-5-

1.9K 153 73
                                    

2 yıl sonra-

'Felix uyan artık! Bugün koreye polis akademisi için geri dönüyoruz!'changbin'in bağırışıyla gözlerimi açtım.

O büyük gün gelmişti.2 yıl önce terkettiğimiz o topraklara geri dönecektik.Geldiğimizden bu yana hepimizin psikolojisi 2 yılda anca yerine oturtulabilmişti.Bu süreçte yine birbirimizi bırakmamıştık.Hyunglarımızda eklenince eski mutluluğumuz yeşermeye başlamıştı.

Kapım aniden açılınca düşüncelerimden sıyrıldım.Sincap suratlım içeri ayı gibi dalmıştı.

'Kalksana Felix! Daha 3 saatlik yol çekecez o zaman uyursun şimdi kaldır kıçını!'

Yastıklarımdan birini ona fırlattım.

'Anladık aptal sincap! Defol odamdan!'

'Kalk duş al dangalak civciv.'

'Tamam ulan defol git hadi!'dil çıkarıp ona attığım terlikten hızla kaçtı.Bir süre daha duvara baktıktan sonra kalkıp duşa girdim.Duştan çıkıp hazırlandım çünkü havaalanına yetişmemiz gerekiyordu.Valizimi alıp aşağıya indim.

Mutfağa girmemle masadaki 3 bedeni görmem bir olmuştu.Valizimi salona koyarak yanlarına geçtim.

'Siz eşyalarınızı aldınız mı?'

'Aldık aldık.Ev de ayarlandı.Çabuk kahvaltınızı yapın da uçağa yetişebilelim.'

Kahvaltıdan sonra arabaya geçip havalimanına doğru yol aldık.

'İki yılda koreyi özlediniz mi?'diye bir soru sordu Jeongin.Bu arada jeonginin hastalığı için buraya geldiğimizde tedavi oluşturulmuştu.2 yılda da toparlamıştı,iyileşiyordu.Siyahtı saçları gözleri ise mavinin en koyu hali.

'Özlemedim.'dedim kısaca.Unutmaya çalıştıklarımız tekrardan zihnimize doluyordu..

Aslında unuttum demek bir kez daha hatırlamaktır diye bir söz duymuştum.Ama artık 2 yıl önceki o özgüvensiz çocuklar yoktu.Aşkın kendisini kandırmasına izin verecek ergenler artık yoktu.

Gitmiştik ama dönüşümüzle hepsine bize yaşattıklarının hiçbir işe yaramadığını kanıtlayacaktık.

'Ben ortasındayım..Ne özledim,ne özlemedim.'dedi Jisung.Minik sincabımız düzeliyordu.O zamanlar görünüşüyle dalga geçenlerin şimdi dibi düşecekti.Jisungun sol elinin üzerinde ufak bir sincap dövmesi vardı.Ama şirin değildi..Aksine simsiyahtı ve gözleri sungienin kendi gözleri  gibi maviydi.Jisungun saçları da simsiyahtı bembeyaz tenine tezat olarak.Ve efsane duruyordu..

'Ben de özlemedim.Burası gayet güzeldi sessiz sedasız.'dedi Changbin.Binnie'nin ise saçlarını en sevdiği renk olan sarıya boyatmıştı.Sarı lensler gözlerine muhteşem duruyorlardı.Ona sarı göz mü olur dediğimizde 'neden olmasın' demişti.İyi ki bizi dinlememiş inadına takmıştı lenslerini.Boyu ise hala aynıydı sdjkaskdjkjd.Ama olsun minik bir bebek gibi duruyordu.

Ben ise gri lens takmıştım.Saçlarım da griydi.Evet benim en sevdiğim renk gri u-u.2 yıl önceki Felixle şimdikinin arasında dağlar kadar fark vardı.

Havaalanına geldiğimizde Hoseok,Yoongi,Seokjin ve Jimin hyung'u gördüğümüz yere park ettik.Hepimiz inip yanlarına gelmiştik.Üzgünlerdi gideceğimiz için.

'Ama hyung hani üzülmeyecektiniz?' 

'Ama yine o yere gidiyorsunuz..Ya o zaman yapamadıklarını şimdi başarırlarsa?'

'Birşey olmayacak,üzülmeyin boşuna.Hem siz de gelirsiniz?'

'Ara sıra tatillerde o da.Neyse alın evin anahtarı bu.Odalarınız sizin zevkinize göre ayarlandı.'

Changbin hyung'da arabanın anahtarını Seonjin hyungun avuçlarına bırakıp evin anahtarını aldı.

'Sonra görüşürüz..'

Anonsu duymamızla ayrıldık.Pasaport kontrolünde bizimkiler uğraşırken ben ise düşünüyordum.

Onları görürsek emeklerimiz boşa gitmezdi umarım..

---------------------------------------------------------

<31

ProviderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin