ariana grande, into you
"so baby, come light me up
and maybe i'll let you on it
a little bit dangerous,
but baby, that's how i want it
a little less conversation, and
a little more touch my body
'cause i'm so into you"-
Hwang Hyunjin, kelimenin tam anlamıyla sürprizlerle dolu biriydi.
Bir gün anlaşma diyor, ertesi gün beni yakından tanımak istediğini söylüyordu. Belki yanlış anlamıştım, yanlış düşünmüştüm ama benimle ilgilenmeye başladığını düşünmeye başlamıştım. En başta bu imkansız gözüken şeyi, şimdi bir ihtimal diyerek düşünebiliyordum ve bu hayatım boyunca hissettiğim en güzel şeydi.
Ona sormaya korkuyordum, bana yanlış anladığımı söylerse ve beni terslerse, şimdiki gibi yakın olmayı bırakıp benden uzaklaşırsa diye ödüm kopuyordu.
Aslında Hyunjin, bir ihtimal benimle ilgilenmeye başlamış olsa bile biz hala daha çok imkansızdık. Onun, ondan hoşlanmıyor olsa bile bir sevgilisi olduğunu bilmek beni, bizim imkansız olacağımızı düşünmeye itiyordu. Ki öyleydi de.
Ailesinin isteği ile Bayan Eunha ile beraber olduklarını söylemişti bana daha önce, o benden hoşlansa bile sevgilisi olduğu için beraber olamazdık.
"Adam sana bildiğin 'sana karşı bir şeyler hissetmeye başlıyorum' sinyali çakmış! Vay be, Monsieur Hwang nasıl biriymiş, beklemezdim hiç senden hoşlanacağını!" dedi Felix heyecanla. Göz devirdim ve kafamı dizlerinden kaldırdım. "Benden hoşlansa ne olur, sevgilisi var Felix."
"Bebeğim, Monsieur Hwang'ın en başından beri sevgilisi vardı." dedi Felix, ben de onun dedikleriyle beraber kafamı aşağı yukarı sallayıp onu onayladım.
Dudaklarımı umutsuzca birbirine bastırıp, "Biliyorum, maalesef ki biliyorum." dedim ve iç geçirdim. "Sevgilisini sevmiyor, ailesi için beraber ama bu bir sevgilisi olduğu gerçeğini değiştirmiyor Felix. Korkuyorum, eğer Hyunjin gerçekten benden hoşlanmaya başlamışsa.. Neler olacağını tahmin edemiyorum, kestiremiyorum ve bu hiç hoşuma gitmiyor."
Felix, uzun sarı saçlarını kulağının arkasına bırakıp benim gibi derin bir nefes verdi. "Düne kadar senden hoşlanmasını istiyordun ve bunun imkansız olduğunu düşündüğün için az daha ağlıyordun Jeongin. Şimdi değişen ne?" dediğinde tekrar dizlerine yatmıştım.
"Çok şey değişti Lix... Şimdi benden hoşlanıyor olma ihtimali var ve- ve benden hoşlanırsa neler olabileceğini bilmiyoruz. Çok ihtimal var kafamda ve hiçbiri iyi bir son ile bitmiyor."
Elini saçlarıma koyup sanki, "Geçecek bunlar da." dermiş gibi saçlarımı okşamaya başlamıştı Felix. O, bir insanın edinebileceği en iyi arkadaştı. Arkadaştan çok kardeşti hatta.
"Onunla bir süre yakın olmamam daha iyi, eğer böyle bir hissi varsa başlamadan bitmesi onun için daha iyi olur." dediğim ve tekrar iç geçirdiğimde Felix göz devirmişti. "Sen var ya, gördüğüm en aptal insansın. Önce adam sana aşık olsun diye ağladın, sevgilisi olduğu şimdi mi aklına geldi Jeongin? Bari geri çekilme de adam hislerine karşılık verebiliyorsa versin, nereden biliyorsun hangisinin daha iyi olduğunu?" dedi sinirli bir şekilde.
"Felix bilmiyorum, çok karışık kafam."
Kucağından kalktım ve yataktan kalkarken "Ben artık eve gideyim, biraz kafamı toparlamaya ihtiyacım var." demiştim. "Tamam kendine dikkat et, bir şey olursa da ara."
...
Geziden döneli pek fazla olmamıştı. Ve ben bu zamana kadar Hyunjin ile bir kere bile konuşmamıştım. Ne mesajlaşmıştık, ne de yüz yüze konuşmuştuk. Kaçmıştım bir çocuk gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hotter than hell 'hyunin
Fanfictioncehennem oldukça sıcaktı, lakin hwang hyunjin bir şeytandı ve kendisi cehennemden daha sıcaktı.