Jaemin ve Renjun göz göze geldiklerinde ikisi de aralarındaki çekimi hissetmişti ve Blbunu nasıl davranacaklarını bilmedikleri gerginliklerin vurup umursamadı. Öylece birbirlerine bakıp durdular ve ilk kendine gelen Renjun oldu.
''Merhaba.'' Renjun'in konuşmasıyla kendine geldi Jaemin.
''Merhaba.'' Elini uzattığında Jaemin, Renjun de elini uzatı ve el sıkıştılar. İkisi içinde normal bir başlangıçtı. Jaemin, Renjun'e arabaya binmesi gerektiğini söyleyip kendi de bindi. Renjun öne oturduğunda çantasını kucağına alıp kemerini taktı. Jaemin de yerine oturup kemerini taktıktan sonra Renjun'e döndü.
''Nereye gitmek istersin?''
''Fark etmez, Kore'ye daha yeni geldim aslında pek fazla yer bilmiyorum.''
Renjun dürüstçe cevapladı Jaemin'i. Jaemin o zaman kafeye götürecekti onu aslında o kafeyi kimse bilmezdi. Jaemin işten kaçmak için giderdi o kafeye. Kafa dinliyordu orada ve herkesten uzaktaydı. Etrafı iş adamlarıyla çevrilirdi ve doğru düzgünde arkadaşı yoktu. Arkadaşlarının evlendiğini ya da iş bulup başka ülkeye gittiklerini söylemiş miydi? Jaemin genelde onlarla gelirdi buraya ama şimdi yalnız geliyordu ve oranın sahibiyle yakındı.
Sessiz bir yolculuk yaptıktan sonra gelmişlerdi. Jaemin, geldiklerini haber verip arabadan indi ve Renjun de ona uyup arabadan indi. Etrafa bakıyordu, şirin bir kafeydi etrafı çiçeklerle örülmüştü, çimenlerin üstünde masalar ve kafenin arka tarafında deniz vardı fakat dışardan bakınca ev gibi görünüyordu ve bu da herkesin bulmasını engelliyordu. Neden böyle bir yere kafe açmışlardı ki? Doğru düzgün gelir sağlamazdı bile ama içeri girdiğinde etrafın öğrencilerle dolu olduğunu gördü. Sanırım burayı öğrencilerden başkası bilmiyordu.
Kadın yanlarına geldiğinde Jaemin ona sarıldı. 50'li yaşlarındaydı kadın. Jaemin'den ayrıldığında Renjun ona selam verdi ve Jaemin'in onu tanıtmasıyla sürekli oturduğu en arkada denize bakan bir köşe vardı oraya geçtiler.
Oturduklarında Jaemin ağzını açacakken Renjun söze başladı.
'' Chenle bana her şeyi anlattı, neden böyle bir şey yaptığını biliyorum yani kendini açıklamana gerek yok...'' Renjun'in gözü kaşına takılmıştı. Çok kötü duruyordu.
''... ve kuzenimin yaptığı şey için ben özür dilerim onun adına böyle yapacağından haberim yoktu. Olsaydı da izin vermezdim.''
Jaemin Renjun'e bakıp konuştu. '' Yanağım için de özür alabilir miyim acaba?''
''Hak etmiştin onu yani alamazsın. Eşcinsel olup olmadığımı bile bilmeden saçma sapan bir teklif yaptın ki bilsen bile bir şey değişmezdi. Yine o tokatı yerdin.'' Omuz silkip arkasına yaslandı Renjun. Jaemin umursamamıştı zaten hak ettiğini biliyordu. Renjun yanlarına kendi yaşlarındaki bir çocuk geldiğinde ona baktı. Çocuk kendine selam verdikten sonra Jaemin'e döndü. Sanırım garsondu ve Jaemin ile yakınlardı baya. Renjun arkasına yaslanmış bir şekilde onları izliyordu. Bir süre sonra konuşmaları bittiğinde Jaemin Renjun'e baktı ve açıklaması gerektiğini hissetti.
'' Buraya liseden beri geliyorum ve o çocukla adı Jisung burada tanıştık. O zamandan beri yakınız. Aynı liseye gidiyorduk ve benden 3 yaş küçük. Üniversite okuyup burada annesine yardım ediyor boş zamanlarında.'' Renjun, pek umursamamıştı aslında. Şu an ondan daha önemli bir mesele vardı.
''Öyleyse asıl meselemize dönelim. Yani seninle 6 ay sevgili kalacağım ve sen de bana iş vereceksin bu kadar mı?''
''Evet ama hayır ben resimlerini de sergilemek istiyorum, fazlasıyla iyi çiziyorsun galerimizde bu resimleri satmak istiyorum, tabii ki emeğinin karşılığını alacaksın. Bundan şüphen olmasın.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAME VS LOVE // RENMİN
FanfictionHer yerde dolaşan haberlerimi görmüşsündür ve ailem evlenmemi istiyor. O yüzden sadece 6 aylığına sevgilim olmalısın.