10.Bölüm (Düğün gecesi)

406 16 2
                                    


"Sen onu bunu bırakta kızım evlenmek nerden çıktı" demirin soru yağmurundan biriydi ona berdeli söyleseydim büyük bir ihtimal beni burdan kaçırmaya çalışacaktı. Bende en saçma şeyi yaptım.

 "Sevdim demir ondan, bizim burda flört falan yok yani hemen evlen diyorlar ondan" 

"Güzelim sen ne zamandır mardinin törelerini yerine getiriyorsun"haklı adam. Tam cevap verecekken omzumda bir el gördüm.

"Karıcım"kafamı kaldırdığımda Zahiri görmüştüm bide karıcım diyordu allahım cıldıracam.

"Ne oldu" 

"bu arkadaş kim tanıştırmayacakmısın" demir benden önce davranıp zahirin yanına ayağa kalkmıştı ve elini uzattı. 

"Sizin beni tanımanız gerekiyor ama," 

"pardon nerden tanıyacaktım sizi" 

"Mezuniyet gecesinden" evet lan orda görmüştü bizi zahir neden tanımıyormuş gibi yaptı ki gerci beni de tanımıyormuş gibi yapmıştı.

"Surat tanıma gibi  bir özelliğim yok" ikisininde dişini sıktığını fark etmiştim. Kesin bir şey olacaktı. Ortamı yumuşatmak için "Demir hadi git sen şimdi bizimkiler görmesin" "demir sen istedin diye " deyip anlımı öptü işte bu kıyamet alametiydi. 

"Sen nasıl benim karımı öpersin lannn" cümlesinin bitirmesiyle beni yitip demirin üzerine atlamıştı. Birbirlerine vuruyordu. Savaş falan koşsa da zahiri kimse tutamıyordu.

Zahir en son demirin boğazını sıkmaya başlamıştı. Demir kıpkırmızı olduğunda "ZAHİRR" sesim oldukça güclü cıkmıştı. Zahir dışında herkes bana bakarken onun elini kavramıştım. Tüm gücümle cekerken kendime doğru Zahirle çok yakınlaşmıştık ona karşı sesim celimsiz çıkarken "Dur lütfen" dediğimde korktuğumu anlamış olacakki ne zaman aktığını bilmediğim göz yaşlarımı silmişti.

Sonra arkasını dönüp "DÜĞÜN BURDA BİTTİ MARDİN HERKES EVLERİNE YALLAH" herkes şaşkın şaşkın bakarken arabaya doğru sürüklemeye başlamıştı beni. Bilmediğim bir konağa geldiğimi fark ettimde "bura nere " dediğimde "DİNÇER KONAĞINA HOŞ GELDİN HELİN DİNÇER" bizimkisine benzer bir konakta tek fark 2 tık büyüktü 

Arabadan indiğimde konağa giriş yapan 3 araba daha görmüştüm. Ferman ağa ve mahmut ağa hiç yüzümüze bakmadan konağa girmişlerdi. herkes girdiğinde şilan hanım yanımıza gelip.

"Unutmayasın Zahir bugün işini haledeceksin" ne işi olduğunu anlamıştım. İlkim olacaktı ama sevdiğim değil sadece ilkim olacaktı.

"İşine bak sen ana işine"  zahir elimden tutup sürüklemeye başlamıştı. 3 kat çıktığımızda bir odaya girmiştik. Her yer simsiyahdı karanlıkta bile hiç bir şey gözükmüyordu. 

"Geç" zahirin emir veren sesine göz devirip yatağa oturmuştum. O da tam dizlerimin olduğu bölgeye oturarak gözlerimin içerisine bakmaya başlamıştı.

"Titriyorsun" sesi oldukça kısık çıkarken. Ellerime baktığını fark etmiştim. Evet titriyordum

"Mecburuz ama sen istemediğin sürece sana dokunmam 1 saat 2 saat beklerim ama bu gün mecburuz" 

"Değilim hiç bir şeye MECBUR değilim Lanet olasılar kaçmasalardı gelmeyecekti başıma bunlar" 

Neler dediğimi bilmezken saçmaladığımı anlamıştım. Zahir de benim gibi sinirlenip.

"NE İSTİYORDUN SAVAŞIMI KİMİ İSTİYORDUN NE YANİ SANA ZEVK VEREMEYECEKMİYİM BUNDANMI ŞİKAYETCİSİN" 

Bağırdıkça bana yaklaşıyordu. Tam dibime girdiğinde kendimi tutamayıp tokat atmıştım. Kendini sıktığı çok belli olmuştu ben bunu yapınca beni tutup yatağın ortasına doğru atmıştı.

AĞA BOZUNTUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin