0.4

5.9K 706 452
                                    

"Yejoon!" dedi Felix ona ilerleyerek. Innie, Minho aradığı için onunla konuşmaya gitmişti Jisungla beraber bu yüzden Yejoon yalnız kalmıştı. Yanına geçtiği gibi düşen maskesini düzeltti ve burnunun ucuna parmağı ile vurdu.

"Beğendin mi sen?"

"Hepsi fazla güzel," deyip omuz silkti Yejoon. "Sen peki hyung?"

Felix kendine bulmuştu bir şey çok oyalanmadan, kafasını sallayıp beğendiği sweati gösterdiğinde Yejoon, "Vay canına," diyerek oraya doğru ilerledi. "Bu oldukça güzelmiş!"

Felix sarı üstünde de peynir deseni olan bir şey beğenmişti. Ortak nokta bulmaları ile sırıtırken, "Sana da alalım bundan," deyip bedenlere bakmaya başladı. "Şu nasıl?"

"Olabilir. Bol giyinmeyi seviyorum."

"O zaman okeyiz? Başka bir şey?"

"Hayırrrr!" dedi itiraz ederek. "Bunu bile alırken zorlanıyorum lütfen. Yeterli bile. Hem, ben de sana alayım? Nasıl olur?"

"Nasıl?" Felix şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. "Sen de bana mı bir şey alacaksın? Ama-"

Yejoon gülümsedi. "Neden olmasın? Alabilirim."

"Pekala," dedi Felix. "İstediğim şeyi söyleyeceğim o zaman."

İkisi karşılıklı gülümsediğinde Innie ve Jisung da kıyafetleri Felix'e vermiş üçü dükkandan çıkmıştı. Felix parayı ödeyip arkalarından koşarak çıktı ve onu bırakıp giden hainlere karşı göz devirdi.

Uzunca süre gezip kendilerine eğlenirlerken sinemaya girmişlerdi bir süre sonra, film korku filmiydi ve bu karar Innie ile Jisung'dan çıkmıştı. Yejoon itiraz etmemişti çünkü Felix onum yerine itiraz etmişti fakat çoktan girmişlerdi bile filme.

Sırayla Innie, Yejoon, Felix ve Jisung olmak üzere karanlık alanda otururlarken Innie sırıtarak kafasını yanında kaskatı olmuş çocuğa doğru eğdi. "Korktun mu prenses?"

"Döveceğim en son seni!"

"Ah!"

Innie, Yejoon'un çimdiklediği eli ile sessizce inlerken gözlerini elinden kaldırdığı gibi dibinde ona bakan çocuğu görmüştü. Yejoon'un hissettiği duygulardan çok uzak bir şekilde yutkunduğunda elinin acısını unutmuştu bile.

Yejoon iki parmağını onun alnına koyup başını geriye doğru ittirdi. "Sinirimi bozuyorsun çocuk."

Öksürdü. "A-ayıp ediyorsun."

"Tabii." dedi Yejoon ve önüne döndü. "Film başladı, sus."

Innie'nin de pek konuşmaya niyeti yoktu artık zaten. Maskesini çenesini altına indirip derin derin nefesler alırken Felix kucağındaki mısırı Yejoon'un kucağına bırakmış ardından da ona göz kırpmıştı.

Film ruhani varlıklarla ilgiliydi beklenildiği gibi, bu yüzden de oldukça ani sahneleri ile alandaki çoğu kişiyi bağırtıyordu. Felix, korkuyla Jisung'un koluna sarılırken filmin ortalarına doğru Yejoon parmağı ile Innie'yi dürtmeye başladı.

"Innie. Innie. In."

"He?"

"Korkuyorum ben," dedi alt dudağını sarkıtıp. "Ayıp olmasın diye çıkamıyorum, benimle beraber çıksana dışarı."

Innie kafasını salladı. "Korkak. Kal şurada, yat omuzuma."

"Olmaz," dedi ve Innie'nin yanağına koyduğu elini ittirdi. "Utanıyorum ben, Felix hyungla baban burada."

Normalde ikisi olsa pek umursamazdı fakat büyükler yanında iken yanlış anlaşılır diye istememişti. Innie anlayarak babasına ve Felix'e bakmış, ikisinin başka alemde olduğunu fark ettiği gibi, "Fark etmezler," diyerek Yejoon'u tutarak omuzuna yaslamıştı.

cause i love you, changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin