3 AY SONRA
3 ay içinde Renjun ve Jaemin daha da yakınlaşmış birbirlerine daha da aşık olmuşlardı. Birbirlerinden ayrı günleri geçmiyordu. İkisi de bugün beklenen düğün için hazırlanıyordu. Akşam olduğunda Jaemin Renjun'i alacak ve düğün salonuna geçeceklerdi. JAEYONG'un düğünü de olsa Jaemin'in çevresi Renjun'i tanıyacaktı. İki iş bir arada olacaktı. En azından böyle planlanmıştı.
Yavaş yavaş zaman ilerlerken vakit gelmişti. Jaemin, Renjun'i evinden almış ve düğün salonuna geçmişlerdi. Jaemin, Renjun'i ailesinin yanına götürdüğünde Renjun selam vermiş ve Jaemin'in gösterdiği yere oturdu. Kendisi de yanına oturduğunda düğünün asıl sahipleri JaeYong çifti de vaktin gelmesiyle göründüler. İkisi de davetlilere gülümseyip yerlerine geçtiler.
Düğünün ilerleyen vakitlerinde Renjun, Na ailesi ve dostlarıyla tanıştı. Renjun, Jaemin'e lavaboya gideceğini söyleyip yanından ayrılmıştı. Renjun biraz da bunaldığı için kaçmak istemişti fakat gerekenden fazla kaldığını fark etmediği için Jaemin merak etmişti. Masadan bir şey demeden kalktı ve Renjun'in yanına gitti. Onu ayna da kendine bakarken bulmayı düşünmüyordu ya da telefonla konuştuğunda duymak istemediği şeyler konuştuğunu.
Jaemin, telefonla konuşmasının bitmesini bekledi, yanlış anlamamak adına sonuna kadar durmak istedi. Ses tamamen kesildiğinde geri ailesinin yanına döndü ve yerine oturdu. Kısa bir süre sonra da Renjun geldi. Kuzeninin kendini iyi hissetmediğini ve acilen dönmesi gerektiğini zırvalayıp, özür diledi ve ayrılmak için izinlerini istedi. Jaemin gelmek istediğini söylese de izin vermedi, oradan hızlıca ayrılıp konuştuğu kişinin yanına gitti.
Jaemin, Renjun'in neden yalan söylediğini anlayamadı. Ailesine bir şeyler uydurup kalktı ve arabasına binip Renjun'i takip etti. Eve gitmediğinin farkındaydı. Nereye gidiyordu diye düşünmeden edemedi. Renjun, taksiden indiğinde arabasını uzağa park edip takip etti.
Girdiği yer bara benziyordu. İdrak ettiği kelimeyle olduğu yerde durdu. Barın adına baktığında her zaman geldiği bar olduğunu fark etti. İçeri girip etrafa baktı ve Renjun'i gördüğünde yanında iki erkek olduğunu gördü. Biri tanıdıktı sanırım Zhong Chenle'ydu, peki ya diğeri?
(Renjun'in ağzından)
Jaemin'in yanından kalktığımda amacım sadece lavaboya gidip biraz yalnız kalmaktı fakat çalan telefonumla bu imkansızlaşmıştı. Arayan Chenle'ydu. O an içime sıkıntı düşmüştü zaten Chenle normalde beni aramazdı işimin olduğunu o da biliyordu ama açtığımda bu sıkıntının sebebi belli olmuştu. Chenle tek başına bara gitmiş ve orada borçlu olduğu adamla karşılaşmıştı.
Zhong Chenle aslında Zhong şirketinin bir tanecik varisiydi ve evet onun borcu olması imkansızdı. Fakat ailesi nasıl açtıysan o borcu öyle kapat demişti o yüzden kafe de çalışıyordu. Araba almak için tefecilere borçlanmıştı ve ailesine bunu söylediğinde aldığı cevap belliydi. O borcu 10 yıl çalışsa da ödeyemezdi, sırf bu yüzden arabasını hiç kullanamadan satmış en azından 800 bin wonluk borcun 400 bin wonunu kapatabilmişti. Ailesinin kuralları dışına çıkmasının sebebiydi bu ve gün geçtikçe faizle artıyordu borcu. Kafeden kazandığı paranın tamamı ve ailesinin gönderdiği paranın -kira kısmı hariç- borca gidiyordu. En çok Chenle'ya yaramıştı Kore'ye gelmem. Geldiğimde neredeyse bir deri bir kemik kalmıştı.
Gelip iş bulmaya başladığımdan beri beraber borcu kapatmaya başlamıştık. Teyzeme söz vermiştim gerçi yardım etmeyeceğim diye ama en sevdiğim kuzenimi bu halde bırakamazdım. Aldığım maaşın yarısıyla aylık ihtiyaçlarımızı karşılıyordum, yarısını da banka da bırakıyordum. Net belli olmayan maaşım o ay kaç tane resim sattığımla belli oluyordu. Jaemin böyle demişti, sözleşmemde de böyle yazıyordu zaten.
Yalan söyleyip ayrılmak zorunda kalmıştım sırf bu yüzden, bardan içeri girdiğimde Chenle esir alınmıştı resmen. Yanlarına gittim ve yarın vereceğimi söyleyip Chenle'yu almaya çalıştım alamamıştım ama. Adamın beni tutup dediği şeyle sinirlendim. 'Benimle yat borcunu sileyim biricik kuzeninin' demişti. Sinirle yumruğu geçirecekken adamları tarafından geri çekildim.
O sırada Jaemin'in gelmesiyle kurtuldum. Bir dakika ne? Jaemin mi? Harika işler gittikçe boka sarıyordu. Adamın sırıtıp Jaemin'e bakması, Jaemin'in olayı anlaması, Chenle'nun içip sızması...
''Na Jaemin, barların vazgeçilmezi, Na şirketinin sahibi sizi burada görmeyeli uzun zaman oldu ama başka zaman tekrar karşılaşalım ilgilenmem gereken bir güzellik var.''
Jaemin'in olanları idrak ettiğinde sinirlendiğini fark edebilmiştim ama nasıl davranacağını bilmiyordum.
Sırıtmıştı hem de öyle boş bir sırıtma değildi 'ağzına edeceğim' gibi bir his veriyordu. Jaemin, adama yaklaştı ve kulağına bir şeyler söyledi. Ne dediğini duyamamıştım. Zaten kulağına söylemeseydi de duyamazdım ki. Çok gürültülüydü bura. Chenle'yu aldığında beni de bırakmışlardı. Ne demişti de böyle olmuştu hem Jaemin bu adamı nereden tanıyordu?
Bardan çıktığımızda Chenle'yu arka koltuğa koyduğunda ön koltuğa geçtim(!) -zorla oturtulmuştum resmen- başıma gelecekleri tahmin edebiliyordum. Konuşmaya çalıştığımda susturulmuştum, sırası olmadığını söylemişti.
Chenle'yu eve bıraktığımızda benimle sakin bir yere gitmek istediğini söyledi, başıma geleceklere hazır değildim.
Geldiğimiz yer evin hemen aşağısındaki parktı.
''Dinliyorum.''
''Olaylar açık değil mi? Gördüğünün fazlası yok. ''
''Emin misin? O adamın kim olduğunu biliyorum, durup dururken Chenle'yu esir alıp seninle...'' durmuş ve yutkunmuştu demek zor gelmişti.
''Evet, benimle yatacak biri değil. Çünkü Chenle'nun borcu var, tefeciden borç almış ve ödeyememiş. Oradan kurtarmak için gitmiştim, üzgünüm çıkarken yalan söylediğim için.''
''Buna inanmamı mı bekliyorsun? Zhong Chenle, Çin de ki Zhong şirketinin varisi. Bay Zhong'un bir tanecik oğlu ve bizim Çin de ki en büyük gelir kaynağımız. Tefeciye borca girecek.''
Öyle söyleyince kulağa inandırcı gelmiyordu, haklıydı. O bunları nereden biliyordu ama. Her neyse olayları en başından anlatacaktım belki o zaman inanırdı.
Her şeyi anlattığımda borcu kapatacağını söylemişti. İstemiyordum, kimdi ki o?
''İstemiyorum, böyle bir şeyi yapmayacaksın.''
'' Onun altına gireceksin yani.''
Ani bir sinirle vurmak istesem de vuramamıştım yüzüne. Kolumu tutmuştu. Tüm sinirimle kolumu çektim.
''Ne diyorsun sen?''
''Eğer o para yarın ödenmezse seni altına alacak diyorum ne diyormuşum?''
''Seni ilgilendiren bir durum yok. Benim borcum, benim sorunum. Biz anlaşma yaptık ve 2 ay sonra bitecek.''
Jaemin'in sakinleşmeye çalıştığını fark etmiştim. Ağır şeyler söylememiştim bence. Gerçekleri söyledim. Neden bu kadar sinirlendiğine anlam veremiyordum. Duyduklarımı idrak edene kadar...
''Ben kimse değilim, Huang Renjun. Evet anlaşma yaptık fakat ben seni seviyorum.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAME VS LOVE // RENMİN
FanfictionHer yerde dolaşan haberlerimi görmüşsündür ve ailem evlenmemi istiyor. O yüzden sadece 6 aylığına sevgilim olmalısın.