AĞA BOZUNTUSU
"Neden kimse bir şey demiyor neden " gözlerimi şişlikten açamıyordum. Onun yok oluşu artık olmayacak oluşu beni çıldırttıyordu.
"Onlar yüzünden her şey" "kızım bak lütfen dur bilmediğin anlamadığın şeyler var" bana sessizce bu cümleleri kuran halama bakarken. Gözlerim alev atıyordu bunu hissediyordum. Tam halama bunun nedenini soracakken
"HELİN" gelen bu gür sesle birlikte. Dedeme doğru döndüm. Göz göze geldiğimde devam etti.
" bilmediğin belkide aklının yetmediği şeyler var. O yüzden kimseye bağırmaya hakkın yok benim olmadığı gibi ""Nasıl olmaz Evdal ağam etme eyleme senin hatan olmadığını biliyoruz" diyerek amcamın karısı yengem söze girdi. Ben tam konuşacakken. Beni susturan bir adet annem vardı gözlerime öyle bakıyordu ki lütfen sus diye. Onu kırmamak için herkesin bulunduğu odadan çıkıp ablamın odasına girmiştim.
Beni bekleyen şeyle gözlerim kana bulanmıştı. Kundakta öylece yatan hiç bir şeyden haberi olmayan bu acımasız aileye doğan bir bebek.
Onun yanına geldiğimde gözlerimden birer birer göz yaşları dökülüyordu. Kucağıma aldığımda burnuma ablamın kokusu gelmişti. En büyük hayali bir oğlu olmasıydı. Ama onu görmeden.. cümlemi bile bitiremiyordum. Hayır onun öldüğünü kabul edemezdim. Bunu ablama ve ablamın aşkına sevgisine yapamazdım.
Biricik yeğenimi alıp yatağa yattım onun kokusuyla uyuyacaktım. Tam uzanmaya hazırlanırken içeri babam girdi babamın girmesiyle yataktan doğrulmuştum.
Yanıma gelip hiç bir şey demeden sadece bebeğin yanaklarını sevdi ona sevmek denilirse. Benim gibi oda kendine değildi ablam öleli 2 gün olmuştu ablam dedemden yani o adamdan Erdal ağa dan kaçarken ölmüştü sırf bebeğine bir şey yapmasınlar diye kendini feda etmişti.
Babam gözlerimden akan yaşları silip odadan öylece çıktı. Neler olduğunu anlamadığım bir hareketlilik vardı konakta. Sesler iyice yükselmişti en son duyduğum cümle "o bebek Atalay asla olamayacak derhal bu bebekten kurtulacağız" bunu demesiyle beynimden vurulmuşa döndüm hemen gözlerim ablamın kokusuna ablamın tek yadigarına kaymıştı. Ona ablamın kaderini yaşatmayacaktım. Onlara istediklerini vermeyecektim. Bu sefer Erdal Ağanın dediği olmayacaktı. Kaçacaktık sonu ölümüm olsa dahi...
Direkt Bebeğimi alıp camdan atlamaya çalışmıştım. Neyse ki ablamın odası zemin kattaydı. Camdan atlayıp konaktan uzaklaşmaya başlamıştım. Nereye nasıl gideceğimi bilmeden tek derdim şu konaktan uzaklaşmaktı. Ana yola fırlamamla birlikte fren sesini duymam bir oldu. Simsiyah araba öylece duruyordu. Dedemin köpekleri kesin bunlar diye düşünerek arabada kaçmaya başladım.
"hey nereye" ses tanıdık gelmiyordu belliydi Mardinli değildi. Kaçmayı bırakıp ona doğru yaklaştım. aramızda 10 metre vardı yüzü hafif puslu gözüküyordu bu benim gözlerimin şişmesinden dolayı olduğunu biliyordum.
"ben Zahir yardımcı olmam gereken bir şey var mı ? "
Ses vermeden ana yoldan uzaklaşmaya başladım. Gitmem gerekiyordu kimseye güvenemezdim bunu biliyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞA BOZUNTUSU
Roman d'amour"Karılar ne zamandır hükme karışıyor Evdal ağa bu mu senin ağalığın" Evdal ağanın gözleri kana bulanmışken. Gene söze ben girdim. "Karşınızda sadece bir kadın değil Hanım AĞA duruyor ona göre konuşun".......