Yangın

32 5 12
                                    

İyi okumalar💜

Gece yarısıydı. İmalathane boşaltılmıştı. Bizde hazırlıklarımızı yapmış son kontrolleri yapıyorduk. Ben ve Jimin siyah bir arabadaydık. Diğer 6 kişi başka bir siyah araçtaydı. Onlar içeri girip her yeri dezenfekte edeceklerdi ama bunu temizlik aletleri ile değil benzinle yapacaklardı. Böyle bir yer daha iyi nasıl dezenfekte olabilirdi? İş icabı siyah giyinmiştik. Kafamızda siyah şapkalar vardı. Kombini Jimin ayarlamıştı gerçi. Ya bu işe fazla kaptırmıştı kendini ya da cidden icabı böyleydi .O sürücü koltuğunda oturmuştu. Camı açmış ön kapıyı kontrol ediyordu. Hava baya soğuktu ama camı açmasını sorun etmedim. Stresten kulaklarım yanıyorken ellerim buz kesmişti. Kolunu cama dayamıştı. Elinin tersini ağzının üstünde tutuyordu. Ortamın karanlık olması beyaz teninin fark edilmesine engel değildi ama daha soluk göründüğü kesindi. Siyah şapkası , siyah deri ceketi, bacaklarına yapışan siyah kot pantolonu ona ayrı bir hava katıyordu. Farklı bir karakter, farklı bir görünüş... Siyah saçları ile siyah şapkası birbirine karışmış. Taktığı gümüş grisi küpeleri. Fazla uyumluydu. Camdan dışarı baktığı için yüzü yana doğru dönmüştü. Yan profilden bile görünüşünden ödün vermiyordu. Kalın dudakları havanın soğukluyla kurumuştu. Yüzünde bir mimik bile kıpırdamadan dışarıyı kontrol ediyordu .Bu olayı nasıl hallettiğini hiç bilmiyorum. Sorgulmadım da. Elinin kolunun bu kadar uzun olduğunu tahmin etmemiştim. O işini sinsice halletmeyi seviyordu. Karşısındaki kişiyle dalga geçmeyi seviyordu, gıcık etmeyi seviyordu. Bu yüzünden gecenin bir yarısı buradayız. Bu yüzden bu karanlıktayız. Bu soğuk gecede buradayız. Benim düşünemeyeceklerimi düşünüyordu. Bu iyi bir ekip arkadaşı olduğu anlamına gelirdi belki. Küçük patırtılar duyduğumda bende onun olduğu cama doğru eğilip dışarı baktım. Herkes çıkıyordu. Onların siyah arabaya binişini izledik .Kafalarımız yan yanaydı ama birbirine dönük değildi. Garip bir durum oluşmasın diye hemen geri çekilip yerime yerleştim. Onların önümüzden gittiklerini görünce gözden kaybolasıya kadar izledik. Araba imalathaneye çok yakındı. Jimin cebinden eski tip gri bir çakmak çıkardı. Çakmağı parmaklarıyla döndürdü. Çakmağın kapağını ritim tuttururmuş gibi açıp kapadı bir süre. Çıkan ses filmlerdeki gerilim müziğini andırıyordu. Etrafı son kez kolaçan etti. Sonra çakmağa tekrardan baktı. Açtı ama geri kapatmadı bu sefer çakmağı çaktı. Çakmaktan çıkan ateş bu karanlık arabayı aydınlatıyordu. Işığı onun yüzüne vuruyordu. Kafasını bana döndürdü. Yüzünde sinsice bir gülümseyiş vardı. Zorlanarak ya da isteyerek bende gülümsedim. Benden onay istiyormuş gibiydi. Tekrar çakmağa baktı ve anında o çakmağı camdan dışarı fırlattı. Doğru yere mi attım diye tereddütü bile yoktu. Emindi. Bundan zevk aldığına bende emindim. Arabayı çalıştırdı ve ilerledik. Tek bir ışık bile olmayan bu yolu ateşin turuncu ışığı aydınlatıyordu şimdi. Normalde olsa kendimi kötü hissetmem gerekirdi. Belki suçlu hissetmem gerekirdi ama şu an ikimizde sanki az önce hiç bir şey yapmamışız gibi sırıtıyorduk.

+İtfaiyeyi aramam gerekiyor mu?

Elbette gerekmiyordu. Çoktan haberleri olmuştu belki. Olmasa bile yakın zamanda olacaktı. Sadece şaka amaçlı söylemiştim. Şakamı anlamıştı. Sessiz sokağa sesini duyuracak şekilde kahkaha attı.

-Lazım olacak gibi duruyordu.

Gecenin bilmem kaçı, bu karanlık, ıssız sokakta onunla siyah bir araçta kahkaha atıyordum .Galiba bir tek siyah deri eldivenlerimiz eksikti. Eldivenleri kullanmamızı gerektirecek bir sorun yoktu çünkü. Yaptığım çılgıncaydı. Fazlaydı. Belki de yapmamam gerekiyordu.Kurallara uymamıştım. Kötü hissetmem gerekiyordu ama o şu an yanımda ve biz kahkaha atıyoruz. Yaptığımız olağanüstü bir şey değilmiş gibi. O bütün bunları değersizleştiriyordu. Rahat tavırları huzursuzluğumu alıyordu. İstemsizce ona güveniyordum şu an. Belki yarın bu yaptıklarım için pişman olacaktım. Artık umurumda değildi.

Winners//Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin