Öpücük

35 6 31
                                    

İyi okumalar💜
Bölümde geçen şarkıyı medyaya bıraktım göz atabilirsiniz.

Girişte ki görevli ismimizi sordu. Lee Sung Kyung ve Nam Joo Hyuk ismini verdik. Gülümseyerek bizi içeri aldı.

Biz şu an... O kalabalığın içindeydik. Heyecan ve gerginlik hissediyordum. Davetlere katılmıştım önceden ama burası hiç tanımadığım bir ortam. Her tarafta piyasanın tanınmış kişileriyle doluydu. Etrafım zengin insanlarla doluydu. Bir anda kahkaha atasım geldi. Tuttum kendimi. Hepsinin kadehlerinde içki doluydu. İçerideki hafif içki kokusu fark ediliyordu. Herkes belirli masalarda ayakta durup sohbet ediyordu birileriyle. Boş bir masaya doğru geçip durduk. Etrafı inceliyordum. Biraz gürültülü bir ortamdı. İlerideki bir masadan kahkaha sesleri geliyordu. Jimin yanıma yaklaşıp bir şeyler söyledi.

-Lee Jong Suk ortalıkta yok. Burada beni bekle. Ne zaman geleceğini öğreneceğim. İkimize de birer içecek getiririm.

Kafamla onayladım. Zaten gergindim bir de beni yalnız bırakacaktı. Geçerli sebebi vardı. Buradan bir an önce çıkmak istiyorsam dayanmam lazımdı. İçecek olarak galiba içki getirecekti. Benim reddetmeme izin vermeden yanımdan ayrıldı. Bir gecelik idare edebilirdim. O gidince etrafı incelemeye devam ettim. Bir adam sanki buraya doğru yaklaşıyordu. Büyük ihtimalle başka masaya gidiyordu. Kafamı çevirip diğer tarafa bakmaya başladım. Birisinin yanıma yaklaştığını hissediyordum. Kafamı çevirmemekte direndim. Jimin olmasını umuyorum.

- Merhaba.

Bana seslenmesiyle yanımdakine bakmak zorunda kaldım. Bir gülümseme takındım.

+Merhaba.

Elinde iki tane kadeh vardı. Büyük ihtimalle kırmızı şaraptı. Birisini gülümseyerek bana uzattı. Almam gerekiyordu. Alkol almazdım ama böyle bir ortamda böyle bir mekanda alkol almamam garip olurdu. Ve şu an karşımdaki kişiyi reddetmem yapacağım en büyük saçmalık olurdu. Jimin senin yüzünden ne yapıyordum ben?

Uzattığı kadehi elinden aldım. Neden yanımdaydı tanımadığım bu insan?

+Tanışıyor muyuz?

- Hayır. O yüzden buradayım. Tanışmak için. Bir çok davete katıldım ama sizi ilk defa görüyorum buralarda.

Burada işler böyle mi yürüyordu?

+Haklısınız. Görmemiş olmanız normal. Davetlere pek katılmam.

-Sakıncası yoksa isminizi öğrenebilir miyim?

Nazikçe güldüm.

+Lee Sung Kyung.

- Kimsenin tanımadığı sadece ismi bilinen piyasayı alt üst eden ünlü şirketin CEO'su olan mı?

Tekrardan güldüm. Demek kimse tanımıyordu onları.

+Galiba o benim. Ya siz?

- Yoo Seung Ho. Tanıştığımıza memnum oldum.

Tokalaşmak için elini uzattı. Geri çevirmeden el sıkıştım. Kadehten bir yudum aldım. Tadı fena değildi. İlk defa için kötü sayılmazdı. Yine de minik yudumlar olmaya dikkat ediyordum. Sarhoş olmasam iyi olurdu. Seung Ho bir şeyler anlatmaya başladı. Konuşmalarına karşılık veriyordum.

- Sizi buralarda görmek gerçekten çok güzel. Sizin gibi güzel bir kadınla tanışmak beni çok mutlu etti. Buralara daha sık gelmelisiniz.

Son gelişim olduğundan bihaberdi. Umarım güzel kelimesini sadece kibarlık olsun diye kullanmıştır. Böyle düşünmeye çalışacaktım. İçkimi yudumlarken bir yandan da çaktırmadan Jimin'e bakıyordum. Nerede bu adam? Bir başıma kaldım burada. Tanımadığım bir adamla sohbet ediyordum. Jimin'e bakmayı bırakıp kafamı tamamen Seung Ho'ya çevirdim. Sohbetine katıldım. Sohbeti kötü değildi. Seung Ho'nun yaptığı şakayla kahkaha attım. O sırada masamıza yaklaşan Jimin'i gördüm. Onunda elinde iki kadeh vardı. Elindeki kadehlerin birinde içki olmadığını anladım. Elimdeki kadehe baktım. Yarısını çoktan geçmiştim. Ne ara içmiştim? Jimin bunun için biraz geç kaldın.

Winners//Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin