Naber 🥳
***
Innie, Yejoon'un bu hayattaki ilk arkadaşı sayılırdı. Küçükken yurttada konuştuğu çocuklar olmuştu fakat hepsi tek tüktü, içini bir tek Innie'ye açmış ya da hiç söylemeden bile derdini tek anlayan Innie olmuştu.
Elbetteki onun yeri ayrıydı bu yüzden.
İlk arkadaşlık kararlarından sonra sık sık bir aradalardı, ilk önce ders arasında başlayan görüşmeler tüm okul süresi boyunca devam etmiş bu yetmeyince de okula gelirken ve çıkarken beraber yürümeye başlamışlardı.
Innie onun hareketlerini yargılamayan biriydi, arada sırada laf atıyordu fakat bunların hiçbirinde kötü bir niyeti olmadığını bildiği için takmıyor aksine o da ona takılıyordu. Yejoon duygularını sık belli eden biriydi, Innie ise aksine üzgünde olsa, kötü de olsa kendini gülerek anlatan biriydi.
Fazla asi davranması içindeki o kırık çocuğu saklamak içindi, Yejoon bunu anlayabiliyordu. Çünkü kendisi de karakterini oturttuğu bir zamanlar tam da o hareketlerin eşiğine gelmiş ama hep mutlu davranamayacağını anladığı için benimseyememişti.
Fakat Innie hakkında emin olduğu bir şey varsa, Innie gerçekten çok güçlüydü. Zamanında kendisinin şu an geçtiği yollardan o da gelmişti fakat şimdi hayata karşı dimdik ve insanların davranışları altında ezilmeden, hak edene hak ettiğini verecek bir çocuktu.
Belki yaş olarak o kadar büyük olmayabilirdi ama hayata genel olarak bir sıfır geriden başlamaları onları yaşlarından fazlaca olgunlaştırmıştı.
Innie ile arkadaş olduğundan beri biraz daha öz güveni yerine gelmiş, konuştuklarından biraz daha emin olarak konuşmaya başlamıştı. Onun, hayatına getirdiği değişiklikleri inkar edemezdi.
Bu zamana kadar Innie'den önce arkadaşları kitaplardı, sürekli kitap okur kendisi yurt odasından çıkarmasa bile zihnen bir sürü dünyaya konuk olur, hayatın zevklerini öyle yaşardı.
Hiç yaşamadığı duyguların çoğunu da kitaplardan görmüştü. Belirtilerini, nasıl başladığını ve aşkın, asla suçsuz olduğunu... Bunların hepsini biliyordu.
Ama şimdi.
Innie'den aldığı cümleyi tek bir şeye yorarken Innie kafasını salladı. "Aklın karışmasın," dedi bunu istemediğini belirterek. "Tam da düşündüğün anlamda söyledim cümleyi."
Yejoon'un da aklının karışmasını istemiyordu, çünkü bizzat kendisinin aklı o kadar uzun zamandır karışıktı ki bir isim koyana kadar bir sürü savaş vermişti iç dünyasında. Kendi bile bu kadar zorlanmışken aynı şeyi Yejoon'un da kaldırmasını istemiyor, korkmadan net bir şekilde duygularını itiraf etmek istiyordu.
"Özür dilerim," diyerek iç çekti. "Seninle arkadaş kalamadım."
"Innie..." Yejoon tam olarak ne diyeceğini bilmiyordu, şaşkındı, beklemiyordu, garip hissediyordu ama Innie bunun için kendisini suçlayamazdı. "Özür dileme," dedi dürüst bir şekilde, kafasını salladı. "Özür dileyecek bir şey değil bu."
"Ama..." Gözlerine baktı. "Ben, sana ne diyeceğimi bilmiyorum."
"Biliyorum." Innie zaten bunların hepsini düşünmüştü, o yüzden pek zorlanmıyordu, kendini hazırlamıştı. "Sadece söylemek istedim," diye konuştu. "Cevap verme gibi bir zorunluluğun yok, olmamalı da. Sana gelip aniden her şeyi itiraf eden benim, şaşırdın, belki de benden uzaklaşacaksın fakat söylemem gerek. Yaptığım şeyin tek mantıklı açıklaması bu çünkü."
Uzanarak kurabiye kutusunun kapağını kapattı ve açık olan Snowman şarkısının sesini kıstı hafifçe. "Senden hoşlanıyorum." Kutuyu, Yejoon'a doğru itti. "Düşüneceksin biliyorum ama düşünürken aklında bir yerde 'beni kandırıyor mu' gibi bir düşünce olsun istemiyorum. Çünkü bunları söylemek için içimdeki o kabullenişi yapmak uzun zaman aldı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cause i love you, changlix ✓
Fanfictionsevgi acıtır, belki de bir sebebi olmayışındandır.