İnnie haftasonu konuşulduğu ve Hyunjin tarafından zorlandığı için Felixle kalıyordu, Hyunjin sadece onu ailesinden uzak tutmaya çalışıyordu, bunu tek başına yapamazdı hala.. Hala innie onu yabancı sanıyordu, bilmiyordu Hyunjin'in onu kendisinden bile iyi tanıdığını.
Bugün Felix için özeldi, aslında bu iki gün.. Minik İnniesi ve kendisi olacaktı sadece, ona en güzel iki günü yaşatmak istiyordu. Yine erkenden kalkıp kahvaltı hazırlamaya başladı, bu sefer yemeyeceğim kelimesini kabul etmeyecek, gerekirse elleriyle yedirecekti. Küçücük kalmıştı sabah ailesinden kaçmak için kahvaltı etmeye etmeye..
Arkada hafif bir şarkı açtı, son zamanlarda sürekli aklında çalıyordu bu şarkı..
Chanyeol & Punch - Go Away Go Away
Her dinlediğinde yağmur yağmasını diliyordu, buraya kadar sorun yok ama neden gözleri açık hayalinde Yağmurun arasından Changbinin geldiğini görüyordu?
Silkelendi yaslandığı tezgahtan ellerini çekip
"yanlış yoldasın Yongbok"
Dedi kendi kendine, morali biraz bozulmuştu, o tamamen Changbini unutmak istiyordu çünkü ona seçim sunulmuştu hayat tarafından,
Hyunjin ve ya Changbin..
O Arkadaşını seçmişti ve yine aynı hatayı yapıp fikrini değiştiremezdi. Tek yol ikisinin barışmasıydı ama biliyordu, Hyunjin asla bunu yapmayacaktı.. Yapmazdı işte bu onun kişiliğiydi.
Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı
"bunları düşünme ve Küçüğüne odaklan"
Kendi kendine konuşmak ona iyi geliyordu ve dediğini yaptı. Gülümseyerek girdi küçük dünyasının odasına..
Hala uyuyordu ve bu iyiydi, okul yoktu sonuçta erken kalkması gerekmiyordu.
Yavaşça yatağın önünde bağdaş kurdu
*Hyunjin : Felix, uyanık mısın?
Beklediği mesaj gelmişti işte, gözlerini devirdi. En azından Günaydın falan demesini beklemişti ama artık şaşırmıyordu
*Felix : günaydın
İnnie hala uyuyor
✓✓
İkinci kez gözlerini devirdi
*Felix : nasılsın?
*Hyunjin : iyiyim sen
*Felix : iyiyim
*Hyunjin : bu rutini bana yaşattığına inanmıyorum..
*Felix : :))
Sinir edip işin içinden sıyrılmayı seviyordu. Yatağa gözlerini tekrar çevirdiğinde Jeongin'in badem gözleriyle karşılaştı
"ah uyanmışsın.."
" evet de sen neden yerde oturuyorsun?"
" bilmem canım istedi"
32 diş Gülümsedi lix
"Sana yumurta yaptım İnnie!"
Jeongin ciddiyetle alkışladı
"zorlanmış olmalısın"
Gülmeye başladılar
Felix yemek yapmak konusunda kendini geliştiriyordu, artık dışarıdan yemekten bıkmıştı çünkü. Üstelik pişirmeyi seviyordu, bu ona Hyunjinden geçmişti.
Hyunjin yemek konusunda rakip tanımıyordu.. Serseri olması onu yeteneksiz yapmazdı.
Kahvaltı etmeye başladılar, arkadaş gibi değilde abi - kardeş
gibi görünüyorlardı ya da anne - oğul.
Jeongin tabağına baktı
"zeytin istemiyorum"
"ne? Zeytin sevmediğini bilmiyordum"
"yazıklar olsuuun"
Utanarak hyunguna baktı
"şaka yapıyorum.."
Felix sırıttı
"Açıklamana gerek yok innie"
Masaya göz attı küçük olan, sadece Felix ileyken bu kadar düzgün kahvaltı ediyordu, şu an iştahı açık olsa da vücudu yemeye alışık olmadığından bunu fazla kabul edemedi. Hevesle doldurduğu tabağını yarıda bıraktı hafiften istemeye istemeye,
"ne oldu innie? Sevmedin mi? Söyleyebilirsin alınmam"
"yok yok.. Gerçekten çok güzeller ama karnım ağrımaya başladı"
Çatalını bırakıp göz teması kurdu
"özür dilerim"
Gülümseyerek karşılık aldı
"sonra yeriz o zaman"
" sen?"
" sonra yiyeceğim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
꧁͢✨͢BabyBiscuits_Hyunİn✨͢꧂͢
Fanfiction" Kanatlar vücudun içine acıtarak geçse bile seni koruyacaktır. " Jeongin'in zaten sorunlu hayatını düzeltmek isterken onu yeni sorunlarla tanıştıracağı gün gibi ortadaydı oysa.. 🍪 🍪 🍪 🍪 🍪 🍪 ~
