Ben geldim. Çok bekletmeden yeni bölüme geçelim. Asiye'nin şüpheleri hayatını nasıl etkileyecek hep beraber görelim.
Düğünden 3 gün önce...
Melisa: "Asiyecim hadi bugün son prova. Son kez giy karın bölgeni de ayarlayayım. Çok çıkmamış karnın ama sıkmasın seni düğünde."
Asiye: "Tamam canım. Hemen giyiyorum."Melisa: "Ayyy abimin dibi düşecek Asiye! Çok güzel oldun. Yani düğünde herkes beyaz giyse bile sen parlayacaksın. Zaten hamileliğin verdiği bir aydınlık da var yüzünde. Ayyyy ben çok heyecanlandım."
Asiye tebessümle Melisa'yı dinler ve sözünü bitirince "Melisa sorma ben de çok heyecanlıyım. Bir haftadır yerimde duramıyorum. Bir yandan her şey çok kötü olacakmış gibi geliyor. Bir yandan da çok mutlu ve heyecanlıyım."
Melisa: "Düğün heyecanıdır canım o. Ya ben sana bir şey soracağım ama çekiniyorum da."
Asiye: "Aşk olsun Melisa! Neden çekiniyorsun? Söyle"
Melisa: "Bebeğin cinsiyeti belli olmadı daha ama ismini düşündünüz mü?"
Asiye küçük ama içten bir kahkaha atarak "Ay Melisa bu mu çekindiğin şey" der ve ciddi bir şekilde Melisa'ya yaklaşıp Melisa'nın elini karnına koyar "Sen hem halası hem teyzesisin Melisa. Her anımda yanımdaydın, yanımdasın. Lütfen benden çekinme."
Melisa bir iki damla göz yaşını elinin tersiyle silerek Asiye'yle sarılırlar.
Asiye: "Ben yarın düğün mekanına bakmaya gideceğim. Doruk da gelecek ama sen de gelsene. Sen daha iyi anlıyorsun bu işlerden. Hem sen yanımdayken daha rahat hissediyorum."
Melisa: "Ay tabii ki gelirim. Baş nedimeyim ben." diyip kahkaha atar. Çok geçmeden Asiye'de katılır Melisa'nın kahkahasına.Ömer: "Nasıl yani! Her şey en başından beri oyunmuymuş?"
Duru: "Öyle görünüyor. Yani başı oyun ama ortasını bilmiyorum. Sonu da büyük ihtimalle gerçek olacak. Hem de acı gerçek!"
Kadir: "Ben bile bu kadarını beklemiyordum. Şimdi nasıl anlatacağız?"
Aybike: "Ya kendine zarar verirse? Baksanıza aklı fikri bebeğinde ve düğünde."
Oğulcan: "Çok da mutlu. Hem de uzun zaman sonra. Arkadaş kimliğim istihbaratçı kimliğimin önüne geçiyor resmen."
Ali: "Arkadaşlar! Asi yerimizde olsaydı ne yapardı? Biz de onu yapacağız. Bence kimlikler farklı değil. İki kimliğimiz de aynı."Asiye, Melisa'nın yanından ayrılıp şirkete gitti. Odasına geçip oturdu ve derin bir nefes aldı. Koltukta arkasına yaslanıp elini karnına koyarak düşünmeye başladı. İçerisinde bulunduğu durum kendisini yiyip bitiriyordu. Mutluydu ama mutluluğu belki de hayatında yaptığı en büyük hataydı. Seviyordu ama sevginin her şey olmadığını da biliyordu. Melisa ve Ömer'i düşündü... Çok yakışıyorlardı. Melisa... Melisa'nın samimiyetine ve içtenliğine o kadar emindi ki Ömer ile bunca zaman nasıl beraber olduğuna da anlam veremiyordu. Etrafındaki her şey o kadar karışıktı ki içerisinde bulunduğu karışıklığı daha da tetikliyordu. Şirkete geldiği zaman aşık olacağını hiç hesaba katmamıştı. Tek hayali babasının emanetine sahip çıkmaktı. Şimdi ise hamile... Her zaman planlı olan her ne kadar geleceği düşünmese de bugün yaptıklarının geleceğini etkileyeceğini bilerek hareket eden Asi şimdi geleceğini planlamak zorunda hissediyordu. Artık Asi değil de Asiye olduğunu hissediyordu. İçerisinde bulunduğu durumlar o kadar zorluyordu ki onu anı yaşamak imkansız geliyordu. Babasının emanetine yoğunlaşıp ülkesinin derdine mi düşecekti yoksa karnındaki çocuğuna yoğunlaşıp iyi bir anne mi olacaktı? Aslında tek yapması gereken şey her şeyi zamana bırakmasıydı. Bunun farkında değildi Asi. Düşüncelerini bölen ise çalan kapıydı.
"Gel"
Doruk: "Sevgilim. Gelmişsin. Neden yanıma uğramadın?"
Asiye: "Öğlene kadar işlerini bitir de beraber yemeğe gidelim diye canım. Yanına gelseydim dikkatin dağılır diye odamda bekleyeyim dedim."
Doruk: "Birtanem sen iyi misin? Normalde direkt odama gelir boynuna atlardın. Bir sorun mu var?"
Asiye: "Yok hayır. Hormonlardan herhalde. İyiyim ben."
Doruk: "Peki, tamam. Ne yemek istersin? Nereye götüreyim sizi?"
Asiye: "Aslında canım pizza çekiyor."
Doruk: "O halde rotamız pizzacı." diyip elini uzattı genç adam. Asiye ise gülerek elini tutup kalktı oturduğu yerden. Fakat odadan çıkmadan genç adamın telefonu çaldı. "Efendim, Emin misiniz? Tamam tamam. Hemen geliyorum." dedi. Suratı şekilden şekle girmişti genç adamın telefonda konuşurken. Sonra Asiye'ye baktı ve gülümsemeye başladı her zaman olduğu gibi. Telefonu kapatınca da
Asiye: "Hayatım ne oldu?"
Doruk: "Canım şimdi eve geçelim. Ben pizzayı eve söyleyeyim. Benim acilen yurt dışına çıkmam gerekiyor. Yarın akşam dönerim."
Asiye: " Nasıl ya? Düğün?"
Doruk: "Sevgilim yarın akşam döneceğim dedim ya. İşle ilgili. Aldığımız ihalede sorun çıkmış. Bizim imza atmamız gerekiyor. Yani ya sen gideceksin ya ben. Sen hamile olduğun için ben gideceğim." der ve bir elini genç kadının karnına koyup alnına bir öpücük yerleştirir.
Asiye: "Peki nereye gideceksin? Uçak biletini aldın mı?"
Doruk: "İngiltereye gideceğim. Evet almış avukat. Üç saat sonra kalkacak uçağım. Hadi geç kalmayayım ben."
Asiye: "Peki. Gidelim."
Asiye içindeki tuhaf hisse anlam veremiyordu. Her ihtimale karşı genç adama çaktırmadan Ömer'e mesaj attı. Farkındaydı bu yaptığıyla ilişkiye zarar verdiğinin ama kendini yıpratıp yiyip bitirmektense emin olmayı tercih etti.
"Ömer, Doruk 3 saat sonra iş için İngiltereye uçacak. Kontrol ettirir misin? Bana da en yakın zamanda arayarak haber ver lütfen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİ
RomanceAsiye ve Doruk ilk karşılaşmalarında birbirleri olduğunu bilirler ama diğerinin bilmediğini sanarlar. Asiye'nin gizli kimliği ortaya çıkınca daha fazla ifşalanmamak adına babasından kalan şirketi yönetmek için dönmüştü. Hoş geldin partisinde karşıla...