Akşam Yemeği

34 6 10
                                    

Sabah uyandığım da gene yorgun hissediyordum.Bileğimin ağrısı geçmişti.Koluma baktığımda sürdüğü kremden dolayı çok fazla morarmamıştı.Bir kaç gün düzenli sürersem kremi muhtemelen çabucak geçerdi.O bana yardım etmişti.Onun sayesinde daha iyiydim.Ona teşekkür etmiştim ama hâlâ ona borçlu gibi hissediyorum.Gün gelir bende ona yardım ederim.Bana iyilik yapmıştı karşılığını mutlaka verirdim.

Ne de olsa iyilik doğum günü hediyesi gibi değil miydi? Biri size doğum gününüzde hediye alır sizde onun doğum günü geldiğinde ona bir hediye götürürsünüz.Bu karşılıklı devam eder.

İçimden bir ses daha çok görüşeceğimizi diyordu.Evet görüşecektik ama nasıl olacağını ben bile bilmiyordum.Bu dava olayı biraz ürkmeme sebep oluyordu.Dün ki olayları hatırlamam bile tedirgin olmama fazlasıyla yetiyordu.Ahh tamam sakin olmalıydım.Dün bir sürü şey olmuştu.

Tek umrumda olan oydu bütün olanların arasında.Zekiydi.Fazlasıyla hemde.Her hareketimi anlayabiliyordu resmen.Şirketle ile arasında ki bağı sorduğumda cevaplamamıştı.Ahh ne olabilirdi ki?

Belki şu anlık bilmesem daha iyi.Yakında anlaşılırdı zaten.Dün ki duyduklarım kafamın içinde dönüyordu.O üzgün annenin dedikleri.O çocuğunu kaybetmiş annenin dedikleri sanki kulağımdaydı hâlâ.Hıçkırıkları, göz yaşları . Hepsi aklımdaydı.Davayı bırakmaya hazırdım ama onun dün dediği şeyler aklıma geldi.

"Şu an davayı bırakma.Şirket duruma uyanmaya başladı galiba şimdi bırakman bunu sadece daha da belirtir."

Haklıydı.Kahretsin! Neden ona güveniyordum ki? Güvenmem doğru muydu?Herkesten şüphe eden ben neden ilk tanımamda ona güvenmiştim?

Yalan söylemiyor gibiydi. Ya söylüyorsa?

Yüz ifadesinden anlaşılırdı galiba.Ya profesyonel bir oyuncu ise?

Ona neden güvendiğimi açıklayıcı bir bahane bulmaya çalışıyordum.

Bir günlük süper kahramanlık yaptı diye ona güvenmemeliydim.

Ne yani süper kahramanlar yalan söylemez mi?

Bu gülünç düşünceleri bırakmalıydım.Bu olayı bilen ikimizdik.Sanırsam yardım isteyebileceğim tek kişide O'ydu.

İş saatim yaklaşıyordu kalkıp hazırlanmam lazımdı.Mutfağa gidip klasik kahvaltım olan kahveyi içtim.Biraz ayılmama yardımcı olmuştu.Ağzıma bir kaç vitamin hapı attıktan sonra son yudumluk kahvemle beraber yuttum.Mutfaktan çıkıp odama gidip hazırlandım.

Anahtarlarımı almaya yönelirken nerede olduğu aklıma gelmişti.

"Anahtarlarını buraya bırakıyorum."

Makyaj masamın üzerinde ki anahtarları aldım.Yanında duran telefona elim uzandı.Telefonu elime aldığımda bir mesaj geldiğini gördüm.

Bilinmeyen bir numara.

Yine aynı bilinmeyen numara.

Mesaja tıkladım.

"Umarım iyi olmuşsundur."

"Bir şey olursa seni bilinmeyen numaradan rahatsız eden benim.O numara benim.Bil."

Okudum.Bir saniye! Suratımda ki bu sırıtışta neyin nesi? Neden gülüyordum?Ufacık bir ilgi bile hoşuma gidiyordu. Bu normal bir şey Chanyeon bu kadar abartma.Sadece durumumu sormuş gibi bir şey oldu.Abartmamam gerek.Numaranın üstüne basıp kaydetmeye bastım."PARK Jimin". Cevap yazdım.

"İyiyim yardımın için teşekkürler."

"Görüldü"

Ne?! Abartmamın gerek olmadığını kendime hatırlatmıştım.Bir hışımla telefonu çantama attım ve büroma doğru yola koyuldum.Vardığımda ortalıkta kimse gözükmüyordu.en azından Kai'yi görsem fena olmazdı.Biraz ortalıkta dolandıktan Odama geçtim.

Winners//Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin