×9×

98 12 12
                                    

Gözlerimi zorlukla araladım. Vücudum o kadar ağır olmuştu ki sanki yatağın içine yapışmıştım. Kafamı hafifçe kaldırdım. Başıma ağrı saplanınca gözlerimi sıktım ve tekrar bıraktım. Sağa taraf döndüm ve gözlerimi açtım. Ben, uyuyormuydum yoksa? Gözlerimi sıkıp tekrar açtım, kesinlikle uyuyordum çünki bu mümkün değildi, Soobin'in burada ne işi vardı böyle? Yavaşça tekrardan doğruldum. "Bu gerçek mi?" Diye kendi kendime söylendim. Elimi yavaşça saçlarına vurdum. Ah hayır, rüya değildi. Diğer elimi çekmek istediğimde tutulduğunu fark ettim. Kalbim iki katı hızlanırken kulaklarıma kadar ısındığımı hissettim. Ağzımın içi kuruyor nefes alışverişlerimde kalbim gibi hızlanıyordu. Yutkunarak geri yerime uzandım. Şuanda uyanıp bu eylemi bozmak istemiyordum. Ona taraf dönüp, rahatlamaya çalıştım. Dün gece uyuya kalmıştım. Sanırım beni buraya getirmiş olmalı. Hiçbişey hatırlamıyorum, ve umarım saçma bir hareket
yapmamışımdır. Uyukumdan hazırlıksız uyanınca uyurgezerliğim olabiliyordu. Elimin sıkılmasıyla tedirgince gözlerimi kapattım. Eğer uyanırsa onu izlediğimi görmesini istemiyordum. Suratımdaki gerginliği silip rahatlattım. Yatakta hareketlilik hissettim. Sanırım kafasını kaldırmıştı, elim çekilidi, sonrada bıraktığını hissettim. Sanki içimden bir parça kopmuş gibiydi, kısacık bir sürede elini tutmaya nasıl alışmış olabilirdim ki? İstemsizce dişlerimi sıktım. Yataktan destek alıyordu, ayağa kalkmış olmalıydı, üzerime düşen karanlık ve burnuma gelen yoğun kokusu bir süre nefesimi tutmama yol açtı. Soğuk elleri kafama dokundu. Dudaklarımı aralayıp titreyen nefesimi dışarı verdim. Elini anlımdan çekip yanağıma koydu,

"Kai? Kai? Uyan," dedi. Gözlerimi yavaşça aralayıp yeni uyanmış gibi taklidi yapmaya çalıştım, kaşlarımı çatıp yüzüne baktım,

"Ne oldu?" Dedim, sesim istediğimden daha yorgun çıkmıştı, Soobin de yorgun görünüyordu kafamı hafifçe kaldırdım,

"Çok sıcaksın, ateşin olmalı, hastaneye gidelim hadi," deyip bileğimi tuttu. Kendimi geri çektim,

"Hayır, ben iyiyim. Daha yeni uyandın sana öyle geliyordur," dedim. Üzerime doğru eyilip göz teması kurdu yine nefesimi tuttum.

"İyi değilsin dedim, hadi kalk şimdi." Dedi yutkunup kafamı salladım. Doğruldum, ayağa kalkmama yardım etti, elini ensemden biraz içeriye koyduğunda gözlerimi kocaman açıldı, neden yaptı ki şimdi bunu?

"Ah, al işte bu soğukta terlemişsin. Üstünü değiştir hastaneye gidip gelelim, sonrada duş alırsın," dedi, yüzü çok ciddiydi üzgün bile durmuyordu. Ama ben şaşkınlığımı bi türlü gizleyemiyordum ve anlamıştı ,"Kai? beni dinlemiyor musun?"

"Neden bir kereden böyle yapıyorsun ki? Bu hastalık hiçbirşey evde bir hafta yattığım zaman bile olmuştu"dedim. Dudaklarını birbirine bastırıp burnundan derin bir nefes verdi.

"Biliyorum, ama şuan seni görmemezlikten gelemem değil mi?"

"O zamanlar görmemezlikten mi geliyordun?" Dedim, o an donup kalmıştım. Niye böyle bişey dedim ki şimdi ben? Ah aptal ! Panikleyerek kollarını tuttum, "Ah ben, özür dilerim yani öyle demek is-istemedim Soobin ben-"

"Haklısın, doğrusu öyleydi. Ama şuan izin ver yardım edeyim. Telafi etmeme izin ver, bana karşı yaptıklarını görmemezlikten gelemem. Bu çok bencilce, karşılık vermek istiyorum." Dedi. Donakalmıştım. Kollarını tutan ellerim gevşedi bir an dünyanın durduğunu hissettim. Gözleri hüzünlüydü ancak bu eskisi gibi özlem değil, pişmanlık gibiydi. Bunu hissedebiliyordum. Kollarını belime dolayıp, kafasını boynuma koydu. Kalbim deli gibi çarparken, sarılma sebebi beni parçalıyordu,

"İzin verecekmisin?" Dedi kırılgan sesiyle gözlerim doluyordu ancak izin vermedim, şuan olmaz, şuan hiç olmaz hyuka dur lütfen. Kollarımı boynuna dolayıp sıktım.

you don't see me / SookaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin