O zamanlar henüz 16 yaşındaydım. Her insanın hayatında olduğu gibi benim hayatimdada bazı değişiklikler olmuştu.oldukça popüller olmama ragmen son zamanlarda, kendimi kaybediyor sürekli ceza alıyordum 17 yaşımda bu dahada kötüleşti. Bütün popülerliğini kaybetmiştim. Artık dışlanan öğrencilerin bile arasına almadığı yapayalnız biriydim. Ne populerligim ne de güzelliğin kalmıştı eskiden erken kalkar okula gitmek için 2 saat hazirlanirdim. Şimdi ise o 2 saati uyuyarak geçiriyorum bi topuz yapıp okula gidiyordum. Arkadaş çevremdeki sorunlar yetmezmiş gibi birde aile çevremde sürekli beni eleştiren beni sevmeyen akrabalarim bu tuhaf hallerinden sonra benimle bağlarını tamamen kesmislerdi. Beni hiçbir zaman birakmicaklarina inandigim annem ve babam...
Bütün bunların üstünden 2 yıl geçti koskoca 2 yıl. 19 yaşıma çoktan girmiştim. Olan biten herşeyi geride bırakmıştım. En cok ta pskiyatrisimin verdiği haplar etkili oldu. Son 2 yıldır düzenli olarak gidiyor, verdiği her ilacı sorgusuz kullanıyordum. Başta karşı gelse de bir süre sonra ben de hasta olduguma ikna olmustum. Bu hallerin, belli etmeseler de, en çok ailemi umuyordu. Sırf onlar için kabul etmiştim tedaviyi. Kısa sürede iyilestim ama hayatım asla geri gelmedi. Okulda dislananlar arasında bir numaraydim ( bu durumu şuan bende yaşıyorum). Içime kapanmaya başladım. Okul dışında kalan tüm zamanımı filimlerle,kitaplarla geçirmeye başladım. En azından tatile gideceğimizi ogreninceye kadar!
Her sene olduğu gibi bu senede tatile gidecektik. Annem burdan kısa sürede olsa uzaklaşmanın bana iyi geleceğini düşünüyordu. Bu şehirden uzaklaşmak güzel olucakti. Böylece sokağa her çıktığımda bana aşağılayan gözlerle bakan insanları görmek zorunda kalmicaktim (bende koye gitmek istiyorum!) Tatile gidicegimizi öğrendiğim anda çıkıp kendime yeni kıyafetler aldım gittiğim yerde depresif halimden kurtulmak istiyordum. Tatile gideceğimiz gün erken kalktım aşağıdan annem seslendi
"Asya bavulunu indir gidiyoruz " ışte sabırsızlıkla beklediğim an koşa koşa bavulla ne kadar hızlı inebildiysem inip bavulumu bagaja Yerlestirdim. Arabaya binip ilerlemeye başladığımda kendi kendime herşeyin güzel olacağını hatırlattım. Karamsar düşüncelerinden yazın ortasında yağan yağmuru fark edince uzaklasabildim."Yavaş ilerleyelim hayatım, yağmur daha da artacak gibi duruyor"
Sakin bi ses tonuyla annemBir an önce dursa iyi olur yoksa uçağı kaçıracağız. Dedi babam,panik halinde
Annemle babam arasındaki konuşmayı bırakıp camda yağan yağmuru izlemeye başladım yağmur her zaman bana huzur verirdi. Ama gerçekten çok siddetliydi. Bu tip yagmurlar ingiliterede yılda 2 defa olurdu ve ikisindede çok sayıda hasar verirlerdi. Çok küçükken bu yağmur yüzünden hastaneye kaldirilmistim. Başımı yağmur sulariyla ıslanan cama yaslayip sağ tarafımızda kalan nehri izlemeye koyuldum. Nehri izlerken üzerime çöken yorgunluk ile kendimi uykunun kollarına teslim ettim. Araba yatağından daha rahattı oysaki bir çok kişi yatağında uyumayı tercih ederdi ( bende araba yolculuklarına bayılır hele uzun yolda bide arka tarafta tek sen) bir kaç dakika geçti geçmedi kendimi arabanın içinde islanirken buldum gözlerimi açmaya fırsatım olmadi bilincin kapandı.
Başımın sol tarafında şiddetli bi agriyla uyandım. Odayı incelediğimde hastane odası olduğu fark etmem uzun sürmedi gözlerimi geri kappatim ama uyumadim gozlerimi acmak bile zor geliyordu üzerimde sanki bir yük vardı. Düşünmeye başladım neler olmuştu, nasıl oldu kendimi zorlayarak bay olmadan önce neler olduğunu düşündüm. Uyuyordum ve birden sarsildim. Sol tarafım sertçe çarptıktan sonra koltuktan düşmüştüm ve bayilmistim peki ailem onlar neredeydi onlar iyimiydi...
"Son durumu ne" dedi sert bir erkek sesi. Ses sağ tarafımdan geliyordu. Kim olabileceğini düşündüm tanıdığım bi ses değildi. Gozlerimi açmaya çalıştım
"Uyarmasını bekliyoruz" bu sefer kadın konuşmuştu sol tarafimdaydi. Serum değiştirdiğini hissedebiliyordum.
"Şans eseri kurtulmuş kırılan cam daha ileriye gitseydi ölümcül olabilirdi" başındaki agrinin sebebini şimdi anlıyordum. Muhtemelen beni ameleyita almışlardı ve dikiş yeri ağrıyordu. Kendimi zorlayabileceği kadar zorladım ve sonunda gozlerimi açabildim. Doktor hemen hizlica muaneye etti ve ardından bana gelisme den bahsetti. Bilmediği şey ise benim ilgilendiğim şeyin o olmamasıydı
Yutkunup kendimi konuşmaya zorladım . Bogazim kuru oldugu icin canim acidi "Ne oldu bana?"
"Kendini yormani tavsiye etmem. Çok önemli "
"Bana ne oldu " sözünü kesitinde bana sen bilsin dercesine bakış atıp neler olduğunu anlatmaya başladı (kesinlikle usenmedim icin oraları geçiyor trafik kazası olmuş kisaca)
"Ailem nerde onlar iyi mi?"dedim
Hemşire başını öne eğerek malesef onları kurtaramadık dedi. O an içimi inanılmaz bir acı kapladı ki ; ameliyat izi bile hafif kaldı hemşire ve doktor beni yanlız bırakıp çıktılar sadece agliyordum yastığa akittim göz yaslarim ne kadar kendimi ozgur biraksamda acimi tam anlamiyla disari atacak şekilde ağlayamadım. Sesiz bi ibaretti en büyük çığlıgım...
Devam edicektir
BU BOLUM BIRAZ DEGISIKTI
LUTFEN FIKIRLERINIZI YAZIN
OKUDUGUNUZ ICIN TESEKKURLER AMA ŞU KADARINI YAZICAYA KADAR ÖLDUM
BIDE AILESININ OLMESINI YAZARKEN GERCEKTEN O DUYGUYU HISETTIM GEREKTEN AGLICAKTIM
KARAKTER TANITIMI YAPARSAM COK SPOILER VERMIS OLUCAM O YUZDEN ZAMANLA GORUCENIZ SHIPLER ASAGIDA
ÇAĞTU
LAYYAĞ
ESDEF
.
.
.
BELKI ILERDE BASKA SHIPLERDE KOYA BILIRIM. BIDE BU KITABI YAZMASI COK ZOR CIDDEN O YUZDEN GAFTADA BIR BOLUM GELEBILIR BU HIKAYEYE BIDAKI BOLUMDE GORUSMEK UZERE
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özel güçler okulu
Fanfictionbu hikayeyi okuduğum bi kitaptan esinlenerek yazıcam kitabin adi "özel gucler akedemisi" 2 kitaptan oluşan harika bir seri ve uygun fiyatlı okumanızı öneririm. tozkoparan iskender dizisindeki karakterler olucak