Balkondaydım. Saat sabah 6-da burada ne yaptığımı bilmiyordum. Erken uyanmamıştım ama uyku da girmemşiti gözüme. Yalnız hissediyordum. Canım sıkkındı. Yusuf'un sözleri kulağımdan hiç ama hiç gitmiyordu.
Balkon demirine yanağımı yaslamışken ne umduğumu bilmiyordum ama elim sürekli telefona giderek bildirimleri kontrol ediyordu. Aslında ne umduğumu çok da güzel biliyordum.
Ama yazmadı. Namaza kalktığını biliyordum, beni görseydi yazardı. Görmedi mi acaba? Ya da artık bu saçma uğraşa bir son vermiştir. Saat 9-da olacak dersim aklıma gelince ayağa kalkarak odama geçtim. Ablam uyuyordu. Her zamanki gibi. Annemse yine evde değildi. Babamın olayını onlardan saklamıştım. Bana nazaran ablam ve annem babama karşı fazla kin içindeydiler. Benim böyle olmama bakmayın. Ben en azından Yusuf'a konuşması için bir şans tanımıştım.
Dolabımı açarak yavaştan soğuyan havayı da hesaba katarak benim için sade sayılacak bir kombin yaptım. Drag queen'leri asla ama asla aratmayacak makyajımın da son adımını yaparken aynadaki aksime gülümsedim. Kendimde bulamadığım bazı eksiklikler vardı. Eskisi gibi canlı bakmıyordu gözlerim. Yusuf'un anlamadığı şey benim o ışıltıya ihtiyacım olduğuydu. Anlamadığını biliyordum çünkü devamlı karşıma çıkmasının başka açıklaması olamazdı.
En son götürdüğüm çantayı yatağımın üstüne boşaltarak bugün götüreceğim koyu mavi ve beyaz renkli çantanın içine doldurmaya başladım. El kremi, ruj, peçete, parfüm, cüzdan kulaklık.. ayıp olmasın diye masanın üstünden bulduğum defteri de tıkıştırdıktan sonra omzuma astım. Şimdi böyle vurdumduymaz olmama bakmayın, kurumlara saygım sonsuzdur. Respect yani. Artık kalemi de Dora'dan alırdım. Abartmanın anlamı yok şimdi.Anlamsız şekilde uçarak indiğim merdivenlerden sonra kendimi dışarı atmıştım.
Temiz havayı Derince içime çekerken durağa doğru yürüdüm. 1 dakika sonra artık otobüsteydim. Vakit kaybetmeden telefonumu çıkardım ve Anonim'in üzerine tıkladım.Ç: Evde misin?
Daha sonra cevap beklerken kulaklığımı takmış, bir kaç şarkı dinlemiş ve üniversiteye gelmiştim ama Anonim'den cevap gelmemişti. Dersimize daha bir buçuk saat olduğu için kafeteryaya gitmeye karar verdim. Yolda yürürken aklımda olan tek şey Anonim'di. Neden yazmıyordu?
İçeri girip bir çay almak için yöneldim ama dikkatimi çeken kişi sırtı bana dönük bir çekimde oturuyordu. Kızıl saçları her zamanki gibi dikkat çekerken düzenli bir şekilde giydiği gömleği öne doğru eğildiği için gergin duruyordu. Yalnızdı, yanına gitmeyi isterdim şakin pek samimiyetimiz yoktu. Kahvemi beklerken uzun, bakımlı tırnaklarımı metalin üzerine sırayla vuruyordum. Önüme konulan bardakla kendime gelmiş ve bardağı da alarak arkamı dönmüştüm. Bakışlarım boş yer ararken şimdi yüzü bana dönük kalan Ahuyu gördüm. Kafasını eğdiği ve ellerini alnına bastırdığı için yüzü tam gözükmüyordu ama yüzünden önündeki masaya su damlıyordu. Ağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALKON|Texting
Humor05..: Güneş kremini sürdün mü? Ç: Pardon? 05..: Cildin çok beyaz, güneş kremi sürmelisin. Ç: Kimsiniz? 05..: Benim kim olduğumu boş ver. Sen kim olduğunu biliyor musun? Ç: Kimmişim ben? 05..: İki gündür camın başından ayrılmamamı sağlayan kişi.