0.2

8.6K 791 440
                                    

Kontrol etmeden attım hatam vardı affedin 🤧🤧🤧

Ve Thunderous streame devam!!! Stay strong 💪💪💪

***

Felix'in Changbin'den sonra bir desteğe ihtiyacı vardı bu zamana kadar, onu baba olmaya ikna edecek en baş sebep. Arkadaşının çocuğunu da kendi çocuğu gibi seviyordu ama kendi çocuğu olsa daha farklı hissedeceği o ince çizgi vardı ya, o çizgide kalıyordu hep.

Çünkü o hep Jisung'u gördüğü kadarı ile Innie'ye nasıl baktığını nasıl hissettiğini biliyordu fakat o yokken kendi içinde nelerle savaşıp, hangi duyguları hissettiğinden habersizdi. O ince çizgi, Felix'in takılma noktasıydı.

Hayatı iyi yaşamaya çalışan biriydi, küçücük bir şeyle dünyalar kadar mutlu olurken aynı şekilde minicik bir olumsuz olayla çok üzülebilirdi. Tesadüflere inanırdı, şansa ve mucizeye ise daha çok.

Elenip geri grubuna dönmesi bir mucizeydi mesela, girdiği grupta Changbin ile tanışması ise şans. Changbin ile birbirlerine karşılıklı aşık olmaları mucize, evlenecek kadar ilişkilerini yürütmek şanstı.

En umutları tükendiği anda Yejoon'un karşısına çıkması ise bir mucizeydi ona göre. Tesadüfleri severdi fakat tesadüfle beraber gelen mucizeler ise çok nadir yaşanırdı ve Changbin'den sonra gelen tek tesadüflü mucize Yejoon olmuştu.

Yejoon onun mucizesiydi, eğer onun gibi bir çocuğun babası olabilirse şanslı olurdu. Bunlar hep çok ince çizgilerdi, Felix ise hep o ince çizgilerdeydi.

Sonunda Changbin'in de Yejoon'u görebilmesiyle içi rahatlarken hala tuttuğu ellerine baktı. Changbin ise şaşkınlığı ve inanama duygusunu her şekilde hissediyordu. "Gerçekten baba olmayı istiyor musun?" dediğinde Felix hevesle başını salladı.

"Evet! Changbin çok ciddiyim, yemin ederim kararımdan dönmeyeceğim. Ben kendime inanıyorum, ben bize inanıyorum ki."

"Ben.." Sözlerini toparlayamayan eşine gülümsedi ve yanağından öptü. "Changbin, sevgilim, hayatım, gerçekten ciddiyim. Öyle gazla söylemiyorum bunu, cidden istiyorum. Changbin, ben Yejoon bizim bebeğimiz olsun istiyorum."

Changbin cevap vermedi ama ilerleyip kendini çalışma odalarındaki koltuklardan birine bıraktı, Felix'i anlayabiliyordu ama ister istemez sindirmeye ihtiyacı vardı durumu.

Felix ona karşı iç çekerken Yejoon'un atılan resimle hasta olduğunu fark edip Jisung'a dönmüş ve ses kaydını açmasını hatırlatarak okulda yapacakları basit iyileştirme yöntemlerini vermişti.

Ardından tek başına bir kenara oturup bacaklarını kendine çekti ve ellerini etrafına sarıp çenesini üstüne yasladı. Hayallerini çok uçuk yaşıyordu belki evet ama o zaten hep böyleydi ki, bunu inkar edemezdi.

Her şeyden önce o Yejoon'u istese bile Yejoon onu ister mi bilmiyordu, on beş yaşındaki bir çocuğun hayatına aniden girip ben senin baban olmak istiyorum deyip itaatkar olmak istemiyordu.

Onun kendi fikirlerini istiyordu ama reddetmesinden korkuyordu.

Belki yavaşça Yejoon'un kalbini çalarsa işte bu işe yarayabilirdi.

Bu oldukça mantıklı bir çözümdü, Felix yerinden kalktığı gibi arkadaşının peşinden ilerlerken Jisung ondan kaçıyor koskoca odada tur atıyorlardı. Onları izleyen üyeler gülerken Felix en sonunda arkadaşının kolunu yakalayıp ona sarıldı.

"Jisung, bizi tanıştır."

Jisung ona döndü. "Nasıl yapayım ya? Eve mi çağırayım, çocuk daha bizle tanışmadı."

cause i love you, changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin