Ağzımdaki kanı beyaz zemine tükürdüğümde babam nefes nefese doğrulup elindeki sopayı yere attığında kapı açıldığında ayakabısını görüyorum sadece siyah ayakabı. Yine babamın sikik villian arkadaşları olmalıydı. Onlardan da nefret ediyorum beni kullanmaktan başka bir bok yapmıyorlar.
"Oi, yine mi kızına dayak atıyorsun?"
"Seni ilgilendirmez çürük"
"Ona zarar verme lazım bize kahramanları yenmek için-"
"Evet evet ne sikimse. Umarım bu sefer anlamışsındır toparlan ve odanda güzelce dinlen kızım"
Beni işkence odasında terk edip zorla ayağa kalkıp elimin tersi ile ağzımdaki kanı silip toplayarak kapıdan dışarıya çıktığımda bir elim karnındaydı o kadar çok sert vuruyordu ki yürümekte zorluk çekiyordum.
Odama giderken Dabi ile Togayı gördüğümde Toga bir yemekmişim gibi yanıma koştuğunda Dabi onun kıyafetinden tutup durdurdu.
"Yaralı onu kanı şu anlık almana gerek yok"
Evet pislikler. Yanlarından toplayarak geçmeye çalıştığımda Dabi bana acıyarak baktığında ona sert bakışlar atsam da pek birşey fark etmiyor. Odama sonunda gelip siyah küçükken boyadığım ve birkaç yapışkan resimlerle süslediğim kapıyı açtım.
Ne kadar içinizi karartıcak bir kapı olsa da o kapıyı çocukluğumun anısı vardı. Annemle beraber yaptığımız ufak resimler vardı.
Mor led ışıklar ile süslediğim odama girip gülümsedim *medya* sonuçta burası benim dünyamdı annem nasıl benim ismimi Dünya koyduysa nasıl annemim dünyası iseysem bu oda da benim küçük dünyamdı. Çünkü annem vardı burada.
Annem bana hep "bu gördüğün tüm ışıklar benim ve beni her zaman görüceksin büyüdüğün zaman asla yalnız kalmayacaksın minik dünyam annen yanında" dermiş. Annem benim ışığım ve en büyük dünyam. İç çekip yatağa zorla sırt üstğ yattım. Balkonumdan gelen soğuk rüzgar umruma katmadan yattım.
Kıştaydık ve bu benim pek de umrumda değil. Tek isteğim annemi tekrar yanımda istemekti. Olmayacaktı, onu göremeyecektim ama onu istiyorum babamın odasından çaldığım annemin fotoğraflarını bir kutunun içine koyup saklıyorum eğer burada tamamen kurtulacak isem o kutuyu asla bırakmam.
"O KIZI BUNU YAPMADIN DEĞİL Mİ DARK!?"
Dabinin büyük bağırışı ile yerimden sıçrayıp gözlerimi açtığımda yataktan kalkıp kapıya topalayarak gittiğimde koridorda sesleri yankılanıyordu.
"Bana bağırma dikiş"
"O daha küçük iken bu acıyı yapmış olamazsın değil mi?"
"Devam ediyorum da"
Babamın sözü ile odada mavi alevler yükseldiğinde gözlerim kocaman açıldı herkes kaçmaya başladığında koridorlar mavi alevler ile yükseliyordu. Kaçmalı mıydım?
Acımı boşverip ezbere bildiğim yollardan tüm gücümü kullanarak koşuyordum yerde bulduğum zinciri bileğim sarıp binadan kaçtığımda babamın adamları bana koşmaya başladıklarında daha hızlı koşuyorum. Ayağım takılıp yere düştüğümde bileğimde ki zinciri adamın ayağına sarıp onu geriye fırlatığımda ayağa kalkmaya çalıştığım da Toga üstüme çıkmıştı.
"Kanını artık alabilirim"
"Hayır!"
Ellerini tutup kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum ama işkencelerden sonra güçsüz hale gelmiştim.
"SHİNE!"
Toganın yüzüne patlama geldiği zaman bildiğin uçmuştu biri elini uzattığında dün gördüğüm sarı saçlı çocuktu. Elini tutup ayağa kalktığımda babamın adamları gelmeye başladığında babam da gelmeye başladı yüzü yanmış mıydı?
"Üzgünüm"
Babam özgünlüğünü kullanıp beni havaya kaldırıp yanına alacaktı ki sarışın benim bileğimde ki zinciri tutup kendine çektiği an babam bu sefer canımı daha çok yakıyordu ve acıyla çığlık attığımda beni sertçe çekip duvara fırlamıştım.
"Kızım-"
"SMASH!"
Büyük patlamalar, bağırışlar, kavgalar herşey boğuk geliyordu. Ta ki biri beni kucağına alana kadar. Kim umrumda değil sadece kurtulmak istiyorum çünkü dayanacak gücüm yok.
"Geçti, kurtuldun"
"A-anne.."
O yumuşak sesi annem sandım annemin sesi nasıldı bilmiyorum ama öyle hayal ettim belki annemdir diye gözlerimi açtığımda rakun gözlü pembe kızla karşılaştım. En azından güvenli kollardayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Runaway "Bakugou"
FanfictionTürk Kızı babasının taktığı adamlardan kaçarken UA öğrencilerine rastlıyor