S1:C7

811 175 151
                                    

Jisung meraklı gözlerle karşısındaki adamın ne yapacağını anlamaya çalışırken adam kolundan tuttuğu çocuğu da peşinden gezdirerek gölün kenarında çiçek toplamaya başladı.

Jisung şimdi çiçek toplamanın sırası mı diye düşünürken kendisini çekiştiren bedeni daha yakından gözlemlediğinde aslında yalnızca belli başlı bitkileri seçtiğini farketti.

Avucunda bir demet biriktiğinde toplamayı kesti ve ağaçlardan birinden geniş bir yaprak kopardı. Göle yanaştı, yaprağı suyun kenarındaki toprağın üzerine bıraktı. Ardından elindeki çiçekleri ve çeşitli otları yaprağın üzerine dizdi.

Her şeyin hazır olduğunu düşündüğünde Jisung'un kolunu serbest bırakıp omuzlarının iki yanından kavradı. Boyun hizasından başlayarak genç adamı koklamaya başladığında Jisung yine mi bu diye düşündü.

Acaba gerçekten kötü mü kokuyorum diye kendini sorgulamaya başlayacağı sıra endişesinin doğruluğuna işaret eder gibi karşısındaki adam boynundan aşağıya inip göğüs hizasına ulaştığında suratını buruşturarak kokladığı çocuktan hafifçe uzaklaşmıştı.

Jisung diğerinin tavrına şaşırmış halde hızlıca kendisini koklamaya başladı. Kötü kokmuyordu, aksine parfüm kokuyordu!

Aklından geçen sözleri bir kez daha yinelediğinde diğerinin suratını tiksinmişçesine ekşitmesinin sebebini farketti.

Jisung parfüm kokuyordu.

Karşısındaki ilkel burun kendisine kıyasla muhtemelen çok daha iyi koku alıyordu ve yoğun kimyasal kokusunu hoş bulmamıştı.

Kokunun kaynağı olan sarı tişörtünü çıkarıp çıkarmaması gerektiği hakkında düşünürken karşısındaki adam bir eliyle yukarıdan kavrayarak kendi burnunu kapattı, diğer eliyle ise Jisung'u sanki bir çantaymışçasına bir iki adım taşıdı ve göle fırlattı.

Tanrı aşkına Jisung yüzmeyi bilmiyordu ve göl boyunu aşıyordu!

Kafasını bir iki kez sudan çıkarmayı başardığında yardım istemesine rağmen hemen yanı sıra dikilen adam çocuğuna yüzmeyi denize fırlatarak öğretmeye çalışan babalar gibi yalnızca izlemekle yetiniyordu.

''Yardım et! Yardım..''

''.. Yar..''

Çırpınmaya dermanı kalmadığında yavaşça dibe battığını hissetti, telaşla ellerini yukarı kaldırarak suyu tokatladı, yardım istediğini anlatmaya çalıştı.

Boş bakışlarla önündeki manzarayı izleyen adam sonunda Jisung'un yüzemeyeceğine karar vermiş gibi derin bir nefes verdi ve suya atladı.

Bedenini hafifçe suyun altına daldırdı ve Jisung'u belinden kavrayarak yukarı çekti. Genç adam tekrar oksijene kavuştuğunda başta aksırıp tıksırdı, yuttuğu suyu öksürerek çıkardı.

Hemen ardından derin derin nefes alarak kendisini tutan kaslı bedene sardı kollarını. Ellerini diğerinin boynunun arkasında birleştirdi, bacaklarını da beline sabitleyerek adeta sülük gibi yapıştı.

Kafasını da kendisini tutan ilkel adamın omuzları üzerine yerleştirdiğinde titreyen nefesini düzenlemeye başladı.

Diğer adam başta kendisine koala misali yapışan bedenden rahatsız olmuşçasına ittirmeyi denedi ama nafileydi, Jisung hayatı buna bağlıymışçasına sıkı sıkı sarılıyordu.

Sıkıştırılmaya daha fazla tahammül edemeyince bu sefer de sinirlendiğine işaret eden sesler çıkarmaya başladı. Jisung diğerinin çıkardığı sesler yüzünden ürktü, gözlerinin dolduğunu hissetti.

Adam omzunda sıcak göz yaşları hissettiğinde sinirlenmeyi bir kenara bırakıp aniden yumuşadı. İttirmeye çalıştığı Jisung'u belinden kavrayarak tuttu, kendi bedenine sabitledi ve yavaşça kıyıya doğru yüzmeye başladı.

Yaprağı bıraktığı noktaya yanaştığında hâlâ kendisini sıkı sıkıya tutan Jisung'u kalçalarından kavrayıp toprak zemine otutturdu, ardından ensesinde birleşmiş elleri kavrayıp yavaşça iki yana ayırdı. Jisung'un kızarmış gözlerine eşlik eden yanaklarından hâlâ yaşlar süzülüyordu, boğulacağını düşünmüştü.

Bir süre sonra ağlaması yavaşladığında dikkatini ellerini diğerinin iki yanına koymuş, suyun içerisinde kendisini izleyen bedene çevirdi Jisung.

Sanki yaptığından pişman olmuş gibi bir üzgünlük vardı koyu gözlerinde.

Ellerinden birini Jisung'un sırtına koyup aşağı yukarı hareket ettirmeye başladığında diğeri onun bu teselli hareketini bilmesine şaşırdı. Demek bu kadar eskiden gelen ilkel bir içgüdüydü.



 Demek bu kadar eskiden gelen ilkel bir içgüdüydü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Change the world || MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin