibiydi, gülerken tuttuğu karnına baktım
"bakabilir miyim?"
"Olmaz."
"Hyunjin? Seni taciz ediyormuşum gibi davranma"
"Uzatma Lix. İyiyim ben. Şimdi kendine birşeyler hazırla ve İnnieme Bebeğim deme cesaretini konuşalım"

Telefon konuşmamızı duymuş olamazdı. Aslında ondan herşeyi beklerim ama lavabodan bahsediyordu. Ellerimin terlediğini hissettim, Hyunjin ne kadar kızarsa kızsın bana zarar verecek bir durumda değil. Yani, umarım öyledir.
Mutfakta ufak atıştırmaşıklar hazırlarken içeriden Hyunjinin tutmakta zorlandığı birkaç bağırışını duydum. Vücuduna bakmama izin vermeyecek kadar saf ve güzel seviyordu Jeongin'i.. Bu beni asla rahatsız etmedi.
Yine de acı çekmesi ve özellikle bunu Changbinin yapmış olması tuhaf hissettiriyordu, kapıdan ona seslendim
"hyunjin? Ağrı kesicim var istersen."
"şimdi mi söylüyorsun Lix! Getir 3-5 tane "
"Oha! Tableti vereyim direk öyle yut? Bir tane alıp geliyorum"
Bıktım şu bilmiş tavırlarından tarzı birşeyler söylemesiyle sırıttım.evet red etmeyeceğim, o haklı. Şimdi o kadar korkmuyordum ve Changbinin dediği şeyi hatırladım

(Arkadaşının pisliğini temizlemek zorundaydın)

Evet.. Arkadaşımın pisliğini temizleyeceğim.

꧁͢✨͢BabyBiscuits_Hyunİn✨͢꧂͢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin