İlk öncelikle bölümün geç gelme sebebi her hangi bir sebebi olmadan bir anda bunalıma girip her seyden soğumam o yüzden bölüm atamadım sizden özür diliyorum (Vay be ben bunu ne zaman yazmışım) (bu parantez içini ne ara yazdım acaba)"Kızlar." diye seslendiren sonra ancak kendilerine gelebildiler. Sürekli Matt'in ne kadar iyi bir dost olduğundan bahsediyorlardı. Ağrılarım yüzünden uzun süre oturamadim. Sürekli oturma şeklimi değiştirmemden, rahatsız olduğumu anladılar. Sohbetlerine devam ederek odadan çıktılar. Onlar çıkınca üzerimdeki kıyafetleri zorlanarak çıkardım. Dolabımdan giyinmesi kolay bir elbise çıkardım. Elbiseyi giymeden once morlukları görmek için aynadan belime baktım. Belimde morluktan çok yanık izi vardı. Muhtemelen Çağan ( bu arada çağan'in kitaptaki adı Cristian Tuana'nın ismi Cora/Asya Claris/Tuana) tuttugu yerlerdi. Aynı izden bir de bacaklarımda vardı. Beyaz geceliği üzerime geçirip yatağa 6yattım ve kendimi gecenin iyileştirici kollarına bıraktım. Dinlenerek çok daha hızlı iyileşebilirdim.
Sabahın gülümseyen gunesi gözlerimi yakınca uyandım. Vücudumda hiç ağrı yoktu. Muhtemelen yatmadan önce içtiğim suyun etkisiydi. Banyoya girip soğuk suyu açtım ve üzerimdeki butun ağırlığın gitmesine izin verdim. Banyodan çıkarken ayağın takıldı. Düşmek üzereyken dolaba tutunduğum için kurtuldum. Ayağımi burkmustum. Biraz ağrıyordu ama derse geç kalmak üzere olduğum için umursamadim. Üzerime siyah pantalon ile kırmızı düşük kol tişört giydim ve çantamı alıp sınıfa doğru ilerledim. Ayağım agridigi için normalinden biraz daha yavaş ilerliyordum.
Sınıfa girdiğimde Matt'in yanına geçtim. Defne'nin arkasında, Çağan'ın sırasının ön çaprazindaydik. Sanki Matt ile zamanım kısıtlıymiş gibi geliyordu. Bu yüzden sürekli onunla konuşmak ve vakit geçirmek istiyordum.
"Asya..." dedikten sonra durakladı hemen sonra "Tuana, burada mutlu musun?" diye devam etti. Herkes gibi o da alışmaya çalışıyordu yeni ismime.
"Hiç olmadığım kadar." dedim. Kararından kesinlikle emindim. Saraydan bunun için kaçıp gelmiştim. Sohbetimiz gittikçe uzuyor, eskiden yaşadığımız maceralara kadar gidiyordu. Yüzümdeki gülümseme hiç eksilmesin, ta ki sınıfa Çağan girene kadar. Bana bakmadım ama Matt'e çok kötü bakıyordu. Selam vermeden ve konuşmadan yerine geçti. Yine etrafına soğuk bakışlar atıyordu. Çağan'dan birkaç dakika sonra hoca girdi.
"Kusura bakmayın geciktim. Konumuza hemen başlayalım. Bugun gücünüzü nasıl kontrol edeceğinizi öğreneceğiz, daha doğrusu kontrol ederken uygulamanız gereken kurallardan bahsedeceğim."
Dersin ilerleyen dakikalarında bir kızın çığlığı bütün sınıfı telaşa verdi. "O fare mi?"
Bütün kızlar çığlık atmaya başladı. Oğlanın biri farenin üzerine lav attı diğeri ise büyük bir hata yapıp elindeki şişeyi boşalttı. Böylece sınıfı birden duman kapladı. Dumandan önümü göremiyordum.
Herkes dışarıya koşuyordu. Birisi beni bileğimden tutup beni dışarı çekti. Dumanlardan kurtulunca beni çekene baktım. Matt'i"Çağan nerede?" diye sordum etrafındakilere. İcerde olabileceğini düşünerek harekete geçtim. Matt kolumdan tuttu ana gücü bana yetmedi ve içeriye ulaşmayı başardım. Görmekte zorlanıyordum. Dumanın azaltabilirsiniz için kuralları çiğneyip şu dalgası oluşturdum ve camları kırdım. Böylece duman biraz olsun azalmıştı ama kaynağı sonmemisti. Cagan masaların arasında sıkılmıştı. Ona yardım edebilmek için ateşe dokunabilmek gerekiyordu ama yapamıyordum. Dışarıya çıkıp yardım edecek birilerini çağırdım. Leya toprak yardımıyla ateşi söndürünce Çagan'ı ordan çıkarabildiler. Başından darbe aldığı için baygındı. Önemli bir şey yoktu ama yinedecok üzülmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özel güçler okulu
Fanfictionbu hikayeyi okuduğum bi kitaptan esinlenerek yazıcam kitabin adi "özel gucler akedemisi" 2 kitaptan oluşan harika bir seri ve uygun fiyatlı okumanızı öneririm. tozkoparan iskender dizisindeki karakterler olucak