S1:C14

843 165 189
                                    

Adam etraftaki dallardan birisini tutup kendisine çekti. Üzerlerine kapatarak görüşünün pek de iyi olmadığını bildiği ayıyı atlatmayı ümit ediyordu.

Gözleri Jisung ve halkı arasında gidip gelirken diğerlerinden biri hafifçe öne çıkıp başını eğdikten sonra fısıldadı.

"Çevreyi inceledim, birkaç metre ilerideki çalılık alanda iki ayı yavrusu var. Ayı bu yüzden bizi tehdit olarak algılamış olmalı."

Jisung'a kısa bir bakış atarak konuşmaya devam etti. "Yüksek ses çıkarmayıp planladığımız gibi ağaçlardan ilerlemeye devam etseydik böyle bir şey olmayacaktı."

Jisung ne dediklerini anlayamıyordu ama kendisine bakan kahverengi saçlı oğlanın suçlayıcı bakışlarını açıkça hissedebiliyordu. Pişmanlıkla alt dudağını ısırdı. Daha dikkatli olmalıydı.

"Özür dilerim." Adamın omzuna dokunarak fısıldadığında ağaç sarsılmaya başlamıştı. Aşağıdaki ne olursa olsun onları aşağı düşürmeye karar vermişti bir kere.

Liderleri sarsıntının arasından konuştu. " Kahverengi olduğu için şanslıyız. Eğer ki siyah olsaydı çoktan yanı başımızda bitmişti." Aşağıda var gücüyle kükreyerek ağacı sallayan yaratığa baktı. Cüssesi 2 metreyi buluyordu. Diğer türlerine göre uzun kalan bacakları üzerinde kalkmış, pençelerini geçirdiği ağacı var gücüyle sarsıyordu.

"Bu cins sessiz olup ölüyü oynadığında leşçi olmadığı için genelde ortamı terk eder. Ama yavruları yakında olduğu için bizi tehdit olarak algılamaktan vazgeçmeyecek." Kahverengi saçlı oğlana baktı. " Kaçmak zorundayız Shiyan, meyveleri bırakın. Yukarıdan ilerleyerek atlatacağız onu." Diğerleri başını salladığında söylediklerinden bir kelime bile anlamadığını bildiği, sırtının arkasına saklanan adama çevirdi bakışlarını.

"Ji" Eliyle yakındaki ağacı gösterdi. Kelimeyi heceleyerek konuştu. "Kaç-mak". Jisung başını sallayıp sırtına sarıldı, yine orada seyahat edeceğini sanıyordu.

Adam çocuğu çevik bir hareketle çekerek küçük vücudu göğsüne sardı. El yordamıyla kollarını boynuna doladığında Jisung titreyen bacaklarını diğerinin beline sardı. Vücudunun kontrolünü kaybetmişti, titreyen bedeni üzerinde kontrol sağlamakta zorlanıyordu. Sakinleşmek zorundaydı.

"Sakın kollarını gevşeteyim deme. Ayıyı atlatmak için hızlı olmak zorundayım, seni sarsmamak için vaktim olmayacak."

İkisi konuşurken diğerleri meyveleri çoktan bırakmış, liderlerinden yola çıkmak için bir işaret bekliyor, sarsılan ağaca sımsıkı sarılarak dengelerini korumaya çalışıyorlardı. Adam onlara dönüp yola çıkmaları için gerekli işareti verdiğinde birer birer yandaki ağaca atlamaya, durmaksızın ötekine geçerek ormanın daha derin ve sık kısımlarına ilerlemeye başladılar.

Jisung da liderlerinin göğsüne sarılmış, bir kanguru yavrusu misali karnında seyahat ediyordu sanki. Sımsıkı kapattığı gözlerini araladığında başta ayak seslerinden kendilerini takip ettiğine emin olduğu ayının geride kalmış olduğunu gördü. İki ayağı üzerine kalkmış, uzaklaşan insanları izliyordu.

Biraz daha ilerleyip tamamen gözden kaybolduklarında yavruları için güvenli ortamın sağlandığına karar kılıp izlemeyi kesti, yuvasına geri döndü. Hava iyice kararmadan yemek bulması gerekiyordu, iki bacaklılara ayıracak daha fazla vakti yoktu.

-

Ayının gözden kaybolmasının üzerinden birkaç dakika daha geçtiğinde yeterince uzaklaştıklarına karar verip durmalarını işaret etti liderleri.

Change the world || MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin