YENİ BİR DOST

119 7 0
                                    

Annem telefonu kapatınca yarı açık olan gözlerim yeniden kapandı. Çalar saatimin sesine uyandım. Elimi yüzümü yıkayıp penceremi açtım. Dünkü havadan eser yoktu. İçimdeki kasvet sanki havaya yansımıştı. Bulutlar kapkaraydı. İlk gün her zaman zordur ikinci gün daha kolay olacaktı buna inanmak istiyordum. Üzerimi giyindim şapkamla,çantamı alıp çıktım. Fakültenin kapısına geldiğimde ders programına bakıp hangi derslikte olduğumuza baktım. ANGEL sınıfta beni bekliyordu. Sınıfın kapısına geldiğimde eliyle gel işareti yaptı.
-Günaydın ALA
Başımı günaydın der gibi eğdim.
-Bugün nasılsın? İlk gün her zaman zordur ikinci gün daha kolay olacaktır emin ol dedi. Şaşkın şaşkın ona bakıyordum. Sabah bende böyle demiştim kendi kendime.
- Bugün burada oturalım olur mu ? Olur dercesine başımı salladım.
-Konuşmayacak mısın? Kendinden bahset demiyorum ki. Sadece konuşalım hem onlarda seninle tanışmak istiyor. Hepsi cana yakındır korkma diyerek devam etti. Kızları çağırıp bana kızları tanıttı. Soru sormuyorlardı. Ters ve garip giden birşeyler vardı. Korktuğum gibi olmamıştı. Bu beni cesaretlendirmişti.
-Merhaba dedi bir tanesi. Duvarlarımı kırmamın zaman alacaktı ama ilk darbeyi vurmaya şimdi başlarsam kısa sürede yıkabilirdim. Bu yüzden tebessüm edip
- Merhaba dedim.
Birazdan ders başlayacaktı. Artık o kadar kasmıyordum. Sınıfın samimiliğinden mi bilemiyeceğim ilk günkü korkaklığım ürkekliğim bir anda uçup gitmişti. Bunda ANGEL in payı büyüktü. Başta sınıfa girmek istemeyen ayakları geri geri giden bana bir şeyler olmuştu. Ön yargılarımı kırmış gibiydiler. Herşey iki günde nasıl olmuştu anlamamıştım.  Yanıma gelip konuşuyorlar espiri yapıp gülüyorlardı.Sert mizaçlı biri için fazla güler yüzlüydüm. Annem haklıydı bir gülüş bütün buzları eritebilirdi. Dersler bitmişti. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım.Sessizlik arıyordum ama bu sefer ki kaçmak için değil dinlenmek içindi. Sessiz ağaçlığıma gittim. Yere uzandım. Yağmur damlaları yüzüme düşmeye başlamıştı. Hızla kalktım, ıslanmaktan pek hoşlanmazdım. Arkadan bir ses:
-ALA ALA diye bağrıyordu. Arkama dönüp baktığımda elinde şemsiyesiyle ANGEL i gördüm.
-Birlikte gidelim mi ? Hem ıslanmamış olursun.
-  Tamam deyip şemsiyenin altına girdim.
- Seni ağaçlıktan çıkarken gördüm. Aşağı ki tarafında küçük bir deresi ve köprüsü var. Bazen saatlerce orada oturup etrafı izliyorum. Büyülüyeci bir havası var. Güzel bir  günde sana gösteririm.
- Olabilir.
Benim ağaçlığım artık yalnız değildi. Benden başka  bir sahibi daha vardı o da ANGEL idi. Şaşkınlığım artmıştı. Okulun bayırını inerken ANGEL e dönüp başka nelerden hoşlandığını sordum. Benden bu soruyu beklemediğinin farkındaydım. İlk kez soru soruyordum ona. Yüzünde hafif bir tebessüm olmuştu sonra cevap verdi:
-Tırmanma,dağda yürüş yapmaktan ve şiir yazmaktan hoşlanırım. Arada şarkı söyleyip dans etmektende hoslanırım.
Şaşkınlığım  daha da artmıştı. Nasıl olurda bana bu kadar benzeyebilirdi diye geçirdim içimden. Sen nelerden hoşlanıyorsun diye devam etti.
- Ben müzik dinlemekten ve yürüyüş yapmaktan ... Yurda gelmiştik.
- Burada mı kalıyorsun?
-Evet. Bıraktığın için teşekkürler deyip içeri girdim. Odama çıkıp yatama uzandım. Bu günü düşünüyordum eğlenceliydi ayrıca hosuma gitmişti. Ayrıca ANGEL i zamanla daha iyi tanıyacağıma emindim. Geçen sene içimde ölen kelebek yeniden canlanmaya başlamıştı.
Derken aradan haftalar geçti. Sınıfıma iyice alışmıştım. Sınıfta belli etmesemde aslında çok eğleniyordum. Sınıfın diğer üyeleriyle de tanışmaya başlamıştım. Başta ne kadar zorlansamda hepsi benimle anlaşmanın bir yolunu bulmuştu. Hepsi benim icin uğraşıyor , yalnız kalmamam ve içime kapanmamam için ellerinden gelenleri yapıyorlardı. Kendimi nasıl sevdirdiğimi bende anlamamıştım. Herşey çok güzel gidiyordu. Artık bende o sınıfın bir parçası olmuştum. Bu hoşuma gitmeye başlamıştı.

GEÇMİŞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin