2.D- Peygamberlerin ailelerinin müşrik olarak ölmesi

13 3 0
                                    

Küçüklüğümüzden beri bizlere çok efsaneler, çok hüzünlü hikayeler ve çok fazla sayıda masallar anlatılır. Bunların çoğu kulaktan kulağa dolaşan mesnedsiz olaylardan oluşsalar da bir kısmı yaşanan gerçek olayların abartılması neticesinde meydana gelen şeylerden oluşur. Eski kahramanların, zeki insanların, filozofların yahut hiç yaşamamış hikaye başrollerinin hayatında rastlayamadığımız bir hususa, Allah'ın kitaplarına konu olan peygamberlerin hayatında rastlamaktayız.

Efsanelerin hayatlarını teşkil eden olayların temelinde şunlar yer alır;
* Kahramanın ailesi zalim bir topluluk tarafından kaçırılmıştır ve kahraman ailesini o insanların elinden kurtarmak için insanüstü bir şekilde mücadele etmiştir.
* Kahramanin ailesi, onun verdiği özgürlük mücadelesinde onun yanında yer almış, hatta bizzat onunla beraber savaşmıştır.
* Kahramanın ailesi, kahraman ile birlikte iyilikler yapmış ve neticede iyi insanların gittiği cennetlere gitmiştir.
* Kahramanın ailesi, tıpkı kahraman gibi iyi insanlardan müteşekkildir.
* Kahramanın ailesinin kötü yolda olma ihtimali yoktur.

İşte bütün hikayelerde yer alan kahramanlar ve aileleri, devamlı beraber hareket eden, birbirlerinden asla kopmayan bir model çizmekteler. Fakat İslam'ın kahramanları olan peygamber ve salih insanlarda tüm bunlardan farklı bir gerçek vardır. Allah subhanehu ve Teâlâ peygamberlerin isimlerini ve güzel hasletlerini saydıktan sonra şöyle buyurur; " Eğer onlar da ortak koşsalardı, elbette bütün amelleri boşa giderdi( En'am 88)

Daha önceki konuyla bağlantılı olması hasebiyle İslam'ın bu yönü onun adaletini çok berrak bir şekilde gözler önüne sermektedir. İnsanların "Müslüman olmanızın tek sebebi Müslüman bir coğrafyada doğmuş olmanız..." sözlerinin aksine, gerçek İslam'ı seçen bizler kitaplar dolusu örnekler verebiliriz. Çünkü biliyoruz ki gerçek İslam coğrafya dini değil, kalpten teslim olma dinidir.

Nuh aleyhisselamın oğlu, tıpkı kavmi gibi inkârcı bir tavır takınmış, babası olmasına rağmen Hakka karşı kibirlenip kâfirlerin safında yer almıştı. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır; " "Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu. Nuh, gemiden uzakta bulunan oğluna: 'Yavrucuğum! (Sen de) bizimle beraber bin, kâfirlerle beraber olma!' diye seslendi."( Hud 42) Oğlunun diğer inkârcılar ile birlikte boğulacak olması, baba olan Nuh aleyhisselama ağır gelmişti. İlk önce oğluna kâfirleri bırakıp müslümanlar ile birlikte gemiye binmesini öğütlemişti. Fakat oğlu şöyle cevap verdi; 'Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım,'...( Hud 43) Bunun üzerine Nuh aleyhisselam şöyle dedi; "Bugün Allah'ın emrinden (azabından), merhamet sahibi Allah'tan başka koruyacak kimse yoktur" (Hud 43) Ardından Nuh aleyhisselamın oğlu da diğer inkârcılar ile birlikte dalgalara kapılıp boğuldu.

İnsan olması hasebiyle oğlunun ölmesini kaldıramayan Nuh aleyhisselam şöyle bir niyazda bulundu; " Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir. Senin vâdin ise elbette haktır. Sen hakimler hakimisin( Hud 45) Çünkü Allah Subhanehu ve Teâlâ daha önce şöyle demişti; " Aileni ve iman edenleri gemiye bindir!( Hud 40) Fakat buna rağmen oğlu denizde boğulmuştu. Bunun üzerine Yüce Allah insanlığa ibret olacak şu sözleri söyledi; "Ey Nuh! O asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim( Hud 46)

El Adl olan Allah, diğerleri gibi inkârcı olan Nuh aleyhisselamın oğlunu da suda boğdu ve Nuh aleyhisselamın niyazına sert bir şekilde karşılık verdi. Çünkü O'nun katında herkes kendisinin kuludur. Kim salih ameller işler ve kendisine bir şeyi ortak koşmazsa o kurtulur, fakat kim de kâfir olarak ölürse ona hiç kimse yardım edemez!

Yüce Allah şöyle buyurmaktadır; " Ey iman edenler! Kendinizin veya anne babanızın ve akrabanızın aleyhine bile olsa adaleti ayakta tutun, Allah için şahitlik eden kimseler olun. (İnsanlar) zengin olsunlar, yoksul olsunlar Allah onlara sizden daha yakındır. Öyleyse siz hislerinize uyup adaletten ayrılmayın. Eğer adaletten sapar veya üzerinize düşeni yapmaktan geri durursanız bilin ki Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.( Nisa 135) Yani "Anneleriniz, babalarınız yahut oğullarınız da olsalar, Allah onlara sizlerden daha yakındır" demektedir.

ALLAH'IN VARLIĞININ İSPATIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin