15 - Bana İnnie De 🍪

120 19 2
                                    

Hyunjin gözlerini açtığında hala Jeongin'in evinde olduğunu fark etti, nasıl uyuyakaldığını hatırlamaya çalıştı.
Evet.. Jeongin dizindeyken gözleri Ağırlaşmıştı, ağlamaktan hala ağrıyordu, uyuması gereken Jeongindi kendisi değil.
Yine de hayatının en anlamlı uykusuydu çünkü ona dokunarak uyuyakalmıştı

"Renjun...seni..öldürecek..."

Bunu neden ve hangi mantığa sığınarak Jeongin'e söylemişti bilmiyordu. Üzerine örtülmüş ince battaniyeyi kaldırarak evin uzun koridorunda çıktı
Anne babası evde miydi? Ses yoktu ki bilmiyordu
"J-jeongin.?"
Karşı odadan küçük adım sesleri duyuldu
Kırık beyaz yumuşak pijamaları ile Jeongin yanına geldi, gülümsemeye çalıştı
"uyanmışsın."
" Ailen nerede?"
" hala gelmediler."
Hyunjin bakışlarını sertleştirdi
"konuşmamız gerekiyor"
" bence de"

1 saat önce Hyunjin'in ağlayarak oturduğu koltuğa oturdular.
Jeongin hevesle ona baktı, biraz anlamak biraz da izlemek ister gibi. Hyunjin düşüncelerinden sıyrıldı
"Burada kalman güvenli olmaz."
" başka seçeneğim yok"
" seni burada bırakmayacağım. Korkma"
"korkmuyorum"
" Titriyorsun?"
"  sadece ölmek istemiyorum, hepsi bu"
" üzgünüm"
" üzgün olma, belli ki senin hatan yok"
" var, seni uzak tutabilirdim"
"peki ben uzak durmak ister miydim?"
" korkudan titrediğini gördüm Jeongin"
" ve komik olan ne biliyor musun, bende senin korkudan titrediğini gördüm, herkesin çekindiği Hyunjin korktu, arkadaşının arkadaşı için"

Hyunjin omuz silkti
"olamaz mı?"
"bilmiyorum"

HyunE kekelememek için zor tutuyordu kendini ya anladıysa? Herşey bitmiş olur, yıllardır sakladığı bu sırrı ana karakter öğrenirse - hem de bunun gibi küçük bir dikkat eksikliği yüzünden - kendini asla af etmezdi

Birden kapı çaldı ve Jeongin korku dolu gözlerle Hyunjini çekmiştirmeye başladı
"seni saklayalım Hyunjin hadi gelsene!"
Tabi ki bizim HyunE'miz gram korku olmadan sanki normal birşeymiş gibi onu takip etmeye başladı
"ne? Dolaba mı gireceğim?"
" evet sus hadi"

Oflayarak dolaba girdi ve beklemeye başladı, burada Jeonginin kıyafetleri vardı. Derince nefesler alıp kokusunu içine çekti
Bebeklerin ıslak mendili gibi kokuyordu, yumuşacık.. Hiç bir koku yumuşak olur mu? Vardı işte..
Bir yandan da kalbi saklamaya çalıştığı korku ile tekliyordu, ya ailesi onu bulursa?
Jeongin'i bu evden götüremezse? Renjun onu bulur- hayır, olmaz
İzin vermeyecekti. Hep Jeongini kurtardığını görürdü rüyasında, o gün gelmişti
Sevdiği çocuğu alıp bu evden gidecekti

5 dakika sonra dolabın kapağını açan Jeongin ile bakıştı, sevimli bir şekilde güldü küçük
"komşu.. Kokmuştur diye yemek getirmiş"
"Sağ olsun. Artık çıkabilir miyim?"
" tabi ki, gel"
Jeongin okul çantasının içindeki kitapları çıkardı ve yerine birkaç hırka ve küçük peluş ayısını koydu
Fermuarını kapattı
"ne bekliyorsun Hyunjin, gitmiyor muyuz"
" çabuk adapte oldun bakıyorum da"

Jeongin iki seferdir ondan küçük olmasına rağmen Hyunjin'e hyung demiyordu. Bu neye işaret bilinmez ama Hyunjinin gözünden kaçmadı
Gülümsedi, bir gün sevgili olduklarında ondan sürekli böyle seslenmesini isteyecekti, aklının bir köşesine yazdı

Hyunjin Onun çantasını eline aldı
"hadi ayakkabılarını giy"
" TELEFONUM ÇALIYOR.. ANNEM"
" siktirme şimdi anneni hadi diyorum"
"HYUNJİN"
" tamam tamam, ama oyalanıyorsun"
" ya geliyorsa?"
" onlardan hızlı olmalıyız"

Jeongin ciddiyetle başını salladı ve hızlıca merdivenleri inmeye başladılar, Hyunjinin lüks arabası hemen kapının önündeydi park etmemişti bile, zamanı yoktu o zaman.
Jeonginin hayatta olup olmadığını bilmezken o lüks araba gram umurunda değildi

Hyunjin arabayı kapatmayı unuttuğu için hemencecik yola koyuldular, sokaktan çıkasaya kadar Jeongin arkasına baktı, evine..

Hızlı hızlı iki yandan geçen sokak lambaları, boş sokak ve son sürat gitmekten vazgeçip yavaşlamış bir araç..
Jeongin sıkıntılı bir nefes verip kucağındaki çantaya sarıldı, korkunca genelde birşeye sarılmak iyi geliyordu. Şu an tamamen yabancı bir mekanda yabancı bir yere gittiğini biliyordu ama içindeki Hyunjin yanımda hissi bütün bu gerginliğin son bulmasını sağlıyordu

Hyunjin buradaysa kimse ona dokunamazdı, bu gece bunu öğrenmiş oldu

"nereye gidiyoruz?"
" benim evime"
Jeongin üzerindeki beyazımsı pijamalara baktı
"umarım evinde bana göre birşey vardır"
" eski bir milyonerin oğluyla konuştuğunu biliyor musun?"
" bununla hava mı atacaksın.."
" asla. Sadece dediğin şey o kadar saçma ki bunu bilmediğini düşündüm"
" bilmiyordum"

Hyunjin güldü kocaman
"o zaman neden soruyorsun İnnie var tabi ki"
" İnnie mi?"
Araba birden yavaşladı
"İnnie mi dedim? Ü-üzgünüm"
Kıkırdadı
"diyebilirsin"
Tepki vermedi ve uzun süren bir sessizlik oldu
Hyunjin olanlara inanamıyordu herşey kabustan çıkıp rüyaya dönmüş gibiydi

Ama çok iyi bildiği birşey vardı. Jeongin bunu atlatabilecek biri değildi, burun kanamasından bile korkan biri buna asla dayanamazdı mantık olarak
Bu yüzden desteğe ihtiyacı olduğunu biliyordu. Daha önce kimseye destek vermemişti Hwang Hyunjin, bunu nasıl yapabilirdi ki?
Filmlerden öğrendiği kadarıyla denemeye karar verdi

"Jeongin, ben buradayım"
" evet?"
" yani yanındayım"
" biliyorum?"
" Mal mısın Jeongin yoksa rol mü yapıyorsun destek vermeye çalışıyorum"
" BENDE SANA DİYORUM Kİ BİLİYORUM"
" BAĞIRMASANA BE"

Jeongin katıla katıla gülmeye başladı, arabanın içi kahkahalarla yankılanıyordu ve Hyunjin dikiz aynasından bunu dakikalarca izledi
Hayatının en güzel 2 dakikasıydı

Yollar gittikçe seyrekleşip bittiğinde araba durdu.
Hyunjin kendini geri attı
"kahretsin çok yoruldum"
" evini merak ediyorum"
"pekiala izin ver nefes alayım"
" al bekliyorum"
"... Tamam aldım"

Anahtar çevrilip kapı açıldığında Jeongin ayakkabılarını çıkartıp ayıcıklı çoraplarını gözler önüne serdi.
"kocaman! Ve woa burası kesin senin odan"
Hyunjin dikkatlice kapıyı üst üste kilitledikten sonra oradan oraya koşturan Jeongini izledi duvara yaslanıp
Her zerresi ile onu çok seviyordu ve evine geleceği hiç aklına gelmezdi
Bu evde yıllardır yaşıyordu ve kesinlikle burada yaşadığı en güzel an buydu

"Jeongin yeterli değil mi?"
" bu kocaman evde cidden bir tek sen mi yaşıyorsun"
" ara sıra Felix geliyor işte"
Jeongin gülümsedi
"artık bende yaşıyorum"
" Nasıl bu kadar çabuk kabullenebiliyorsun?"
" bir cehennemden kurtulmuşum gibi hissediyorum, o ev.. O ortam bilemezsin sen neler yaşadığımı. Şimdi ölüm tehlikesi bile olsa burada olduğum için mutluyum"
"ne yaşadığını senden iyi biliyorum Jeongin"
" nasıl"
" etrafım geniş"
" benim hakkımda bilgi almaya mı çalıştın?"
" H-hayır?,!"
" yani gelip bana soradabilirdin."
"aç mısın?"
" ne?"
" birşeyler yedin mi yani?"
"evet sen kapımı yumruklamadan hemen önce yedim.. Sen.? "
"birşey yemeye halim yok yorgunum"

Jeongin dikkatlice Hyunjin'i izledi ve içten bir ses tonuyla sordu
"bana gelmeden önce ne yaşadın?"
" bunu sana anlatmam"
" neden? Çocuğum diye mi."
" aramızda bir yaş var innie"

Jeongin tekrar durgunlaştı
"Hyunjin"
" evet?"
" bana hep innie de olur mu?"

********..... ************....

Yıllar sonra yb

꧁͢✨͢BabyBiscuits_Hyunİn✨͢꧂͢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin