꧁͢✨͢BabyBiscuits_Hyunİn✨͢꧂͢

５- Çünkü Onu İstemiyorum 🍪

POV:3

Jeongin sonunda boğazını temizledi. Felix'e sorarcasına baktı
"ş-şimdi mi anlatayım?" Açıkça çekinmişti Hyunjinden.
Bunu fark etmişti zaten. Gözlerinde kocaman bir çöküş oluştu ama bozuntuya vermedi. O koskoca Hwang Hyunjindi.. Sakin ve olgun olmalıydı.
Cevap vermeme hakkını kullandı şimdilik.
Ama bizim ufaklığımız pek sıcak yanaşmıyordu.
" Yani gidebilir misin hyung!"
Felix yutkunamıyorum edasıyla ikiliye baktı. Hyunjinin az önceki sevgi dolu bakışları katil olmak istiyordu adeta.
Sert bir ses tonuyla fark ettirmeden Jeongin'i korkuttu, yapma HyunE, pişman olacaksın..
"pardon ufaklık! Rahatsız olacağını bilmiyordum"
Yine o ufaklık kelimesi, üzgünüm ama Hyunjin yanlış zamanda yanlış kartı oynamıştı..
"BEN. UFAKLIK. FALAN. DE-ĞİL-İM!"
felix araya girdi
"innie, gel başka yerde konuşalım.."
"olmaz! O gidecek!"
isyandaydı..
"neden İnniem neden"
"çünkü onu istemiyorum!"

3 kelime.. Hyunjinin sonunu getiren basit yapılı 3 kelimelik bir cümleydi. Bu herşeyi açıklıyordu, üstüne red edilmez, karşı çıkılmaz, soru sorulmazdı.
Jeongin Hyunjini istemiyordu.
Karnına yeni bir kramp girmişti ama şimdi neden kalbi de acıyordu?
Tutunduğu lavabo mermerinden başını yere eğerek ayrılıp Felix'e tutundu
"götür beni Lix"
Her zamanki özgüvenli, alaycı, aynı zamanda tehditkar ses tonu yoktu bu yeni 3 kelimeyi söylerken.
Kısık, intiharın eşiğinde vazgeçmeyi ümit eden kurban gibiydi.. Bitmişti sesi..
Felix onun başını eğdiğini fark etti. Ağlıyordu sessizce. Hwang Hyunjin'in gözleri ıslanmıştı.. Bu koridoru ne kadar zor yürümüştü, karnındaki darbeye rağmen nasıl hızla çıkmıştı yukarı, dayanamaz halde dayanmış, okula gelmişti en basitinden.
Karşılığı buydu
Çünkü onu istemiyorum.

Bir eli karnında, bir eli Felix'in omzunda yavaşça geçti Jeongin'in yanından yalpalayarak.
Onlar çıktığında anladı İnnie onun HALA yaralı olduğunu.. Gidebilirdi. Kendisi gidebilirdi ama aptal bir inat yüzünden yaralı birini kovmuştu, ona acı çektirmişti.
Böyle biri değildi o.. Hepsi dün olanlar yüzündendi işte!
Hyunjin ona çok kızacak, hatta düşman belleyecekti.bunu sebepsizce istemedi. Son 5 dakikanın hiç yaşanmamış olmasını diledi defalarca.. Ama bu imkansızdı.. O ilk defa birine isteyerek zarar vermişti.
Ellerini bağırmamak için kendi ağzına bastırdı. Yere çöküp Felix Hyungunun gelmesini beklemeye başladı

Sınıftan içeri girdiler. Hyunjin git gide toparlamasına rağmen yıkıla yıkıla yürüyordu, ayaklarını sürüye sürüye. Çok acıyordu, göğüs kafesinde bir taraf çok acıyordu.
"benim minik bebeğim beni istemiyor Lix."
Bu içler acısıydı. Felix açıklamaya çalıştı
"yanlız kalmak istiyorum anlamında demiştir onu Hyunjin.seni istemiyorum anlamında değil"
"çok sinirliydi bana"
Sıraya oturup yaslandı
"Şimdi gidip onu dinliyorsun, iyi hissettiriyorsun ve ne olduysa bana BÜTÜN detaylarıyla anlatıyorsun tamam mı?"
"sana ne olduğunu soracak"
"Onu sakın suçlama. İyi değil belli ki"
"hala Jeongin'i savunuyorsun.. Biliyorsun değil mi"
"ona kırıldım. Ama hala seviyorum."
"senin gibisini bulamay-"
"boş yapma da git artık."

Cümlesini bitirememişti ama çok açıktı bu.. Jeongin asla Hyunjin gibisini bulamayacaktı, onun kadar dengesizini, sinirlisini, kavgacısını bulamayacaktı, ama ayrıca onu o kadar seveni de bulamazdı, zaten öyle biri olsa Hyunjin tarafından ortadan kaldırılırdı
Aşağıdaki Lavaboya gittiğinde endişeyle yanına çöktü
"iyi misin İnnie?"
"NEDEN SÖYLEMEDİN BANA!"
"neyi?"
"yaralı olduğunu! O zaman biz giderdik o gitmezdi"
" o zaten senin için buradaydı" diye mırıldandı
"ne??"
"Yok birşey! Hadi şimdi sen anlat bakalım. Neler oluyor.. Sonuçta ikimiz kaldık"