HELİN DİNÇER
Sesler geliyordu ne olduğunu anlamadığımda cama çıkmıştım. Herkes avludaydı.
"NASIL BAKARSIN LAN O GÖZLERİNİ OYMAZMIYIM BEN SENİN" "kurban olayım oğul dur" Zahir Savaşın boğazını sıkıyordu. Tam o sırada Ben dikatlice bakarken Savaş bana doğru cama baktığında göz göze gelmiştik. Tam o sırada bana gülebildiği kadar tebessüm atmıştı.
Herkes bir anda cama dönerken Zahirle bu sefer göz göze gelmiştim. Zahirin sinirden kıpkırmızıydı gerçi bu sıcakta da normaldi ama halen kıpkırmızıydı gözlerini benden ayırmazken. Bir anda Savaşı bıraktı ve konağa doğru ilerledi.
İçeriye girdiğinde bende camdan girmiştim bekliyordum ama gelmiyordu.
"Hanım ağam" kızlardan biriydi galiba tanımadık sese gel derken kafasını yerden kaldırmayarak
"Zahir ağam gönderdi hanım ağam telefonunu ve arabanının anahtarını almaya gelmişem" "Zahir ağan nerdeki" "mutfaktadır hanım ağam" "tamam git o ağa bozuntusuna söyle gelsin alabiliyorsa telefonu ve anahtarı benden alsın" deyip komidinde duran telefonunu göğüsüme soktuğumda kızın gözleri bana kaymıştı
"Ama hanım ağam" "ama mı ?" dememe kalmadı kız odadan çıkmıştı yiyorsa alsın bakalım.
"HELİNN" gelen sesle irkilsemde bozuntuya vermeden bana bakan Zahire bakıyordum. "Noldu ağa bozuntusu öküz gibi daldın odaya" "bana ha hem ağa bozuntusu hem öküz" "hıhı" derken kafamı sallıyordum.
"Telefonumu ver kızı gönderdim nereye koyduğunuda söyleyemedi" "Aa nereye koymuşum kii" "Lannnn sen telefonumu... Siktir" "Hıhı.. Ondan olsun" "Zorluyorsun beni Helin dinçer" derken yatağın üzerinde duran bana git gide yaklaşıyordu ben tam o sırada kafam yatağa gelmişti.
"Zorlarsam nolur" "Kaşınma" "kaşısana" dediğimde ağızından inleme çıkmıştı işler kötüye gitmeden git gide yaklaşıyordu. Tam öpecekken "Umud, umudumu görmek istiyorum ona gidicem şimdi" "Aferim hanım ağa haber etmeyi eksik etmiyorsun." "Haber etmedim ağa bozuntusu sadece söyledim, izin de almadım aklına öyle bir saçmalık gelmesin" Ben cümlemi bitirmeden nefesini dudaklarımda hisediyordum.
Çok çok yakındık bu durum beni Kötü yapıyordu. "Ya hayır ya" telefonu göğüsümden çekip almıştı. "Bekliyorum hanım ağa aşağıda , umudumuza gidelim bakalım" Cevap vermemi beklemeden odadan çıkmıştı. Bende hemen dolabı açtığımda lann burda hiç bir şeyim yokki benim.
Tekrar cama cıktığımda tam ağa bozuntusu diye bağıracakken Mahmut ağa ordaydı. Bağıramadan " Zahir " Zahirin gözleri cama döndüğünde "Gelsene" dedim oda güneş gözlüğünü çıkarıp "Hemen güzelim" dedi uyuz bu çocuk valla bak.
Ben camdan içeri girdiğimde yatağın üzerine oturmuş Kara kara düşünürken çok geçmeden zahir içeri dan diye girdi gene
"HÖST, sana kapı çalmayı öğretemeyecekmiyim" "Kızım sen çağırdın demekki müsaitsin diye girdim ne var bunda" "Tamam be" "ee sen niye hazırlanmıyon" "Hazırlanacak bir kıyafetim yok"
"Ha şo mesele güzelim ben bizim kızlara söylüyüm denizinkinden versinler olurmu" "OLMAZ" "niye kızım aynısınız işte giyersin bişi olmaz akşam dönüşte alışverişe gidicez zaten" "Ona bir şey demedim sadece sen getir birilerinden isteme"
"Kızım ben ne anlarım" "alt tarafı pantolon tişört getirecen neyi anlamıyorsun acabaaa" "OFF OFFF" odadan çıktığında yatağa yatmış bir şekilde onu bekliyordum. Sonra o gelene kadar saçımı tarıyım diye banyoya girmiştim tahmin ettiğim gibi tarak banyodaydı. Tam tarayacakken kapıya biri ayak atıyordu resmen.
Kapıyı açtığımda zahir tüm kıyafetleri avuçlayıp gelmişti allahımmmm "Zahir napıyorsun sen" "kızım sen kıyafet istemedinmi bende getirdim işte " derken nefes nefese kalmıştı. "1 PANTOLON 1 TİŞÖRT istedim zahir kızın dolabının hepsi burda " "Yok ya daha var ben bunları getirebildim giyi bunlardan işte" "oFF tamam çıkk sen ben giyinip geliyim" "yoo iyiydi böyle" "İyimi valla döverim seni" "Tamam hanım ağa sakin" dedi ve odadan çıkmıştı.
Aralarından en güzeli ve en sadesini seçerken çok tatlı beyaz bir Askılı elbise görmüştüm gördüğüm anda vurulduğumda. Seçtiklerimi bir kenara bırakıp sadece onu almıştım. Arkasından hemen duşa girip işlerimi hallettikten sonra saçımıda at kuruğu yapmıştım. Gerdanım tam anlamıyla ortadayken köprücük kemiğim dikkat çekiyordu. Çok fazla gecikmeden odadan çıkmıştım.
Tam karşımızda ki odayı boşalttıklarını gördüğümde hızla kızlardan birini durdurdum. "Ne yapıyorsunuz karşı odaya" "bilmiyoruz hanım ağam zahir ağam dedi boşaltın diye" "ha tamam" deyip merdivenlerden aşağı doğru iniyordum tam o sırada soğranarak zahir yukarı doğru çıkıyordu.
"Güneşin anlında beklemekten...." lafı yarıda kesilirken gözleri baştan aşağıya beni süzüyordu. 1 2 dk o şekilde durdu hiç bir şey konuşmadı en sonda dayanamayıp.
"Zahir gidiyormuyuz " dedim oda sanki önünde duman var gibi ellerini iki yana salladı noldunu anlamamışken. "OLMAZ" sesi oldukça sert çıkıyordu. "Neden" "Bu şekilde olmaz pantolon tişört dedin bu hal ne hem çok kısa hem hem çok açık"
"Ne zamandır giydiklerime karışıyorsun" "Ne zamandır bu şekilde giyiniyorsun" "Kendimi bildim bileli" "hayret mardinde de yaşamışsın ama sen nasıl yaşadın bu şekilde" ona cevap vermezken tam dibine girmiştim. Gene çok yaklaşmıştım. "Yaşadım, hatta o kadar güzel yaşadım ki anlatamam sen beni bide İSTANBULDA gör gerci ordada görmüştün değilmi PARDON" deyip hızla merdivenleri inmiştim.
Arabaya doğru ilerlediğimde. Bu sefer ön koltuğun kapısını açıp oturmuştum. Onun gelmesini beklerken oda simsiyah bir şekilde hemen arkamdan gelmişti.
Bu sıcakta neydi bu siyah modası güneşi iyice kendine çekiyordu. Arabaya geldiğinde , "Allahtan anahtarı saklamamışsın" "Tüh düşünemedim onu" deyip göz devirmiştim. Yola çıktığımızda ses çıkmıyordu bende sıkıldığımdan kaynaklı radyoyu açmıştım. Bir adam konuşmaya başamıştı. "Evett sayın dinliyecilerimiz sıradaki şarkımız 'papatyayı çok seven kadına' gelsin iyi dinlemeler" Rahatsız olacağını düşündüğüm için sesini hafif kısmışken oda açmıştı. Tam o sırada şarkının melodileri eşlik ediyordu yola ve bize
gözlerin zehri şarap eder mi?
Alıp içsem beni sarhoş eder mi?
Bir hayale daldım uyan derler mi?
Beni böyle koyup gitme olur mu.
Zahirin hafif hafif mırıldandığını gördüğümde sesinin güzel olduğunu anlamıştım. Kesinlikle o kalın sesi şarkıda oldukça güzel çıkıyordu. Bir köşeye yazılsın 'Zahire şarkı söyletilecek' zorda olsa yaptırılacak..
Bizim konağın kapısına yaklaştığımızda beni bir heycan basmıştı daha dün bu konaktan ATALAY olarak ayrıldığımda şimdi DİNÇER olarak giriyordum henüz olmasamda öyleydi. Arabayı olduğumuz yere koyduğumuzda hızla arabadan inmiştik. "Berdel olduğuna inandırmak için elimi tutman gerek istemiyorsan yapmayız ama bizi bu şekilde görseler iyi olacak" onun kısık sesine hiç bir şey demeden elini tutmuştum.
İlerliyorduk. Bizim bahcede Bir şeyler yediklerini gördüğümde bir anda bizi görenler ayağa kalkmıştı. Heja ve Deniz de ordaydı. Deniz korkuyla bize bakarken ellerimizi gördükten sonra gözlerindeki korku yavaş yavaş gitmişti.
"ANNEEEE" bana doğru koşan oğluma karşılık olarak kocaman bir şekilde kollarımı açmıştım. Sıkı bir şekilde sarıldığımızda "Seni çok özledim anne nedeydin gece yanımda yatmadın"
Arkadaşlar bölümler gecikmedi sadece biz biraz daha beklemek istedik. Ama bomba gibi geri döndük.
Ormanlarımız yanıyor ciğerlerimiz yanııyor herkese geçmiş olsun arkadaşlar ...
![](https://img.wattpad.com/cover/276531184-288-k654777.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞA BOZUNTUSU
Romance"Karılar ne zamandır hükme karışıyor Evdal ağa bu mu senin ağalığın" Evdal ağanın gözleri kana bulanmışken. Gene söze ben girdim. "Karşınızda sadece bir kadın değil Hanım AĞA duruyor ona göre konuşun".......