𝐼̇𝑁𝑇𝐼̇𝐾𝐴𝑀

Yıllar sonra

1 Ay Sonra

Her şey güzel gidiyordu. Herkese cici kız olduğumu inandırmış, profesörlerin gözüne girmiş birisiydim. Şuana kadar sadece hortulukları aradıklarını öğrenmiş bir kaç tanesinin yerini tespit etmeye az kaldığını öğrenmiştim.

Tom ile güzel ve diğer ilişkilerden değişik bir ilişkimiz vardı. Yani değişik derken her çift piknik yapar, beraber romantik anlar geçirirler, çiçek verirler falan, biz sırlar odasında ders çalışır, basiliskin önünde kart oyunu oynar, birbirimize hediye olarak iksir malzemesi veriyoruz. 

Şu an hafta sonunda Hermione, Harry, Weasley ailesi ve ben sonunda yıllar sonra Black malikanesine gidiyorduk. Hermione yoldaşlıktan sonunda izin alabilmişti. Boynuma lordun verdiği kolyeyi taktım. Bana veritaserum verirlerse diye. Kolye her sihre karşı. Hermione genellikle takılı olduğu için bir şeyden şüphelenmezdi.

" Bu ev nerede peki?"

Hermione "iki dakika bekle... He bak burası"

Bilmiyormuş gibi davranacaktım. 

" İyi de burada ev yok"

Harry "Bekle "

Sonra iki bina arasından Black malikanesi belirmeye başladı. Şaşırmış gibi yaptım. Sanırım savaştan sonra burada kalabilirim. Yavaş adımlarla ilerledik. Kapının önünde durduk ve kapının ziline bastık. Bir süre sonra yavaş bir şekilde Black malikanesinin ev cini olan kreacher açtı. Bize tiksinircesine baktı. 

Ah kreacher bende tiksiniyorum bunlardan. İçeri girdik. İlk bizi portmanto karşıladı. Üzerimizdeki ceketleri, şalları falan çıkardık. Önde Harry arkasında Hermione, ben ve Weasley ailesi olmak üzere ilerliyorduk. Bir yerden çatal, kaşık sesler geliyordu. Mutfağa ilerliyorduk.

Mutfağa girdiğimizde kalabalık bir ortamla karşılaştım. Potterlar, Weasleyler, Lupinler ve Sirius Black. 

Molly "Aaa hoşgeldiniz çocuklar. Açsanız hemen masaya geçi-"

Beni görünce sustu ve beni süzdü. Sonra kocaman sırıtarak diğerlerine döndü. Tabi sözü kesilince diğerleri de buraya baktı. 

Molly "Arkadaşınız kim?"

Hermione "Kendisi çok yakın arkadaşımız. Bu sefer onu da getirelim dedik "

Arthur "Çocuklar dumbledore'dan izin aldınız mı?"

Harry "Evet. Hatta kendisi buraya getirip yoldaşlıktan olmasını söyleyecekmiş ama biz söyleyince gerek kalmadı"

Molly gülümseyerek yanıma geldi. Elini uzattı. Elini tuttum, sırıtarak.

Molly "Ben Molly Weasley "

" Mia Jones efendim"

Sonra sırayla hepsiyle yeniden tanıştım. Hepsi aynıydı. 10 yıl önceki gibiydiler sadece bir kaç kırışıklık vardı o kadar. Beraber yemek yemeğe başladık. Arada sohbet ediyorduk. Ben fazla konuşmamaya çalışıyordum ama sürekli ben ile ilgili sorular geliyordu. 

Sirius " Mia ailen nasıl peki?"

" Annemiş için  şehir şehir gezen birisi, babamla annem zaten ayrıydılar ama buraya gelmeden önce kardeşim ile babam tatile gitmişlerdi. Baya zaman haber alamadık ama bir kaç hafta önce cesetleri ortaya çıktı. Giderken kaza yapmışlar"

Sirius "Üzüldüm. Pek üzgün değilsin sanırım?"

" Aslında ilk haftası üzüldüm kardeşim için. Babam için üzülmedim kendisi anneme ve bana şiddet uygulayan biriydi. Kardeşimde sadece bunu seyrederdi her hangi bir engelleme çalışması yapmazdı"

Yemek bir kaç soru daha soruldu. Hepsinin cevaplamağa çalışıyordum. Bunaldım lan. Bu ne soru şeysi. Lucius'u daha iyi anlıyorum şimdi neden sofrada konuşulmaması gerek kuralı.